‘Bu yasaklar bizi sindiremediği gibi güçlendiriyor’-YENİLENDİ

Her yıl bir bahane ile yasaklanan oyunlar, konserler ya da dava açılan Kürt sanatçılar… Onlar 2021’de de tüm yasaklara rağmen üretmeye devam etti. MKM’den İsmail Doğan tüm bu yasakların onları üretmekten alıkoymadığını söylüyor.

Kürt kültürü ve dilinin yasaklanması ve yok sayılmasına karşı 30 yıl önce kurulan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bu yıllar içerisinde tüm baskı politikalarına rağmen birçok dalda eser ortaya koydu. Yasaklar günümüze kadar ulaştı. MKM’nin 30’uncu kuruluş günü kutlaması, 16 Ekim’de Kadıköy Kaymakamlığı tarafından etkinliğe saatler kala yasaklandı. Yasaklanan sadece MKM’nin etkinlikleri olmadı. Kürt kültürüne dair her alanda yasak 2021’de de devam etti. Hem de salgından dolayı sanatsal etkinliklerin açıldığı son 6 ayda…

MKM emekçilerinden heykeltıraş  İsmail Doğan, tüm bu baskı politikalarını ANF’ye değerlendirdi.

100 YILDIR DEVAM EDEN BİR POLİTİKA

Yasaklamaların bugün ile sınırlı olmadığını anlatan Şahin Doğan, meselenin cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devam ettiğine vurgu yapıyor: “100 yıla yakındır Kürtler üzerinde bir baskı var. Kültürel soykırım zamana yayılarak yapılıyor. Esasen bir halkı kültürel olarak ortadan kaldırmaya yönelik bir yapı var karşımızda, cumhuriyet de bu yapı üzerine inşa edilmiştir.

Bu metotların belki adı geçmişte değişti; o zaman Şark Islahat Planı’ydı adı, şimdi farklı. Fakat şunu belirtmek lazım; 30-40 yıl önce baktığımızda, bu bir nebze başarılı oldu. Deyim yerindeyse bazı Kürtler kimliğinden utanır hale geldi. Türkiye Cumhuriyeti, ulus bir devlet ve kendi dışındaki hiçbir farklılığı, kültürü kabul etmedi. Bunun içinde en tehlikeli olarak elbette Kürtleri gördü. Çünkü asimile ve yok edilmesi zor ve direngen bir halk. Örneğin Ermeniler, ulus devlet içerisinde Tehcir Yasası ile soykırıma uğratılarak varlıkları yok edildi bu topraklardan. Kürtler açısından ise bunu yapamadılar.”

ADI DEĞİŞTİ AMA AMACI DEĞİŞMEDİ

Doğan’a göre 100 yıldır uygulanan bu politikaların adı değişti ama amacı değişmedi: “Artık daha inceltilmiş bir soykırım politikasıyla - buna kültürel soykırım diyoruz- yok etmeye çalışıyor. Bu, günümüzde de bitmiş değil, 100 yıllık devlet politikası daha da inceltilerek, daha da katmerli hale getirilerek hayata geçiriliyor. Bugün artık adı Şarkı Islahat Planı değil ama son 5 yıldır “Çöktürme Planı” olarak hayata geçiyor.

FAŞİZM DAHA DA AÇIK ŞEKİLDE UYGULANIYOR

MKM’nin tüm bu politikalara karşı kurulduğunu da ifade eden Doğan; “MKM bu soykırım anlayışına ve yok saymaya bir cevap niteliğinde ortaya çıktı. MKM öyle ekonomik refah döneminde falan kurulmadı, tam tersi bu kültürü yaşatmak adına baskıların ortasında kuruldu. Burada sanat üretmek ateşten gömlek giymektir. Sanatçı da bunun farkında. 30 yıllık bir geçmişi var MKM'nin.  Bu 30 yıl içerisinde faşizmin daha açık olduğu yıllar da vardı, sonrasında daha da gizlendiği, bazı kültürel hakların veriliyormuş gibi yapıldığı yıllar da. Bu da şöyleydi, ‘evet sen bireysel olarak Kürt varlığınla yaşayabilirsin ama bir halk olarak haklarınla var olamazsın.’ Gizli faşizm diye kast ettiğim şey bu. Son beş altı yıla baktığımızda ise artık kendisini gizleyemiyor bu faşizm. Hatta daha da katmerli bir şekilde, daha da açık, daha da kendisine hak görerek uyguluyor” diye konuşuyor.

MKM TÜM BU POLİTİKALARIN FARKINDA OLAN BİR YAPI

Şahin Doğan, faşist politikaların daha da katmerlendiğinin altını çizerken dikkat çektiği başka bir nokta da, bu 100 yıllık süreç içerisinde daha da görünür bir hal alması: “Belki de 100 yıldır uygulanan yok etme politikasının en katmerleşmiş haliyle yüz yüzeyiz. Dolayısıyla bu yasaklar bizi şaşırtmıyor zaten. Gizli yürütülen faşizmi daha tehlikeli buluyoruz. Burada artık daha açık şekilde yapıyor düşmanlığını ve ben senin varlığını, dilini ve kültürünü tanımıyorum, diyor. Bunu söylemde değil ama eylemde ve hakikatte uyguluyor. Eskiden bunu söylemde de yapıyordu. Artık en azından Kürt halkının varlığını kabul ediyor; ama bunu kabul etmesinin en büyük sebebi, verilen mücadeledir.

Eskiden Kürt yoktu, şimdi Kürt vardır ama hakkı yoktur seviyesinde. Hakikatine baktığımızda aslında varlığı hala tanımıyor. O yüzden 30 yıldır yürütülen bu politikaların tümünün farkında olan bir kültür sanat yapılanmasıdır MKM. Zaten bununla mücadele etmek üzerine örgütlenmiştir. Hala da ilk günkü heyecanıyla üretmeye devam ediyor.”

SAHNEMİZ YOKSA SAHNE KURACAĞIZ

Doğan, yasakların her dönem olacağını da vurguluyor.

Vurguladığı bir başka şey ise bu yasakların ne MKM’yi ne de bütünsel mücadeleyi yıldırmadığı, aksine güçlendirdiği: “Yasaklar oluyor, olacaktır da. Zaten biz devletin önümüzü açmasını beklemiyoruz. Yolumuzu 30 yıldır bulduğumuz gibi bulmaya devam edeceğiz. İmkanlarımızı kendimiz yaratacağız, sahne bulamıyorsak sahne kuracağız, sokaklara gitmeye devam edeceğiz. Bu yasaklar bizi sindiremediği gibi güçlendiriyor.

MKM kurulduğunda da bir sahnesi yoktu, ancak 100 kişinin sığabileceği bir yerde sahneliyordu oyunlarını ve de etkinliklerini. O zaman da halkın içindeydiler, mitinglerdeydiler. Bugün de böyle halkın arasındayız. Örneğin düğünlere gidiyoruz, bakın buna da saldırıyorlar ama istedikleri kadar saldırsınlar, biz devam edeceğiz. Burada küçük bir mekanımız var, burada da yapmaya çalışıyoruz. Yine özel sahnelerle iletişim kurarak bir şekilde etkinliklerimizi oralarda yapıyoruz.

Bugün ayrıca zaten dijital alan var; örneğin son 30’uncu yıl konseri düzenleseydi belki 5 bin kişiye ulaşacaktı ama yasaklandı, 100 binlere ulaştı. Ayrıca mesele sadece bir konserin ya da tiyatronun yasaklanması değil, bir halkın nefes almasını bile yasaklamaya çalışıyorlar. O yüzden mücadele bütünlüklüdür ve kültür-sanat bunun bir ayağıdır. Mücadele bütünü de bir halkın kendi ayakları üzerinde duran hakikatini ortaya çıkarmaktır.”