Sorun Erdoğan, çözüm demokrasi

Ülkede baskı ve sömürü politikalarının en fazla dayatıldığı Dersim’de konuştuğumuz halk, ekonomik krizin sorumlusu olarak Erdoğan’ı işaret ederken, çözümün ise ancak demokratik ve adil bir ortam ile sağlanabileceğini vurguluyor.

AKP politikaları sonucu Türkiye her geçen gün derin bir karanlığın içine sürükleniyor. Halka daha fazla baskı ve sömürü dayatan AKP hükümeti, halkın insanca yaşam koşullarını ellerinden almayı sürdürüyor.

 

Ülkede tüm ürünlere her gün, sabah akşam zam yapılıyor, vergiler yükseltiliyor. Ekonomik tablonun kötüleştiği bir dönemde Merkez Bankası’nın politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 16’dan yüzde 15’e indirdi. Faizin indirilmesiyle dolar kuru 12, euro ise 13 TL’ye dayandı.
AKP Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi içine sürüklediği ekonomik kriz, dayattığı savaş politikalarıyla birlikte daha da derinleşiyor. Halk açlıkla mücadele ederken Erdoğan ise halkın itirazına rağmen savaşa bütçe ayırmaktan geri durmuyor.

Son olarak Irak ve Suriye’ye dönük ‘tezkere’ kararı veren Erdoğan, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi de derinleştirmeyi sürdürüyor.

Erdoğan Kürt sorununu inkar ederek 24 Temmuz 2015’te başlattığı savaş konsepti, Güney Kürdistan’a işgal saldırıları, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik de saldırı tehditleri ile sürüyor.

23 Nisan’da Güney Kürdistan’ın Metîna, Zap ve Avaşîn bölgelerine başlattığı işgal saldırıları, kimyasal silah kullanımıyla devam ediyor. 20 Ocak 2018’de Efrîn Kantonu, 9 Ekim 2019’da ise Girê Spî ve Serêkaniyệ’ye saldıran Türk devleti, yeni saldırı  tehditlerinde bulunuyor.
Ülkede baskı ve sömürü politikalarının en fazla dayatıldığı Dersim’de konuştuğumuz halk sürecin böyle gidemeyeceğini, Erdoğan yönetiminin bir an önce değişmesi gerektiğini vurguluyor.

‘TEK DERTLERİ SAVAŞ VE RANT’

İlk olarak konuştuğumuz emekli Ahmet Güzel, yaşanan krizlerin ancak demokratikleşme ile düzelebileceğini belirterek rehin alınan siyasetçileri, gazetecileri, kadın aktivistlerini hatırlattı. Güzel, “Ülke uçuruma sürüklenmiş durumda. Tüm iş sahaları ya satıldı ya da bitirildi. Erdoğan, ekonominin kitabını yazdım diyor bir de! Halk artık kuru ekmek dahi bulamıyor. Halkı düşündükleri yok. Tek dertleri savaş çıkarıp, rant sağlamak. Halkı düşünen bir iktidar olsa halkın lehine bir takım düzenlemeler yapar.

Bakın, bütçe konuşuluyor ancak içinde ne işçi var, ne genç var, ne kadın var, ne emekli. Savaşa, saraya bütçe var ama halka yok. Savaşa rant sağlanmamış olunsaydı ülke bu hale gelmezdi. Demokrasinin, adaletin olmadığı güçlü bir ekonomiden de bahsedilmez zaten. İnsan hakları savunucuları, siyasetçiler, gazeteciler, kadın aktivistleri tek tek tutuklanıyor. Ülkeye önce katlettikleri demokrasiyi geri getirsinler. Ben yaşanan bu sorunlara karşı toplumsal bir patlama bekliyorum. Bu yaşananlar bana patlamanın yakın olduğunu düşündürüyor” dedi.


‘TEK ADAM REJİMİ ÜLKEYİ BİTİRDİ’

Ali Hıdır Çelik, emekli ve 74 yaşında olmasına rağmen geçinmek için çalışmak zorunda olduğunu söyleyerek ülkenin durumuna isyan ediyor: “Tek adam rejimi ülkeyi bitirdi. Bu hükümet gitmeyinceye kadar bir şey değişmez. Ülkede her şey bitti. 160 liraya aldığım bir çuval un 300 liraya olmuş. Herkes başını önüne eğmiş kara kara düşünüyor. Ülkenin başına bela olanlar 3-4 maaş alırlarken, halk ise yoksul. Halkı düşünmeyen birinden ne beklenirdi?”


‘HALK AYAKLANMALI’

Ekonomik krize neden olarak hükümet politikalarını işaret eden işçi Adil Aydın, ülkenin seçime gitmesi gerektiğini vurguladı.

Aydın, “Halk isyan etmeli, sokağa çıkmalı. Avrupa’da küçük bir zam karşısında halk ayaklanıyor, biz neden ayaklanmayalım? Halk ayaklanmalı. Akaryakıta her gün zam geliyor. Bence araçlar kontak kapatmalı. Unun torbası 300 lira olmuş. İktidarın dayattığı korku ortamı yüzünden yeterince tepkinin gelişmediğini düşünüyorum. Ancak doğru olan bu değil. Konuşmazsak, harekete geçmezsek dayatılan bu politikalar yüzünden açlıktan öleceğiz” şeklinde konuştu.


‘BU HÜKEMETİN GİTMESİ LAZIM’

Minibüs durağında sigortasız işçi olarak çalışan Mehmet Özgür, halkın kuru ekmek dahi alamaz duruma geldiğini belirterek, “Bebeğime mama alamıyorum. Okula giden çocuğuma harçlık veremiyorum. Mutfak için harcama yapamıyorum. Bu hükümetin derhal gitmesi lazım. Ülkedeki tek adam rejimi ülkeyi bitirmiş durumda. Her şeye tek kişi karar verebilir mi ya? Meclis çalışmaz vaziyette. Çünkü bu rejim yüzünden Erdoğan’ın sözü, meclisin de halkın da üstünde. Bütçe halka değil, saraya ve savaşa ayrılıyor. Bence bu ülkenin daha iyi günleri. Çok daha kötü günler bekliyor bu ülkeyi. Erdoğan politikalarıyla kendini bitirdi bence. Artık Erdoğansız bir dönemin konuşulma vakti geldi de geçiyor da. Halk tepkisini yükseltmeli. Araç sahipleri kontak kapatmalı” ifadelerini kullandı.