Katırcıoğlu: İktidarın tercihi savaş bütçesi

Geçen sene bütçenin dörtte birine yakınının savaş harcamalarına gittiğini belirten HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, iktidarın bu seneki tercihinin de savaş bütçesi olduğunu söyledi.

Bütçenin hükümetlerin tercihini yansıttığını belirten Katırcıoğlu, 2022 yılı bütçesinin de geçtiğimiz yıla benzer olacağını ifade etti. HDP olarak güçlü bir muhalefet yapacaklarını kaydeden Katırcıoğlu, ‘Bütçe Buluşmaları’ kapsamında yaptıkları çalışmaları da hatırlatarak tercihlerinin halktan yana bütçe olduğunu vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinden Erol Katırcıoğlu, 26 Ekim’de başlayacak olan 2022 bütçe görüşmelerine ve TL’nin rekor değer kaybına ilişkin ANF’ye konuştu.

Katırcıoğlu, 2022 yılı bütçesi ile ilgili henüz net rakamların gelmediğini belirterek, “Harcamaların görece olarak 1 trilyon 400 milyar Türk Lirası gibi bir rakama geldiği, bir anlamda 2021 bütçesiyle kıyasladığımızda daha geniş bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bütçeler, hükümetlerin toplanan vergileri hangi kesimlerin çıkarına dağıtmayı uygun bulduğuna dair tercihlerini yansıtıyor” dedi.

BÜTÇENİN DÖRTTE BİRİ SAVAŞA

Partisinin ‘Bütçe Buluşmaları’ kapsamında yaptığı halk buluşmalarında halkın taleplerini dinlediğini ifade eden Katırcıoğlu, şöyle devam etti: “2015’ten sonraki zaman içinde bütün bütçelerde güvenlikçi harcamalar daha büyük kalem tutuyordu. Kastettiğim sadece askeri harcamalar değil; polis teşkilatı, jandarma teşkilatı, sahil güvenlik gibi güvenliğe dahil olan faaliyetlerin harcamalarıdır. Geçen sene itibarıyla  neredeyse bütçenin dörtte birine gelmişti. Güvenlik çerçevesindeki faaliyetlere ayrılan paralar sonuç olarak halkın daha fazla yararına kullanılabilecek paralardı. Tercih böyle olmadığı için bu sene de geçen senekine benzer bir bütçe olacağı kanaatindeyim. Hükümetin ülke ekonomisine genel yaklaşımında değişiklik olmadı. Yine S-400’lerden söz ediliyor, F-16’lar almayı düşünüyorlar. Yine silahlanma yarışının bir parçası olarak kendini görüyor. Türkiye kaynaklarını akıllıca kullanamadığı için ekonomik refah sağlanmıyor. Bizim HDP olarak tercihlerimiz halktan yana. Güvenlikçi harcamalar değil, aksine toplumu rahatlatacak, toplumun daha barışçıl faaliyetlerine ağırlık vermesini sağlayacak harcama kalemleri düşünüyoruz. Bütçe öncelikle Plan Bütçe Komisyonu’na geliyor. Partimizi temsilen komisyonda ben dahil üç arkadaşız. Biz geçen senelerde de olduğu gibi kuvvetli bir muhalefet yapacağız. Şimdiden bir ön çalışma olması için ‘Bütçe Buluşmaları’ ile toplantılar yapmaya başladık. Toplumun çeşitli kesimleriyle görüşerek bütçeden ne beklediklerini anlamaya çalışıyoruz.”

ÜLKENİN İHTİYACI BARIŞTIR

Kaynaklar geniş olmasına rağmen insanların o kaynaklara uygun yaşayamadığını; kişi başına gelirin 12-13 bin dolarlardan 7-8 bin dolara indiğini kaydeden Katırcıoğlu, şunları ifade etti: “Reel gelirde bir kayıp var. Bu gerginlik, çatışmacı, kimlikçi politikalar bizi buraya getirdi. Siyasetteki gerilimler daima ekonomiye de yansır. Mesela yatırımcı yatırım yapacağı varsa da yapmaz. Kaynağı alır gider, başka bir ülkede değerlendirir. Ülkenin her bakımdan ihtiyacı olan barıştır. Eğer bu tersine çevrilebilirse çevremizdeki ülkeleri de etkileyeceğiz. Suriye, Irak, İran’ı etkileyeceğiz. Barışçıl bir Ortadoğu olmasına sebep olacağız. Kürtlerin Suriye’de kuracakları özerk alanı tahrip etmek, bir şey yapmış olmak değil. Bütçe meselesinde bu siyasi sorunları da konuşacağız.”

DOLAR 10 TL’Yİ GEÇEBİLİR

TL’deki rekor düşüşe dikkat çeken Katırcıoğlu, “Tüm dünyada faizler yükselirken siz faizi indiriyorsunuz; 19’dan 18’e indiriyorusunuz ve enflasyon 19. Topluma negatif faiz öneriyorsunuz. Negatif faizi olan TL’ye neden yatırım yapsınlar? Piyasadan bu sebeple çıkanlar oldu. Merkez Bankası’yla bu kadar oynamış olan iktidar, şimdi de Para Politikaları Kuruluşu’ndaki (PPK) üç önemli kişiyi görevden aldı ve yerine başkalarını atadı. Bu, TL’nin değerini düşürecek bir etkendi. Siz TL’yi değersiz hale getirdiğinizde ihracatınız artar ama ihracatın artması başkalarının ihracatının azalmasına yol açar ve tepki gösterilir. Son 15 yılın istatistikleri, kurlarla ihracat arasındaki ilişkinin düşünüldüğü gibi olmadığını gösteriyor. Önümüzdeki günlerde Merkez Bankası faizlerle ilgili bir karar verecek, tekrar faizleri indirmeye karar verirlerse görün siz curcunayı; doları tutana aşk olsun. Dolar, 10’un üzerine bile geçebilir.”