İki tabutun başındaki Tala bebek

Tişrîn Barajı’nın kıyısında bir aşk hikâyesi, şimdi direnişin simgesi olan bir bebeğin kaderine yazılıyor. Henüz 7 aylık olan Tala, annesi ve babasını kaybettiği o cenazede, olan biteni anlayamayacak kadar küçüktü.

TALA BEBEK

15 Ocak 2025’te, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılarda, bölgede nöbet tutan iki sivil hedef alındı: 22 yaşındaki eğitim emekçisi Hêza Mihemed ve 37 yaşındaki ziraat mühendisi Edhem Elî.
Tala’nın annesi ve babasıydılar.

Hêza ve Edhem sadece birbirlerini değil; aynı zamanda halklarını, topraklarını ve özgürlük mücadelesini de sevmişti. Bu sevgiyle 2023’te yollarını birleştirdiler ve 2024’te Tala dünyaya geldi.

Ancak onların aşkı sıradan bir aşk değildi. Direnişle yoğrulmuş, fedakârlıkla güçlenmiş, bir halkın kaderiyle iç içe geçmiş bir beraberlikti.

BİRLİKTE GİTMEMELERİ İSTENMİŞTİ, AMA...

Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılar başladığında halklar, baraj etrafında nöbet tutmaya başlamıştı.

Aileleri, Hêza ve Edhem’den ayrı ayrı gitmelerini istedi.

Ama onlar yalnızca bir çift değil, aynı zamanda yoldaştı. Birlikte gittiler. Geri dönemediler.

Onların şehadeti yalnızca birer bireyin kaybı değil; özgürlük ve eşitlik uğruna verilen sivil direnişin ağır bedeliydi.

DİRENİŞLE YOĞRULAN HAYATLAR

Hêza Mihemed, Eğitim ve Öğrenim Kurulu’nda aktif görev alarak çocukların ve gençlerin eleştirel düşünme, özgür irade ve toplumsal sorumluluk bilinciyle yetişmesi için mücadele etti. Halkının geleceğini kalemle ve kelimeyle inşa etmeye çalıştı.

Edhem Elî ise ziraat mühendisi olarak toprağı devrimle buluşturdu. Tarımsal üretimi artırmak, sürdürülebilir yöntemlerle halkın ekonomik refahını sağlamak ve doğayla uyumlu yaşam alanları yaratmak amacıyla çalıştı. Bilgisini halkına adamıştı.

Onların hikâyesi, eğitimle ve toprakla beslenen bir devrim hikâyesiydi.

TALA'NIN TANIKLIĞI

15 Ocak’ta Kobanê’de düzenlenen cenaze töreninde, Tala bebek iki tabutun başında yalnızca sezinleyebildiği bir hüzne tanıklık etti.

Annesinin kokusunu, babasının sesini henüz hafızasına kaydedemeden onlardan koparıldı.

O gün yalnızca anne babasını değil; çocukluğunu, sıcak bir yuvayı, birlikte büyüyeceği anıları da kaybetti.

Ama bir şey kazandı: Mücadele mirası.

Belki bugün anlamıyor, ama büyüdüğünde anlayacak.

Kendisine anlatılacak bu hikâyede, gözlerinin önünde duran iki tabutun anlamını çözecek.

O günlerde kimlerin susup kimlerin direndiğini, kimin hangi tarafta durduğunu öğrenecek.

Ve o zaman diyecek ki:

“Ben, Hêza ile Edhem’in kızıyım. Ben, bir direnişin çocuğuyum.”

BİR HALKIN EVLADI

Tala gibi, Kuzey ve Doğu Suriye’de 12 bin 258 çocuk, şehit ailelerinin evladı olarak büyüyor.

Her biri, annesinin ya da babasının bıraktığı mücadele mirasının taşıyıcısı.

Onlar yalnızca bir acının değil; aynı zamanda bir halkın, toprağın ve özgürlüğün tanığı.

Her mezar taşı bir anlatıcıdır burada.

Her çocuk, bir sonraki direnişin taşıyıcısıdır.