Kaplan: Madımak’ı kuşatanlar Türkiye’yi kuşattı

Cumhur ve Millet ittifaklarına mahkum olmadıklarını, HDP öncülüğünde üçüncü seçeceğin mümkün olduğunu kaydeden PSAKD Genel Başkanı Kaplan, Madımak’ı kuşatanların, bugün Türkiye’yi kuşattığını söyledi.

PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, HDP Eşbaşkanları ile Alevi kurumlarının gerçekleştirdiği toplatının oldukça samimi geçtiğini belirterek, HDP’nin açıkladığı deklarasyonu değerli bulduklarını; 11 maddenin altına gözü kapalı imza atacaklarını toplantıda ifade ettiklerini, ancak eleştirilerini de aktardıklarını vurguladı.

Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, HDP’nin ‘Demokrasiye, Adalete ve Barışa Çağrı Deklarasyonu’nu ANF’ye değerlendirdi.

ÜÇÜNCÜ YOL MUTLAKA OLUŞTURULMALI

Türkiye’de mevcut ittifakın dışında üçüncü bir seçeceğin mümkün olduğunu belirten Kaplan, şunları söyledi: “Alevilerin konumu, dünyaya bakışı, tarihsel misyonları gereği Cumhur İttifakı içerisinde olmaları mümkün değil. Bu nedenle daha çok Millet İttifakı’na destek verdiler. Millet İttifakı’nın bileşenlerinden Alevilerin destek verdiği ana parti, CHP’dir. Alevilerin hayatta oy vermeyeceği, kadrolarında yer almayacağı partiler de var. Devletin derin aklının bir partisi vardı; MHP. Devletin aklı bu partiyi ikiye böldü, birini bir ittifaka, birini de diğer ittifaka gönderdi. İkisini de kontrol altında tutmak amacıyla gönderdi. Millet İttifakı’nın bileşenlerinden biri de  Saadet Partisi’dir. Alevilerin, bu partiyle yan yana gelmesi mümkün değil. Sanki Türkiye, bu iki ittifaka mahkummuş gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Oysa üçüncü yol mutlaka oluşturulmalı. HDP’nin öncülüğünde barıştan, özgürlükten, demokrasiden yana olan tüm siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin kurabileceği bir ittifak mümkündür. En büyük görev HDP’ye düşüyor. HDP, kilit partidir ve her iki ittifakın da bu partiye ihtiyacı olduğu bir gerçektir.”

MADIMAK’I KUŞATANLAR TÜRKİYE’Yİ KUŞATTI

Alevilerin diğer iki ittifakta yer alamayacağını kaydeden Kaplan, şöyle devam etti: “Aleviler, ağaç keserken dahi ağaçtan özür diler, gulbang okuyarak keser. İhtiyaç olmadığı sürece avlanmanın yasak olduğu bir inançtır. Aleviler mazlumdan yanadır. Madımak’ı kuşatanlar, bugün Türkiye’yi kuşatmış. İktidara baktığımızda; Madımak Katliamı’nın sanıklarını savunan avukatları, belediye başkanını, bakanı çeşitli kadrolarda değerlendirirsen, arananları işe alırsan Alevilerin bu ittifaka destek vermesi mümkün değildir. Diğer İttifak için de milliyetçi söylemler geçerli. 72 millete bir nazarla bakma düsturuna sahip olan Aleviler, milliyetçiliğin ve ırkçılığın bir çocukluk hastalığı olduğunu söylüyor. Bu yüzden ırkçı bir partiye destek vermeleri mümkün değil.”

DEMOKRATİK ÇÖZÜMDEN YANAYIZ

Bu ülkede iç barış, iç huzur olmadığı sürece, inancının, milliyetinin bir kıymeti olmadığını kaydeden Kaplan, şöyle konuştu: “Suriye gerçekliği var. Bugün Suriyeliler çocuklarının canını ortaya koyarak camisiz ülkelere sığınıyor. Bir din faktörü olsaydı camili ülkelere sığınırlardı. Türkiye’ye yerleşen Suriyelilere baktığımızda bir anket yapsanız, yaşamak istedikleri ülkelerde İslam ülkeleri en son sıralarda yer alır. Kürt sorununun demokratik çözüme ulaşması gerektiğini de biz her zaman dile getirdik. Biz bu konuyu ne HDP ne de devletin aklıyla değerlendiririz. Aleviler, mutlaka mazlumdan yana bir çözümün gerçekleşmesinden yanayız. HDP’nin kadrolarının yarısı içeride tutsakken her şeye rağmen politika üretmeleri, Türkiye’nin gündemini belirlemeleri, belirledikleri 11 maddenin köylerde dahi konuşuluyor olması bizim için kıymetlidir. HDP’nin üzerinde bir baskı unsuru var ve ‘terör’ ile ilişkilendiriyorlar. Yasaları, anayasayı beğenmeyebilirsiniz, anti demokratik yasaların değiştirilmesi de gerekiyor ama yasalar çerçevesinde kurulmuş bir partidir. Kürtlerin talepleri ve sorunları bellidir.”

ALEVİLER ANAYASADA KENDİLERİNİ GÖRMEK İSTİYOR

Deklarasyon maddelerinden Demokratik Anayasa maddesinin Aleviler açısından da önemli olduğunu belirten Kaplan, Alevilerin anayasal isteklerini şu sözlerle ifade etti: “Öğrencisiniz, mezun olduğunuzda size yıllık adında bir şey veriyorlar. İlk önce açar ve kendinizi ararsınız orada. Hakkımda ne yazılmış, nasıl çıkmışım diye. Diğerlerine bakmazsınız. Biz de Aleviler olarak öyle bir anayasa istiyoruz ki açtığımızda biz kendimizi görebilelim. Türkiye’nin şu andaki anayasasında eşit yurttaşlıkla ilgili çok madde var. Fakat uygulanma aşaması sorun. Alevilerle ilgili AİHM kararları var ama uygulanmıyor. Demokratik Anayasa elzemdir fakat uygulama aşamasında bu ülkenin zihniyetinin değişmesi gerekiyor. Şu anki mevcut iktidar da Diyanet ve YÖK gereksiz, diyordu. Şimdi sarıldığı iki nokta oldu. Üniversiteleri YÖK üzerinden, muhalif kesimi, azınlıkları da Diyanet üzerinden zapturapt altına almak istiyor. Zihniyetlerin değişmesi gerekiyor. Anayasayı değiştirmekle sorun bitmiyor. Bir Ortadoğu ülkesi olup kaotik bir ortamda mı yaşamak istiyoruz yoksa gerçekten demokratik, özgür, laik bir cumhuriyette mi, ortak vatanda mı yaşamak istiyoruz.”

DEKLARASYONU DEĞERLİ BULUYORUZ

PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, HDP Eşbaşkanları ile Alevi kurumlarının gerçekleştirdiği toplantının oldukça samimi geçtiğini belirterek, şunları ekledi: “HDP’nin açıkladığı deklarasyonu değerli buluyoruz. 11 maddenin altına gözü kapalı imza atacağımızı toplantıda kendilerine de belirttik. Kürt sorununu bir yüz yıla dayandırabiliriz ama bu ülkede Alevilerin bin yıllık sorunu devam ediyor. Hükümet için hala Alevilerin köylerine cami şartı koyuluyorsa bu önemlidir. Diyanet vurgusunun deklarasyonda olması gerektiği talebimizi ilettik. Kendileri açısından haklı bir gerekçe gösterdiler. ‘Biz bu sorunları ‘eşit yurttaşlık’ temelinde çözmek istiyoruz’ dediler. Biz de kendilerini haklı bulduk, ciddi ve samimi bir toplantıydı. Türkiye’nin siyasi tıkanıklığını açma noktasında HDP’nin açıkladığı 11 maddeyi olumlu buluyoruz. HDP, Alevi toplumu açısından değerlendirirsek, çıtayı çok yüksek tutuyor ve dolayısıyla 11 madde içinde Aleviler kendi kimliğine dair bir kelime görmediğinde de hayal kırıklığına uğruyor. Tabii ki HDP’li milletvekillerine teşekkür ederiz. En ufak Alevi sorunlarını da Meclis’te dile getiriyorlar. Bu da Alevi toplumu açısından kıymetlidir. Meclis’te kendilerini sözcü gibi görüyorlar ve en ufak sorunda kürsüden dile getiriyorlar.”