Sancar: Üçüncü Yol için önce bu iktidarı göndereceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Üçüncü Yol’un önünü açmak için önce bu iktidarı göndereceğiz. Zalimlere kaybettireceğiz, Yeşil Sol kazanacak" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Temel gündemi seçimler olan Sancar, AKP-MHP iktidarının son bulacağı günler için geri sayımın başladığını söyledi.

Ramazan Ayı’nın berekete, adalete ve barışa vesile olmasını dileyerek sözlerine başlayan Sancar, “Açlığın, yoksulluğun ve sefaletin katlanarak arttığı, iftar sofralarının her geçen yıl daha zor kurulduğu Ramazan Ayı’na başladık. Ama az kaldı değerli dostlar, halka yoksulluğu, sefaleti katlanması zor yaşamı reva gören AKP-MHP iktidarından bu ülkenin kurtulacağı tarihi ana sayılı günler kaldı. Kimsenin aç yatmayacağı, aç kalmayacağı, sofralara bereketin geldiği, herkesin huzur, refah ve güven içinde yaşayacağı, eşitsizlik ve ayrımcılığın son bulacağı güzel günlere yol almamız için az kaldı. Büyük bir değişimin arifesindeyiz. Ülke kaynaklarının üzerine çullananların değil, emekçi halklarımızın ekmeğinin ve sofrasının büyüyeceği bir ülkeyi inşa edeceğimiz günler yakındır. Kendi menfaatinden ve koltuğundan başka hiçbir şey düşünmeyen, halkı büyük ekonomik buhranla, depremin yıkımı ve enkazı ile baş başa bırakan AKP-MHP saltanatının son bulacağı aydınlık günler için geri sayım başladı” dedi.

‘KARANLIK İTTİFAKI DURDURACAĞIZ'

Sancar, iktidar bloğunun varlığı sürdürmek için her yola başvurduğunu ifade ederek, “Tarihimizin en karanlık ve tehlikeli ittifakı oluşmuş durumda. Bu ittifaka karşı tüm demokrasi güçlerinin birlikteliği ve ortak iradesi her zamankinden daha önemlidir. Hiç kimse bu sorumluluğu bir an bile aklından çıkarmamalıdır. Bu karanlık ve tehlikeli ittifakı durdurmak için hep birlikte ortak mücadele ve ortak irade göstermenin zamanıdır. Bu tarihi anda hata yapanın tarih önünde de halkların vicdanında da affedilmesi mümkün olmayacaktır. Biz bu sorumluluk ile hareket ediyoruz, Türkiye halklarına karşı bu bilinçle yolumuzda yürüyoruz ve bu karanlık ve tehlikeli ittifakı durdurmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.

'BÜYÜK BULUŞMAYLA SEÇİM BİLDİRGEMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ'

Sancar, 30 Mart’ta Seçim Beyannamelerini açıklayacaklarını dile getirerek, “Seçimler artık çok yakın, hazırlıklarımızı büyük bir hızla, şevkle ve heyecanla yürütüyoruz. Partimiz tüm imkanlarını seçimler için seferber etmiş durumdadır. Bütün arkadaşlarımız canla başla çalışıyor. Bir yandan aday adayı başvuruları tüm hızıyla sürüyor, diğer yandan seçim bildirgemiz de son aşamasına gelmiş bulunuyor. 30 Mart’ta, Perşembe günü büyük bir buluşmayla seçim bildirgemizi tüm toplumla paylaşacağız. Açıklayacağımız bildirge, Türkiye’nin demokratik çözüm programı olacaktır. Aydınlık günlerin, halklarımızın özlediği özgürlüklerin, barışın ve adaletin programı olacaktır. Yeni bir dönemin ve yeni yaşamın manifestosu olacaktır. Seçim sürecinde tempomuzu hiç düşürmeden çalışacağız. Tam kadro sahada olacağız, ev ev, mahalle mahalle, köy köy, kasaba kasaba, semt semt, fabrika fabrika, tarla tarla gezeceğiz. Bütün insanlarımızla doğrudan temas kuracağız. Türkiye’nin her bir köşesinde değişimin güçlü rüzgarını estireceğiz” ifadelerini kullandı.

'HDP BÜYÜK BİR DEĞİŞİM DALGASI YARATTI'

HDP’nin ülkede büyük bir değişim dalgası yarattığını söyleyen Sancar, “Partimizden aday olmak için her kesimden yoğun bir ilgi var. Bu bizi gururlandırıyor. HDP’ye olan ilginin her geçen gün artması, umudun HDP’de olduğu, HDP’nin yarattığı değişim dalgasının ülkenin her bir köşesinde karşılık bulduğunu, heyecan yarattığını gösteriyor. Umut HDP’dir, umut kurduğumuz ittifaklardadır. Umut kadınların kararlı mücadelesindedir, gençlerdedir, toplumun tüm ezilen kesimlerinin demokratik dönüşüm iradesindedir. HDP ve ittifakları altındaki bu büyük buluşma Türkiye’ye ve demokrasiye büyük kazandıracaktır. HDP’nin önünü kesmeye yönelik kumpas ve davalar hala devam ediyor. Her türlü oyunu oynamaya devam edeceklerini biliyoruz. Ama böyle bir dönemde bile hiç geri durmayacakları kumpasların hepsini boşa çıkaracağız. Bugüne kadar ne yaptılarsa, ellerinden geleni artlarına koymadan neyi devreye soktularsa, hepsine karşı direndik, yol bulduk, yolların tamamının kapandığı düşünüldüğünde yeni yollar bulduk. İşte bu yollarda yürüyoruz. Başından bu yana tuzakların farkındayız, oyunların farkındayız, geleneğimiz ve deneyimimiz bize bu tuzakları aşma yolunu gösterdi, gösteriyor. Tedbirlerimizi de buna göre aldık, seçeneklerimizi tüm riskleri gözeterek oluşturduk” diye konuştu.

ÜÇÜNCÜ YOL

Yeşil Sol Parti ile seçimlere gireceklerini yineleyen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halklarımıza söz vermiştik, ‘asla sizleri seçeneksiz bırakmayacağız’ diye. İşte bu sözün verdiği sorumlulukla bütün çalışmalarımızı yürüttük, 14 Mayıs seçimlerinde halkımızın sandığa yansıyacak ve önümüzdeki süreci belirleyecek tarihi iradesi ve gücünü riske etme hakkımız yoktu. Böyle bir lüksümüz yoktu, yeni bir dönem başlarken, bu büyük dönüşüm gücünü mutlaka parlamentoya taşımamız gerekiyordu. Kapatma davası devam ederken başvurular yaptık. Bu davanın seçimden sonraya bırakılmasını meşru, siyasal ve hukuksal gerekçelerle talep ettik. Ama Anayasa Mahkemesi 24 aydır süren davada bir ay daha beklememe kararı verdi. Biz bunun ne anlama geldiğinin farkındayız, bu planın neyi hedeflediğini elbette biliyoruz. Bu tuzağı ve bu riski görerek kararlarımızı aldık ve seçimlere Yeşil Sol Parti ile girmeyi kararlaştırdık. Onlar akıllarınca tuzaklar oluştururken, bizler aklın, inancın ve kararlılığın ışığında yürüdük. Evet dediğim gibi bu dönem büyük değişimin eşiğinde olduğumuz dönemdir. Parlamento önümüzdeki dönemin çok önemli bir mekanı olacaktır, hatta öznesi olacaktır. Biz biliyoruz ki toplumsal ve siyasal mücadele sadece parlamentodan ibaret değildir. Parlamento çalışmaları sadece kendi başına bütün diğer alanlardaki mücadelelerin yerine geçemez. Ama toplumsal ve siyasal alanda ortaya koyduğumuz güçlü, kararlı, derin mücadelenin parlamentoya en güçlü şekilde yansıması da çok önemlidir.

 O nedenle riske girmedik, onların inisiyatifine bırakmadık, mahkemenin inisiyatifine de bu zorba ve bu kumpasçı iktidarın inisiyatifine de kaderine terk etmedik. Yeşil Sol Parti ile seçimlere giriyoruz, bir kez daha tekrar ediyorum. Bu tedbirler, bu kararlılık, bu sağduyu ve tarihe ve halklara karşı sorumluluk, işte bu iktidara dert olsun. Bu iktidar bundan ders almaz biliyoruz, en büyük dersi sandıkta vereceğiz. Biz onların hileleriyle de oyunlarıyla da her türlü kumpasıyla da baş etmeyi öğrendik, işte bu da onlara büyük dert olsun. Yeşil Sol Parti, HDP’nin bileşeni partilerimizden biridir. 14 Mayıs seçimlerindeki adresimizdir. Seçim sandıklarındaki rengimizdir. Dostlar, yolumuz Üçüncü Yol’dur, yolumuz şimdi Yeşil’in ve Sol’un yoludur, değişimin yolu ve adresi bu seçimlerde Yeşil Sol’dur. İnanıyoruz ki 14 Mayıs’ta tüm seçim sandıklarını yeşile boyayacağız, Mayıs’ın baharı ile yeşil solun baharı sandıklarda buluşacaktır. Emin olun bunu başaracağız.

'STRATEJİK HEDEFİMİZ İKTİDARI GÖNDERMEK'

Geçtiğimiz hafta Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerle ilgili içinde bulunduğumuz siyasal ve toplumsal şartları gözeterek, tarihsel sorumluluğumuzun gereği olarak aday çıkarmama yönünde karar aldık, bunu kamuoyuna açıkladık. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi 27 Eylül 2021’deki Tutum Belgemiz bizim adeta kutup yıldızımızdır. Böyle olmaya devam ediyor. Bu yıldıza bakarak, demokratik ilke ve tutumlarda ortaklaşma suretiyle, diyalog yoluyla mutabakattan yana olduğumuzu her defasında ifade ettik. Bu tutumumuz aynı kararlılıkla ve sağlamlıkla devam ediyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken, Türkiye’yi güçlü demokrasiyle, büyük barışla buluşturmak, hak temelli toplumsal sözleşmeye bağlı yeni bir anayasal dönemi başlatmak, eşit yurttaşlığı, barışı, özgürlükleri ve adaleti bu topraklarda hakim ve kalıcı kılmak stratejim hedefimizdir. Bu stratejik hedefimizin somut ifadesi, bu iktidarı göndermek ve bu düzeni değiştirmektir.

Karşımıza hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar bu hedefe emin ve kararlı adımlarla yürümeye devam ediyoruz. Çünkü halklarımıza sözümüz var. Toplumun en geniş kesimlerince kabul gören, köklü ve güçlü fikriyatımız, demokrasiden, barıştan ve eşitlikten yana ilkeli tavrımız, Türkiye’nin bugün beklediği, özlediği büyük değişim ve dönüşümün tam da kendisini ifade etmektedir. Bu ceberut düzenden, yozlaşmış, çürümüş ve aynı zamanda çürüten talan düzeninden, savaş politikalarından, sömürüden, her türlü ayrımcılıktan kurtulmak isteyen her bir insanımızın yüzünü döneceği yer, buluşacağı adres bizleriz. Ne statüko ne de restorasyon diyoruz. Bizim arzumuz, hedefimiz, sürekli kriz ve kaos üreten bu düzeni değiştirmektir. Türkiye toplumu on yıllardır statüko ve restorasyon tercihine sıkıştırılmak isteniyor. Biz bu sıkışmışlığı Üçüncü Yol fikriyatımız ve politikamızla bertaraf ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Üçüncü Yol’un önünü açmak için önce bu iktidarı göndereceğiz, bu düzenin değişmesini sağlayacak büyük birlikteliği kuracağız. 

Türkiye’nin her alanda önünü tıkayan, gelişmesini engelleyen, Kürt sorunu başta olmak üzere bütün sorunlar karşısında diyalog ve çözüme odaklı yeni bir anlayışın, yeni bir siyasal kültürün ve dilin mutlaka oluşturulması gerekiyor. Halkların ortaklığı ile kurulacak bu yeni dünyayı da inşa etmek de yolumuzu aydınlatacaktır. Yeni bir dil olmadan, yeni bir dünya kurulamaz. Biz bu yeni dili mücadele birikimimiz ile halklarımızın ortaklığı ile oluşturuyoruz, büyütüyoruz. Hedefe emin adımlarla ilerliyoruz.

'KRİZDEN ÇIKIŞIN YOLU...'

Ret ve inkar bu ülkeye 100 yıl kaybettirdi. 100 yılda büyük sorunlar yaşandı şimdi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı birbirini tekrar eden anlayışlarla değil yeni bir başlangıcın çözümü getireceği bir siyasetle ancak açılabilir, ikinci yüzyılın inşası için bu yol gereklidir. Ret ve inkar değil, tanıma ve çözüm. Evet şiarımız budur, ret ve inkar değil, tanıma ve çözüm, baskı ve zulüm değil, katılım, özgürlük, eşitlik istiyoruz. Güçlü demokrasi istiyoruz ve Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmaktır hedefimiz. Demokratik Cumhuriyeti gerçek anlamda inşa etmektir amacımız. İşte yolumuz bu yoldur arkadaşlar. Kavga, kutuplaşma, çatışma, ayrıştırma, nefret ve düşmanlık iklimi değil, barışa, diyaloga dayanan, insan onurunu, eşitliği, özgürlüğü, adaleti esas alan yeni bir anlayışla ortak akıl ve katılımcı demokrasi diyoruz. Bu söylediklerimiz Türkiye’nin temel ihtiyaçlarıdır. Toplumun çok büyük bir çoğunluğunun arzusudur, özlemi ve beklentisidir. Krizlerden çıkışın yoludur, çözümün yol haritasıdır.

Israrla sorunlarımızın çözüm yolu demokratik siyasettir diyoruz. Kürt sorunundan, Alevi toplumunun taleplerinden toplumsal cinsiyet eşitliğine, ekonomiden toplumsal adalete ve ekolojiye varıncaya kadar her alandaki sorunlarımızın çözüm zemini toplumsal ve siyasal demokratik mücadeledir. Bu açıdan parlamentonun önümüzdeki dönemde hayati bir önem taşıyacağını biliyoruz. Bu ülkenin toplumsal ve siyasal gerçekliğine ters olan tekçi, merkeziyetçi sistemin bir daha geri dönmemek üzere terk edilmesi ve yerine katılımcı güçlü bir yerel demokrasinin kurulması cumhuriyeti demokrasi ile buluşturmak için şarttır. Bu nedenle parlamento seçimlerine çok büyük önem veriyoruz. Geniş ve güçlü bir temsil kabiliyetini parlamentoda oluşturmak zorundayız. 8 Mart’ların, Newroz’ların, 1 Mayıs’ların meydanlardaki siyasal ve toplumsal gücünü 14 Mayıs seçimlerinde parlamentoda en büyük sayısal ve siyasal güce dönüştürmek görevimizdir, sorumluluğumuzdur. 

Kürt halkının, demokrat, sol, sosyalist güçlerin, kadınların, tüm kimlik ve inançların, işçi sınıfının, ezilenlerin ve ötekileştirilenlerin, gençlerin ve ekolojistlerin, engellilerin, barış ve insan hakları savunucularının gücünü parlamentoya mutlaka taşıyacağız. Herkes topluma ve dünyaya kendi olarak, kendi sözüyle seslenecek. Bu Meclis’i farklılıkların, demokratik birliğine bir ortama çevireceğiz. Demokratik Cumhuriyetin teminatı da buna giden yolu açılmasının da gücü bizler olacağız. Kendi gücümüzle halkların ortak iradesiyle değişimin dönüşümün yolunu açacağız ve bu yolda sağlam adımlarla ilerleyeceğiz.

'AYDINLIK GÜNLERİ BİZ GETİRECEĞİZ'

İşte önümüzdeki kavşak tam da budur. Karanlığın dibi mi aydınlık günler mi? Aydınlık günler burada bizlerle gelecektir herkesin inansın buna. O nedenle sandığa atacağımız her oy geleceğimizin teminatını oluşturacak fikriyata ve insanalar verilecek oy olacaktır. Diyoruz ki zulme karşı buradayız, birlikte değiştireceğiz. Yıkıma ve talana karşı yeniden inşa için buradayız, birlikte değiştireceğiz. Sömürüye karşı emeği savunanlarla birlikte yürüyoruz, birlikte değiştireceğiz. Kadınların mücadele ile buradayız, birlikte değiştireceğiz. Söz veriyoruz; hep birlikte değiştireceğiz. Gençlerin enerjisi ile buradayız, birlikte değiştireceğiz. Buna herkes inansın, bu inançla yolumuzda kararlılıkla yürüyelim. Milyonların iradesini özgürlüğe, adalete, eşitliğe taşıyacağız. Tarihte rüzgar da güneş de toprak da haktan ve haklı olandan yanadır. Zalimlere kaybettireceğiz, mazlumlara kazandıracağız. Yeşil Sol kazanacak, ittifaklarımızla birlikte kazanacağız, tüm Türkiye halklarına kazandıracağız. Yolumuz açık olsun arkadaşlarım, serkeftin.”