Amed Barosu'ndan Demirtaş için AK'ye başvuru

Amed Barosu, rehin tutulan Selahattin Demirtaş'la ilgili AİHM kararının uygulanmaması üzerine AK Bakanlar Komitesi’ne başvurdu.

Amed Barosu, aynı zamanda barolarının üyesi olan HDP’nin rehin tutulan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının uygulanması için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvuruda bulundu.
Başvuruda, AİHM’in 22 Aralık 2020 tarihli ‘Selahattin Demirtaş/Türkiye (No.2)’ kararında Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi madde 10 (düşünce ve ifade özgürlüğü), madde 5/1 ve madde 5/3 (özgürlük ve güvenlik hakkı), madde 18 (haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması) ile birlikte madde 5 ve Ek Protokol madde 3'ün (serbest seçim hakkı) ihlal edildiği sonucuna vardığına değinildi.
Başvuruda, karar kapsamında Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğunun devam ettirilmesinin ihlalleri sürdüreceği ve Türkiye'nin Sözleşmenin 46/1. maddesi uyarınca Mahkeme'nin kararına uyma yükümlülüğünü ihlal edeceğinin belirtildiği hatırlatıldı.
Baro, devam eden tutukluluk ile AİHM tarafından tespit edildiği gibi Demirtaş’ın haklarının ihlalinin sürdürüldüğüne dikkat çekti.
Başvuruda, "İddianame, Demirtaş'ın yasadışı herhangi bir eylemle ilgili bağına ilişkin somut bir delil içermemekte ve Demirtaş'ın devam eden tutukluluğuna makul bir gerekçe sunmamaktadır. Büyük Daire'nin açık tespitleri ve Türkiye'nin AİHM kararlarını yerine getirme yükümlülüğü ile de açıkça çelişmektedir” denildi.

'ÖNCÜ DAVA KABUL EDİLMELİ'

Amed Barosu, Bakanlar Komitesine şu çağrılarda bulundu:
“* Selahattin Demirtaş/Türkiye (No. 2) kararı nitelikli denetim prosedürü altında izlenmek üzere sınıflandırılmalı ve siyasi amaçlarla milletvekillerinin tutuklanmasına özgü Sözleşmenin 5. ve 18. maddelerinin ihlalleri başlığı altında öncü dava olarak kabul edilmelidir.
* AİHM'in kararının gereği olarak Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması için çağrıda bulunulmalı ve Büyük Dairenin de tespit ettiği gibi Demirtaş'ın devam eden tutukluluğunun Mahkeme’nin ihlal tespitinde bulunduğu haklarının ihlalini devam ettirdiği belirtilmelidir.
* Büyük Daire kararının Selahattin Demirtaş'ın devam eden tutukluluğunu da kapsadığı vurgulanmalıdır. Kararın AİHM tarafından da değinildiği gibi olgusal ya da yasal dayanakları ciddi ölçüde benzer olan gelecekte ileri sürülebilecek suçlamalara veya yapılabilecek tutuklamaları da kapsayacağı vurgulanmalıdır.
* Büyük Daire'nin, Demirtaş’ın tutuklanmasının yolunu açan Anayasa değişikliğinin Sözleşmenin yasallık standardını karşılamadığı ve değişikliği müteakiben başlatılan tüm işlemlerin hukuka aykırı sayılması gerektiği tespiti de dikkate alınarak, anayasa değişikliği ile dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra Demirtaş'a yöneltilen tüm ceza yargılamalarının durdurulması ve düşürülmesi konusunda çağrıda bulunulmalıdır.
* Türkiye hükümetinden, AİHM'in Demirtaş'ın ifade özgürlüğünü kullanmasının hukuka aykırı şekilde ona karşı bir suçun delili olarak kullanıldığı ve Sözleşmenin 5/1. madde ile birlikte 18. maddesinin ihlal edildiği tespitlerine uygun şekilde Demirtaş'ın soruşturulmasında ve tutuklanmasında bulunan çoğulculuğu bastırma ve siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlama örtülü amacını taşıyan tüm suçlamaların düşürülmesi de dahil olmak üzere, keyfi yargı süreçlerinin önüne geçmek adına önleyici yasal tedbirlerin alınması talep edilmelidir.
* Bu konu kapsamında AİHM kararının yerine getirilmesi için bir zorunluluk olan ‘eski hale iade'nin (restitutio ad integrum) Demirtaş'a yönelik siyasi faaliyetler ve ifadeler nedeniyle tutuklanma ve yargılanma biçiminde kendini gösteren yargısal tehdidin son bulmasını gerektirdiği vurgulanmalıdır.

 'ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI'

* Türkiye hükümetinden, AİHM kararının gereğinin yerine getirilmesi ve adil bir yargılamanın yapılarak, keyfi yargı süreçlerinin önüne geçmek adına önleyici tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmelidir.
* Selahattin Demirtaş'ın devam eden tutukluluğunun AİHM'in nihai kararlarının bağlayıcı niteliğine ilişkin Sözleşmenin 46. maddesini ihlal ettiği ve bunun Türkiye aleyhine Sözleşmenin 46/4. maddesini uygulanabileceği hatırlatılmalıdır.”