27 Kasım 1978’de bir grup devrimci öncülüğünde kurulan Kürt Özgürlük Mücadelesi 44. yılına giriyor. Rojavalı yurtseverler 44. yılında Kürt Özgürlük Mücadelesi ile tanışmalarını, mücadeleye katkılarını, anılarını, Kürtler ve Kürdistan’a etkisini ANF’ye anlattı.

Qamişlolu Necah Gulo, PKK’yle tanışmasını şu ifadelerle anlatıyor: "PKK’yi tanımadan önce Kürt kimdir, Kürtlük nedir bilmiyordum. Çünkü o dönem birçok Kürt partisi vardı ama hepsinin bütün eylem ve işleri sadece erkekler üzerine olan bir devrimdi. Bir gün Apê Yusuf Gulo’nun evine arkadaşlar gelerek Kürtlük ve Kürdistan için çalıştıklarını söyledi. Ama fazla ilgilenmedim. Yine diğer partiler gibi sadece erkeklere hitap ettiğini düşündüm.

Arkadaşlar evimize geldiklerinde ben evin gelini olduğum için sürekli ev işleriyle ilgileniyordum. Arkadaşlar beni çağırdı ve sohbetlerine dahil olmamı istedi. Kürtlük ve ülke konularını tartıştık. O dönem Talebeler ve Apocular olarak biliniyorlardı. O dönem Barzani ailesinin dostuyduk ama onların ne için çalıştığını ya da ne yapmak istediklerini bile bilmiyordum."

MAZLUM DOĞAN’IN İSMİNİ ÇOCUĞUMA VERDİM

9 Kasım 2021 tarihinde Qamişlo’nun Hilêliyê Mahallesi’nde Türk devletinin SİHA saldırısı sonucu katledilen oğlu Mazlum’u anlatan Necah, oğluna Amed zindanlarında Kürt direnişinin tarihi sembollerinden Mazlum Doğan’ın adını verdiklerini belirterek, "1984’te oğlum şehit Mazlum yeni doğmuştu. Babası özgürlük dağlarına gitmeden önce adını Mazlum koymuştu. Heval Mazlum Doğan üzerine bir sohbetimiz oldu. Mazlum Doğan, ihanet ve teslimiyeti reddederek ölümsüzleşti. Ardından birçok arkadaş Amed zindanında bedenini ateşe verdi. Zindan direnişçileri halka zafer çizgisini gösterdi" diyor.

EŞİ DİRENİŞ SAFLARINDA

Necah Gulo, konuşmasında eşi Mustafa’nın PKK’ye katılımına da değinerek şunları belirtiyor: "Ailemizin Apocularla ilişkileri geliştikten sonra heval Mustafa sürekli arkadaşlarla tartışıyor. Zindandan çıktıktan sonra da çalışmalara katılacağım diyordu. Bir gün gecenin geç saatlerinde uykudan uyandım. Mustafa uyanıktı. Ona ‘Bu saatte niye uyanıksın’ diye sorduğumda ‘Apoculara katılmak istiyorum’ dedi. O dönem genç bir kadındım. Çocuklarım daha küçüktü. Ona ‘Bizim geleceğimiz nasıl olacak’ diye sorduğumda ‘Sen benim amcamın kızısın. Nerede rahat olacaksan orada kal’ dedi.

İkinci kez konuştuğumuzda partiye katılma sözü vermişti ve gidecekti. Heval Mustafa, ailemizden ilk katılandı. Evden çıkarak yönünü Mahsum Korkmaz Akademisi’ne verdi. Heval Mustafa’nın direniş saflarına katılmasının ardından Kürtlerin tarihini tanıdık. Ülkeleri için üzerlerine düşen görevleri tanıdık. Özellikle Hilêliyê Mahallesi olmak üzere Qamişlo’dan direniş saflarına ilk katılan kişiler heval Mustafa ve heval Salih idi. Her ikisi de komşuydu ve direniş saflarına katıldılar.

Heval Mustafa dağa gitmeden önce benim çalışmalara dahil olmamı istiyordu. Toplumdaki namus adıyla insanlara dönük yargılar nedeniyle yapamayacağımı söyledim. Sonra benim çalışmalara dahil olmam için babasıyla konuştu. O dönem heval Rihan, Sakine Cansız ile çalışmalara katıldım. Heval Mustafa, eğitimden dönerken Mazlum Doğan’ın ‘Direniş Yaşamdır’ kitabını getirmişti. O kitaptan çok etkilendim. Çalışmalara dahil olmakla birlikte Kürtçe dil eğitimi de görüyordum. Ev ziyaretlerine giderken çok zor durumlar yaşadım. Bana bir soru sorduklarında ne diyeceğimi bilmiyordum. Kadınlarla konuştuğumda çalışmalara yeni katıldığım dönemi hatırlıyordum. Toplumda çalışmalarımız arttıkça ve halk bizi tanıdıkça herkesin merakı oluşuyordu. Çalışmalarımızı büyük moralle yürüttük."

İLK GÖRÜŞME LÜBNAN’DA, İKİNCİSİ ŞAM'DA

Necah, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile tanışmasını ve görüşmelerini ise şöyle anlatıyor: “Önder Apo’yu tanıdığımızda yeniden dünyaya geldim. Çünkü Kürt kadınlar ve anneleri olarak ülkemizi tanıdık. Ülkemiz için ne yapmamız gerektiğinin farkına vardık. PKK gerçekliğini, bizi özgürlüğe ve kurtuluşa götürecek yolu Önder Apo’nun fikir ve felsefesinde gördük. O dönem Önder Apo’ya söz verdik. Heval Mustafa direniş saflarında şehit düştükten sonra mücadelemi sürdüreceğimin ve çocuklarımı Önder Apo’nun fikir ve felsefeleriyle büyüteceğimin sözünü yineledim. Çünkü davamız tüm Kürdistan parçalarının ve tüm ezilen halkların davasıdır.

Arkadaşlar Önder Apo’yu görmek isteyen yurtsever aileleri Lübnan’a götürüyordu. O dönem üç çocuğum Rêzan, Rêber ve Mazlum ile Önder Apo’yu görmek için yola koyulduk. Yol çok uzundu ve yolda rejim güçleri vardı. Şam’a kadar annelerin zılgıtları ve sloganları eşliğinde gittik. 15-16 bin kişi sadece Önder Apo’yu görmek için yola koyulmuştu. Oturmuştuk, Önder Apo birden kayalıkların arasından çıktı. Mutluluktan ve heyecandan kalbim hızlı atıyordu. Önder Apo geldi ve bize sahaya gelmemizi söyledi. Bize ‘Siz bu kadar yoldan beni görmek için geldiniz. Ben de o kadar tehlikeli olmasına rağmen sizi görmek için buraya geldim’ dedi. Önder Apo bize devrimden, kadınların işinden ve annelerden bahsetti. 7 gün orada kaldık. Önder Apo’nun her cümlesinden moral ve güç aldık.

Önderliği bir kez daha görmek için bu kez 1997’de Şam’a gittim. Önderliği görmek benim için varlık ve yaşam demekti. Önder Apo’dan ne öğreniyorsak çalışmalarımızda pratiğe geçiriyorduk. Zorlu durumlar yaşadığımızda ‘Berxwedan jiyan e’ diyorduk. PKK adı söylendiğinde büyük bir ışık görüyorduk."

YENİ YILDA MÜCADELEYİ DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ

PKK’nin 44. yılda mücadeleyi daha da büyüteceklerini belirten Necah Gulo, "Başta Önder Apo olmak üzere, özgürlük gerillalarının, savaş cephelerinde ve zindanlarda direnenlerin, şehit ailelerinin ve tüm Kürt halkının 27 Kasım bayramı kutlu olsun. Yeni yılda Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadeleyi büyüteceğiz. Dört parça Kürdistan’da mücadelemizi büyüteceğiz ve çocuklarımızın intikamını alarak katillerini yargılayacağız. Türk devletinin işgal saldırılarını kıracağız" diyerek sözlerini noktalıyor.