Adı gibi kahramanca yaşadı

Rojava Kürdistanı’nın devrimci karakterini fedai militan çizgisiyle bütünleştirerek uzun yıllar amansız bir mücadele yürüten Kahraman Hesekê, günümüz özgürlük sevdalılarına büyük mücadele azmi veriyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan aldığı eğitimleri, Kuzey sahasında yürüttüğü mücadele ile pratikleştiren; devrimci halk savaşını benimseyen pratiği ve fedai ruhuyla her anında yoldaşlarına örnek bir yoldaş, aynı zamanda örnek bir komutan olan Kahraman Hesekê, 2 Eylül 2008’de şehitler kervanına katıldı.

24 yıllık gerilla mücadelesinde her anını halkının, ülkesinin ve önderliğinin özgürlüğüne adayarak efsaneleşen HPG Askeri Konsey üyesi şehit Azad Siser ile HPG komutanlarından Botan Varto, birlikte mücadele yürüttükleri yoldaşları Kahraman Hesekê’yi anlatıyor.

DAVA İNSANIYDI

Şehit Azad Siser, Kahraman Hesekê’nin devrimci kişiliğine, savaşçılığına dair şunları belirtiyor: “Adı gibi kahramandı. Onlarca Kahraman düştü bu topraklara. Birçoğu yanı başımızda, kollarımızda, dizlerimizin üstünde vasiyetlerde bulunarak sonsuzluğa ulaştılar. Bir bütünen yaşamı, mücadelesi ve şahadet biçimi adına yaraşan bir gerçeklikti. Temel özelliği dava insanı olmasıydı. Kahraman yoldaş Önderliğe çok bağlıydı. Hem de sarsılmaz bir irade ve inançla kişiliği, yaşamı ve duruşuyla bunu her anına yansıtıyordu. Önderliğin esaretini hiç kabullenmedi. Yetersiz yoldaşlığın telafisini de 1 Haziran hamlesine tereddütsüz aktif bir şekilde canla başla katılarak Önderliğin yetkin bir öğrencisi olduğunu gösterdi. Davaya dürüstçe bağlıydı, çizgi militanıydı. Çizginin gereklerini ikirciklik yaşamadan temsil edip amansız bir çizgi savunucusu oldu. Dava adamları genelde kendilerini davanın haklılığı uğruna her şeyleriyle feda ederler. Kahraman yoldaşım da bunlardan biriydi.

DÜŞMANI YÜREĞİNDEN VURDU

 Apocu militan özelliklerini mücadele ederek, büyük emek sarf ederek savaşarak, kazanmıştı. Olgundu, sabırlıydı, neyi, ne zaman, nerede yapacağını çok iyi bilirdi, kültürlüydü. Kendisine ve yoldaşlarına karşı hep saygı, sevgi ve bağlılık beslerdi. Herkesle alıp verirdi. Özlüydü, biçimsel yaklaşımları kabul etmez, bunlarla mücadele ederdi. Hiçbir zaman hiçbir koşul altında moralini bozmazdı. Coşkuluydu, mücadelede bir çocuk heyecanını hep yaşardı, mütevazıydı. Kendisine yoldaşlarına değer verirdi. Yoldaşlarını her şeyin üstünde tutardı. Onlar için her şeyi yapardı. Hesekê’den Erzurum’a, Bingöl dağlarına gelerek halkın değerleriyle bütünleşti. Bir halk adamı gibi gece gündüz halk için çalıştı. Bu nedenle Bingöl’de halkın sevgisini güvenini kazandı. Bingöl halkı, Kahraman yoldaşı öyle bir tanıdı ki her şeyiyle onu bağrına bastı. Düşmanın öfkesini üzerine çekmişti. Niye? Çünkü Bingöl’de düşmanı hep yüreğinden vurmuştu. Zengin gerilla taktiğiyle adeta bir cin gibi bir Ferxan’da, bir Kızılağaç’ta, bir Kurdan’da, bir Sancak’ta bir Sılmsar’da çıkıp düşmanı felç etti. Bundan dolayı düşman onun başına ödül koydu. Binlerce asker yıllarca Kahraman yoldaşın peşinden koştu, ama onu bir türlü düşüremedi.”

EYLEMİ FEDAİCEYDİ

Son eylemi, 2 Eylül 2008 yılında HPG’nin sonbahar hamlesine aktif katılım sağlamak amacıyla yapılan Kiği Tatvan karakoluna baskın eylemiydi. Eylemin komutanı olarak en önde yer aldı. Eylem kapsamlıydı. Düşmana ummadığı bir yer ve zamanda vurmayı planlamıştı. Kahraman yoldaşın yanındaki yoldaşlar da Kahraman gibi intikam ateşiyle doluydular. Munzur, Sefkan, Özgür ve daha nice yoldaş… Eyleme giderken vedalaşmamızda “yarın akşam büyük bir zaferle dönüp düşmana ne olduğumuzu, şehit yoldaşlarımızın intikamını nasıl alacağımızı göstereceğiz” dedi. Gerçekten eylemi fedai bir ruhla yaptılar. Düşman askerleri, arkadaşları fark etti. Buna rağmen Kahraman arkadaş ve yoldaşları birer volkan gibi düşmanın üzerinde patladılar. Düşmanı şoke edip büyük bir darbe vurdular. Bu saldırı eyleminde Kahraman arkadaş yaralandı. Arkadaşların tüm ısrarlarına rağmen yoldaşların güvenliklerini düşünerek,“Bijî Serok APO” dedi ve bombasını kendisinde patlattı. Aynı saldırıda Özgür, Munzur ve Sefkan arkadaşlar da şehit düştü.”

HALKI İLKELİ, DÜRÜST DEVRİMCİLİĞİYLE ETKİLEDİ

HPG Komutanı Botan Varto da aynı şekilde Şehit Kahraman hakkında yaptığı bir değerlendirmeye onun bir devrimci olarak Kuzey halkında bıraktığı etkiyi ve devrimci karakterini şöyle anlatıyor: “Kahraman yoldaş, 1996 yılında Önderlik sahasına gelip bir süre eğitim gördükten sonra Önder Apo’nun güçlü ve yenilmez bir savaşçısının bir özelliği olarak kendini pratik sahada sınadığı dağlara yürüdü. İdeolojik bağlılığını sürekli yüksek tutma kabiliyetini göstermesini bildi. Olgunluğunu ve örgütsel ağırlığını ortamda hissettirebilen yapısıyla kısa sürece arkadaş ortamında sevildi. Savaş sahasının çetin koşullarında coşkusunu hep koruyarak girdiği ortamda moral motivasyonu yaratmada ve geliştirmede öncü duruma geliyordu. Rojavalı olmasına rağmen Kuzey topraklarında yaşayan halkımızla çok rahat ve güzel ilişkiler kurabiliyordu. Onu tanıyan birçok birey, onun ilkeli ve dürüst devrimciliğinden o kadar etkilenmişti ki, çoğu zaman Kahraman arkadaş nerededir, nasıldır? diye sorardı.

Arkadaşlara, “ben Şehit Serxwebûn ve Şehit Sorxwîn arkadaşların kişilik boyutunda ve irade düzeyinde ortaya çıkardıkları bağlılığın takipçisi olacağım, onların çizgisinde yürüyeceğim” demişti. “Önderliğin ve halkımızın özgürlüğü yakındır” diyerek içine girdiği eyalet pratiğine son derece otoriter duruşu, saygın yaklaşımları ve derin gülümseyişiyle kahramanca komutanlığını yerine getirdi. Savaş konusunda arayışları olan ikirciklikli yaklaşımlara karşı cesurca bir duruş sergileyerek düşmana büyük darbeler vurma konusunda iddiasını büyüttü; çünkü “Önderliğe ve halka, ancak düşmanı bozguna uğratarak borcumuzu ödeyeceğimizi” söylüyordu.

HEM YOLDAŞ, HEM KOMUTAN

23 Haziran 2005’te düşmanla gündüz ortasında bir çatışmaya girmiştik. Çatışma akşam saatlerine kadar devam etmişti. 7 ayrı noktada yaşanan temaslardan sonra üç gruba ayrıldık. Kahraman arkadaşın grubunda bir olumsuzluk yaşanmamıştı. Güvenlik hususlarına daha dikkatli yaklaştığı için hiç kayıp, yaralı vermemişlerdi.

Son eyleminde öncülük rolünü iyi oynayarak eylemi başarıya götürdü ancak şehit düştü. Şehit düşmeden önce “partiye, Önderliğe, halka ve yoldaşlara selamlar” deyip “Bijî Serok APO” sloganlarıyla ölümsüzleşti. Apocu militan çizginin değerli bir militanı olarak yüreğimize gömüldü. Dönemin kadro ve görevlerini yüksek bir sorumluluk ve militanca bir duruşla ortaya koyarak hepimize örnek oldu. Oldukça ciddi, planlı ve titiz yaklaşarak tedbirleri hiç elden bırakmadı.

Kahraman arkadaş, çok az konuşurdu. Kültürlü duruşu, savaşçılarıyla hem bir yoldaş hem de komutan olarak ilişkilenmesi, tavizsiz ve fedakar duruşu gibi birçok özelliğini, Önderlik sahasında aldığı eğitimle inançla ve inatla yerine getirme çabası içinde kazandı.