Temelli: Türkiye'nin tıkanmışlığını aşmak mümkün

Demokratikleşme sancısı çeken ve yolunu bulamayan Türkiye'nin bu tıkanmışlığını aşmanın mümkün olduğunu belirten DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, üçüncü yol çözüm perspektifine işaret etti.

ÜÇÜNCÜ YOL PERSPEKTİFİ

DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, 2028'deki seçimlere kadar Türkiye'deki mücadelenin, demokratikleşme ile müesses nizamın otoriterleşmesi arasında bir hatta ilerleyeceğini belirterek, “Demokrasi mücadelesinin kazanabilmesi için hem siyasi muhalefet hem de toplumsal muhalefetin demokrasi cephesini büyütecek bir yerde konumlanması gerekir. Bu başarılabilirse rejim sonlanabilir ve Türkiye çoğulcu, demokratik bir yere doğru yol alabilir” dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, 31 Mart yerel seçim sonuçlarını ANF’ye değerlendirdi. 31 Mart seçimlerini, sadece belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri üzerinden değil siyasi tabloyu değiştirmesi üzerinden de okunması gerektiğini belirten Temelli, aslında Mayıs seçimlerinde oluşan Meclis aritmetiği üzerinde de önemli bir etki yaratacağını; 31 Mart sonuçlarında ortaya çıkmış olan tabloya göre biçimleneceğini söyledi. 

TEMEL FAKTÖR KÜRT MESELESİNE YAKLAŞIM

Ekonomiden emeklilerin tepkisine, eğitim alanında, sağlık alanında, yerel yönetim alanında çıkan birçok meselenin bu seçim sonuçlarını belirlediğini kaydeden Temelli, “Tüm faktörlerin gerekçesini açıklamak açısından bir ana faktör karşımıza çıkıyor; o da tartışmasız AKP'nin Kürt meselesine yaklaşımıdır. AKP'nin Kürt meselesine olan yaklaşımı, savaş politikaları, Kürt düşmanlığı, meseleyi çözümsüzlüğe mahkum etmesi, demokratik siyaset alanını tasfiye etmesi, kayyumcu bir zihniyetle ülkeyi yönetmeye çalışması temel faktörü oluşturuyor ve bu ister istemez hem ekonomi alanında, hem siyasi alanda hem de toplumsal alandaki krizleri besliyor, büyütüyor. Ana faktöre gerekli bir açıklayıcı yaklaşımda bulunmadan diğerlerini açıklamak çok da olası değildir” şeklinde konuştu. 

DÖRT YIL MÜCADELEYLE GEÇECEK

Temelli, 2028'deki seçimlere işaret ederek, bu dört yıl boyunca Türkiye'de demokratikleşme ile müesses nizamın otoriterleşmesi arasında bir hatta ilerleyeceğini vurguladı. Temelli, şöyle devam etti: “Demokrasi mücadelesinin kazanabilmesi için bu seçim sonuçlarını hem siyasi muhalefet hem de toplumsal muhalefet çok iyi okumalı ve bu anlamda demokrasi cephesini büyütecek bir yerde konumlanmalı. Bu başarılabilirse rejim sonlanabilir ve Türkiye çoğulcu, demokratik bir yere doğru yol alabilir. Dolayısıyla önümüzdeki dört yıl bu mücadeleyle geçecek.” 

MESELEYE BÜTÜNLÜKLÜ BAKMAK LAZIM

DEM Parti dışındaki muhalefetin hem seçim sonuçlarından hem de ilerleyen süreçten önemli dersler çıkartması gerektiğini belirten Temelli, şunları söyledi: “Toplumun zeminde oluşturduğu ittifakların artık siyasete daha fazla yön vermesi gerekir. Bütün bu gelişmeler süreci belirleyecektir. Tabii burada en temel başat konu, yine muhalefet savaş karşıtlığında buluşabilecek mi? Muhalefet Kürt sorununun demokratik çözümünde buluşabilecek mi? Muhalefet, hukuk devletini yok eden hukuk dışı tecride karşı bir tavır ortaya koyabilecek mi? Yoksulluğa ve kapitalist sistemin sömürüsüne karşı bir çözümde buluşabilecek mi? Bütün bunlar bu sürecin en önemli belirleyeni olacaktır. Gerçekten Türkiye, bir demokratikleşme sancısı çekiyor ve bir türlü yolunu bulamıyor. 3. Yol aslında bütün muhalefete büyük çağrısını bir kez daha yenilemiş durumdadır. Bu çağrıya kulak verildiği ölçüde Türkiye'nin bu tıkanmışlığını aşmak mümkün olabilecektir. Kürt sorununun çözümü Ortadoğu halklarının özgürlüğü, barışı için önemli bir adımdır. Dolayısıyla böyle bütünlüklü bir şekilde meseleyi ele alıp değerlendirmek gerekir.”