Avukatların yargılandığı dava ertelendi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la yaptıkları görüşmeler nedeniyle yargılanan 8 avukatın duruşması 16 Aralık tarihine ertelendi. Avukat Rezan Sarıca, Öcalan’ı savundukları için yargılandıklarını söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları Rezan Sarıca, Ali Maden, Baran Doğan, Cengiz Yürekli, İnan Akmeşe, Mahmut Taşçı, Mehmet Selim Okçuoğlu ve Suat Eren hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla İstanbul 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması sona erdi.  

TASFİYE AMAÇLI AÇILDI

Duruşmaya verilen 10 dakikalık aranın ardından savunmasını sürdüren müdafi avukat Özgür Erol, dosyanın çözüm sürecine ve Kürt meselesinin diyalogla çözümüne dahil olan herkesi tasfiye etmek ve "bir daha kimsenin böyle bir şey kalkışmasına" cesaret edememesi adına hazırlandığına dikkati çekti. Erol, soruşturmanın aslında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarına delil toplamaya yönelik hazırlandığına işaret etti.

Özellikle dosyada 2006 ve 2007 yılında İmralı'da gerçekleştirilen görüşmelerin yer aldığına işaret eden Erol, “Ana mesele, o dönem bu görüşme trafiğini başlatan yapı ve Emre Taner hakkında bilgi toplamaktır. 'Önderlik Komitesi' 5 avukata mı teslim edilmiş, böyle bir iddia olabilir mi? ‘Önderlik Komitesi’ işin makyajıydı. 2011 Kasımı’nda avukatları gözaltında tutarken sık sık mülakata çağırıyorlardı. Avukatlara 'mektupları gördünüz mü' sorularını yöneltmişler. Halbuki mektuplar belli oranda basına yansıyordu. ‘Biz burada 30 -40 avukat alırız’ bir tufan kıyamet kopar. Bunlarda  ‘bizi kendiniz çağırdığınız götürdünüz’ diye çıkarlar her şeyi deşifre ederler. Planlanan buydu” dedi. 

BERAAT TALEBİ

Hedeflenen amaca ulaşılmadığını vurgulayan Erol, “Ancak bu olmadı.  Bu da onun bir devamı. Bu kadar aleni bir şekilde yöntemi usulü, bir araya getirme biçimi itibarıyla bu kadar kirli bir yapının hazırladığı dosyadan sağlıklı bir şey çıkmaz. Bu sebeplerle yargılanan avukatlar hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.

HUKUKİ BİLGİ VERMEK SUÇ!

Ardından savunma yapan Öcalan’ın avukatı Mahmut Taşçı, 40 yıldır avukatlık yaptığını ancak ilk defa 10 yıl önce yapılan bir soruşturmanın davaya dönüştüğünü söyledi. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede birçok çelişkinin olduğunu dile getiren Taşçı, iddianamenin apar topar hazırlandığını kaydetti. Hakkındaki suçlamalara dönük savunma yapan Taşçı, 6 Şubat 2012’de yaptığı bir telefon görüşmesinin önüne konulup suç sayıldığını kaydetti. Bu telefon görüşmesinde Tutuklu Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden (TUHAY-DER) bir yöneticiye hukuki bilgi verdiğini belirten Taşçı, hukuki bilgi vermenin suç olmadığını ifade etti. 

“Hukukçu markete gittiğinde marketçi, manava gittiğinde manav hukuki bilgi talebinde bulunur” diyerek hukuki bilgi vermenin suç almadığını yineleyen Taşçı, avukat olarak katıldıkları davaların da önlerine suç olarak konulduğunu hatırlattı. “Davaya girmeyeceksek ne yapacağız. Hukuksuzluk yaşanmasın diye her zaman her yere gideriz” diyerek sözlerini sürdüren Taşçı, Öcalan’la görüşmek üzere iki defa İmralı Adası’na gittiğini ancak her iki defada çıplak aramaya maruz bırakıldığını, bunu kabul etmediği için görüşme gerçekleştiremediği bilgisini paylaştı. 

DAVA AÇAN POLİS VE SAVCILAR HAPİSTE

Ardından söz alan Öcalan’ın avukatlarından Mehmet Selim Okçuoğlu, şunları dile getirdi: “Bize soruşturma açan polis ve savcılar şu an hapisteler. Bu soruşturmaya egemen olan mantık, bugün önümüzdeki yargılama dosyasında karşımıza yeniden çıkıyor. Çatışma sürecinin tekrar başlamasıyla birlikte binlerce can gitti. Hakkımızda açılan kamu davasının başlangıç ayaklarında biri, Kürt meselesinin barışçıl çözümüne yönelik politikaları akamete uğratmak için kimi siyasiler, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşları ile kişileri hedef alıp etkisizleştirme çalışmaları kapsamında başlatılan bir soruşturma dosyasına dayanmaktadır.” 

DAVA KAPANMALI

Ardından söz alan Öcalan’ın avukat Rezan Sarıca, görülmekte olan davanın soruşturmasında yer alan iddiaların 2013’te havuz medyası tarafından gündeme taşındığını ve o günden beri manipülasyon  yapıldığını kaydetti. Soruşturmanın açılma sürecine değinen Sarıca, Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izninin alınmadığını bu nedenle soruşturmanın hukuksuz olduğunu kaydetti. Bu nedenle 10 yıl açılan davadan da yargılanmalarının hukukla bağdaşmadığını ifade eden Sarıca, davanın doğruca kapanması gerektiğini ifade etti. 

ÖCALAN’IN SÖZ HAKKI ENGELLENİYOR

Haklarında soruşturma açılması ve davaya dönüşmesinin temelinde Öcalan’a avukatlık yapmaları olduğuna işaret eden Sarıca, şöyle devam etti: “Öcalan için İmralı, 1999’da yeniden dizayn edildi. Tek kişinin kalabileceği bir ortam yaratıldı. 10 yıl boyunca tek başına tecrit altında kaldı. Ayrıca 10 yıllın ardından 5 tutuklu Ada’ya alındı. Aynı şey onlara da yapıldı. Daha sonra Öcalan’ın avukatlığını yapan 50’ye yakın avukat gözaltına alındı, yargılandı ve tutuklandı. 8 yıldır tek bir görüşme gerçekleşmedi. Başvurularımızın yüzde 90’ı reddedildi. 2014’ten beri sadece 6 aile görüşmesi oldu. 2 defa telefon görüşmesi oldu. Öcalan’ın söz hakkı engelleniyor.” 

İNSANLIK DIŞI UYGULAMALAR

Öcalan’a yönelik özel, olağanüstü bir rejimin uygulandığını sözlerine ekleyen Sarıca, şunları ifade etti: “Sayın Öcalan’a dönük tutum infaz rejimine aykırı olarak gelişiyor. Normal avukat kimliğimizle bütün tutuklularla görüşebiliyorken, Sayın Öcalan söz konusu olduğunda bu durum engelleniyor. O olduğunda hukuk işlemiyor. Sayın Öcalan’a dönük uygulamalar, tecrit etme durumu ulusal ve uluslararası hukuk sözleşmelerine aykırıdır. Uygulamalar insanlık dışıdır. Şu anda da bu uygulamalar devam ediyor.” 

SAYIN DEMEK SUÇ MU? 

Emniyette verdikleri ifadede “Sayın Abdullah Öcalan” ibaresinin suç olarak görüldüğünü belirten Sarıca, “Bizler, müvekkilimizin dosyasını alamayan, sorgulamaya yapamayan ve evrakları inceleyemeyen avukatlarız. Avukatlık mesleğimizi yapmamamız için her türlü uygulamayla karşı karşıya bırakıldık. Sayın dediğimiz için suç sayılıyor. Bunun hukuki bir izahı var mı?” diye sordu. 

ÖCALAN’A YAKLAŞIM TÜRKİYE’NİN HUKUNU ŞEKİLLENDİRİYOR

Bir gazeteciyle yaptığı telefon görüşmesine de değinen Sarıca, bunun suçlama konusu yapıldığını söyledi. O dönemde 4’üncü yargı paketi üzerine konuştuklarını dile getiren Sarıca, şunları söyledi: “Bizimle ilgili açılan bu dava, havuz medyasına servis edildi. Burada suçlandık. Linçe uğradık. Ayrıca şöyle dikkat çekici bir husus var: Türkiye’de hazırlanan yasalar, Öcalan’a göre hazırlanıyor. Bunu da telefonda gazeteciye aktarmıştım. O dönem hazırlanan yargı paketi, Öcalan’a dönük olumlu bir gelişme olmasın diye her şey yapıldı. Öcalan’a yaklaşım, Türkiye’nin hukukunu şekillendiriyor. Normal bir hukuk sisteminde Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmadığı için ve izinsiz telefon dinlemesi yapıldığı için soruşturmanın davaya dönüşmeden düşmesi gerekiyordu. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum.” 

SİYASİ SAİKLERLE AÇILDI

Sarıca’nın ardından söz alan Öcalan’ın eski avukatlarından Suat Eren, iddianamenin itibar edilmesi gereken bir iddianame olmadığını söyledi. Davanın siyasi saiklerle açıldığını belirten Eren, hakkındaki suçlamalar şöyle cevap verdi: “Kız kardeşim ve arkadaşım ile yaptığımız telefon görüşmeleri yanı sıra müvekkillerimle yaptığım görüşmeler suç unsuru olarak gösteriliyor. Hakkımda 28 kere dinlenme talep edilmiş. Ancak sadece 5 görüşme var. Bunlar da dediğim gibi kardeşimle, kız arkadaşım ve müvekkillerimle yaptığım görüşmeler.” 

ADALET EMNİYET GÖREVLİSİNE TESLİM EDİLEMEZ

Tapelerin ardından gizli tanık iddialarına değinen Eren, “Madem ben örgüt üyesiyim, 10 yıldır ne bekliyordunuz. 10 dakika ara verelim, heyet iddianameyi okusun, maddi gerçeği görecek. Adalet, kendini bilmez birkaç emniyet görevlisine teslim edilemez” diye konuştu. 

HUKUKSUZ DİNLEME

Dosyada yer alan tapelere işaret ederek savunmasına başlayan avukat Baran Doğan ise, söz konusu tapelere dair diyecek bir şeyin olmadığını söyledi. Avukat olarak hukuksuz bir şeklide dinlendiğini ve bu nedenle cevap verme gereği duymadığını vurgulayarak Doğan, şunları dile getirdi: “Nasıl anlıyorsanız anlayın, cevap vermeyeceğim. Konuşmalara dair somut bir deliliniz varsa ve dosyaya konulursa o zaman yanıt olurum. Ayrıca bu dosya aslında benle, bizle ilgili değil. Öcalan’ın politik kişiliğiyle ilgili. İmralı Adasına niçin gittiğim soruluyor. Müvekkilimle görüşme nasıl suçlama konusu yapılabilir? Aynı sebepten daha önce yargılandım ve beraat ettim tekrardan bu dava niçin açılıyor?” 

TECRİT EDİLİYOR

Öcalan’a dönük uygulamalara da değinen Doğan, ona yönelik bir infaz rejimi uygulaması olduğunu söyledi. Öcalan’ın dışarıyla bağlantısının kesilmesinin hedeflendiğini belirten Doğan, bu şekilde tecrit edilmeye çalışıldığını kaydetti. 

DURUŞMA ERTELENDİ

Doğan’ın savunmasının ardından müdafi avukatlar söz aldı. Avukatların savunması ardından mahkeme, duruşmaya 20 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti avukat İnan Akmeşe’nin savunmasının beklenmesine, sanıkların üzerlerine yüklenen suçun vasıf ve mahiyeti ile dosyanın mevcut delil durumu göz önüne alınarak duruşma 16 Aralık’a ertelendi.