‘Çay üretmenin zahmetini bilmeyenler kanun hazırlıyor’

Karadeniz’deki çay üreticisi ve emekçisi kadınlar, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’ne doğru eyleme giderken haklarını istediklerini söylüyor. Kadınlar “Çay üretmenin, toplamanın zahmetini bilmeyenler çay kanunu hazırlıyor” diyor.

Giresun, Trabzon, Rize, Of, Pazar, Hemşin, Fındıklı, Kemalpaşa, Hopa ve Borçkalı çay üreticilerinin kurduğu Çay Üreticileri Meclisi taleplerini kamuoyu ile paylaştı. Taleplerin başında artan enflasyon oranına karşı çay alım fiyatının 9 TL olması, özel firmalara karşı da yerli üreticinin ezdirilmemesi geliyor.

Bu taleplerle 12 Mayıs’ta bu il ve ilçelerden çay üreticileri ÇAYKUR Genel Müdürlüğü önüne giderek bir eylem gerçekleştireceklerini ve de talepleriyle birlikte imzalarını da müdürlüğe bırakacaklarını açıklamıştı. Rize Valiliği ise 12 Mayıs’tan itibaren şehirdeki gösteri ve yürüyüşleri beş gün boyunca yasakladığını açıkladı. Vazgeçmeyen çay üreticileri, Rize’ye varmadan Fındıklı ilçesindeki kontrol noktasında durduruldu. Polis geçişlere izin vermedi fakat çay üreticileri vazgeçmeyince bir grubun içeri alınmasıyla ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’ne imzalar teslim edildi.

Eylem öncesi ulaştığımız çay üreticisi kadınlar ANF’ye taleplerini anlattı.

HALK İÇİN ÇAY GELİRİ BİR NEVİ UMUTTUR

Sevil adlı çay üreticisi, hem üreticiler hem de çay emekçileri olarak hakkımız olanı istiyoruz diyerek başlıyor: “Hakkımız olanı istiyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Yıllarca ÇAYKUR’u özelleştirmek için zarar ettirmeye çalıştılar hatta zarar etmiş gösteriyorlar hala. ÇAYKUR’un zarar etmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Emeğimizi özel çay firmalarına ucuza satmamızı istiyorlar. Çay üretmenin, toplamanın zahmetini bilmeyenler çay kanunu hazırlıyor. Bizim de bu kanunu kabul etmemiz bekleniyor.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizi, geçim derdini düşündüğümüzde burada yaşayan halk için çay geliri bir nevi umuttur. Biraz olsun insanın yüzünü güldürür. Yani buradaki insanların geçimlerini sağlamak için bir kaynaktır çay. Bir yıl içinde bütün gıda ürünlerinin fiyatı tavan yapmışken tüketilen her ürünün fiyatı yüzde 50’den fazla artmışken çaya ödenen ücretin de aynı oranlarda artmasını talep ediyoruz ve bu bizim hakkımız. Diğer yanda çaya uygulanan kota ve kontenjan var. Çay alımlarında kotanın kaldırılmasını istiyoruz. Elimizdeki ürünün ÇAYKUR tarafından almasını istiyoruz.”

SAHİL DOLGUSUNA VAR, ÜRETİCİYE BÜTÇE YOK!

Sevil, birçok şeye bütçe ayrılmasına rağmen çay üreticilerine ve emekçilerine bütçe ayrılmamasına ise tepkili: “Günlük uygulanan çay satım kontenjanının kaldırılmasını istiyoruz. Buna çay fabrikalarının kapasitesini bahane ediyorlar. Fabrikanın günlük işlem kapasitesi şu kadar, o yüzden biz bu kadar çay alabiliriz diye kapasitenin yetersizliğini gösteriyorlar. Ama biz bunu her yıl talep ediyoruz. Her yıl bu isteğimizi dile getiriyoruz. Kota ve kontenjanı kaldırın diyoruz. Kapasiteyi bahane edenler yollara, köprülere, sahil dolgularına bütçe ayırırken fabrikalara neden bütçe ayıramıyor? Neden bütçe yetmiyor? Bugünlerde Rize, Artvin arası havaalanı açılışı olacak. Sahil dolgusuyla yapıldı o havaalanı. Bunu da gayet övgüyle söylüyorlar. Onlara bütçe var ama Rize ve Artvin'deki çay üreticilerinin çay alımına fabrikanın kapasitesinin artırımına bütçe yok maalesef.”

EMEK BİZİM, SÖZ DE BİZİM OLACAK

Bir taban fiyat belirlenmesi gerektiğini ifade eden Sevil, gübrenin çok zamlandığına da vurgu yapıyor:  “Diğer bir konu da gübre fiyatlarının geçen yıla oranla bu yıl yüzde 200 zamlanması. Geçen yıl bir ton gübreyi 2 bin beş yüz TL’ye alırken üretici, bu yıl 8 bin beş yüz liraya alabiliyor. Bu da demektir ki zaten çaydan aldığımız ücreti bu yıl sadece gübre fiyatıyla eritiyoruz. Kazancımız gübre fiyatını bile karşılamayacak. Bu yüzden çayın fiyatının en az 9 TL olmasını istiyoruz. Özel sektör 9 liradan aşağıya çay almamalı. Böyle bir kanun çıkması lazım. Hadi diyelim ki ÇAYKUR almıyor, devlet almıyor çayı, en azından özellere bir taban fiyat uygulasın. Taleplerimiz için örgütlenmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Emek bizim, söz de bizim olacak diyoruz. “

TER DÖKMEDEN AHKAM KESMESİNLER

Adını vermek istemeyen bir çay üreticisi kadın ise şunları söylüyor: “Her şeyin fiyatı uçtu gitti. Açlıktan sürünmeye devam edeceğiz. Gübre fiyatına sürekli zam geldi. Ama buna rağmen çaya zam yok. Çaya da zam istiyoruz. Geçen yıl mesela bir ton gübre aldık, bu yıl 750 kilo aldım, çünkü bütçem yetmedi, çok pahalı. Çaya verilecek para 10 liranın altında olursa mümkün değil. Piyasalar çok kötü. Artık hakkımızı istiyoruz.

Devlet özel firmalarla toplantı yapıyor ama hiçbir şekilde çay üreticileriyle veya buradaki ziraatçılarla konuşmuyor. Ellerine çay makası almadan, sabahın köründen akşama kadar tarlada ter dökmeden ahkam kesmesinler. Gelsinler üreticiyle birlikte olsunlar. Ne çektiklerini, nasıl yaptıklarına görsünler ki ona göre fiyatlarını da versinler.”

YASAKLAR BİZİ ENGELLEYEMEZ

Güneş adlı üretici ise Rize Valiliği’nin yasağına karşı mücadelelerinin engellenemeyeceğini vurguluyor: “Biz çay üreticileri olarak bir ay önce imza kampanyası başlatmıştık. İmzalarımızla Rize ÇAYKUR önüne gitmek istiyorduk ve Rize Valiliği buna engel koydu. Taban fiyatıyla ilgili çay üreticilerinin talepleri var. Çayın alımı 9 TL olsun istiyoruz, biz emeğimiz ve hakkımızın sömürülmemesi için mücadele ediyoruz. Bu yasakların bizi engelleyemeyeceğini söylemek istiyorum.”

MAKAS HEDİYE EDECEĞİM VALİYE, GELSİN KENDİSİ TOPLASIN

Adını vermek istemeyen başka bir kadın üretici ise gelirin giderleri karşılamadığını belirtiyor. Çay meclislerinin ortak taban fiyatı 9 lira ama üretici kadın, bunun bile yetmediğini vurguluyor: “Sevgili valimize çay makası hediye edeceğim. Gelsin tarlada kendisi çay toplasın da görsün halimizi. Benim beklentim çayın 15 lira olması. O tarlayı 15 liradan aşağıya gidilmez. Gelen gideni karşılamıyor maalesef. Bir kafede oturup 4 liraya içilen çayı, biz tarladan kilosunu 3 lira 87 kuruşa topluyorsak burada bir sıkıntı var demektir.”

İNSANCA YAŞAYABİLMEK İÇİN 9 LİRA OLMALI

Ayşe de çayın 9 lira olmasını istiyoruz diyerek başlıyor söze ve devam ediyor: “Çayda kotanın ve kontenjanın kaldırılmasını istiyoruz. Özel sektöre mahkum olmak istemiyoruz. İnsanca yaşayabilmek için çayın 9 lirası olması şart. Yağmurda, çamurda biz üreticiler sürünürken benzin fiyatları tavan yaptı. Bütün gıda ürünleri tavan yaptı. Çay fiyatı enflasyonun altında bir rakam gelirse geçinmemiz çok zor. Bu taleplerimiz için buradayız.

Valiliğin yasağını tanımıyoruz. Valilik bizi korkutmaya çalışıyor ama çay üreticilerini bir araya gelmesi birilerini ürkütmüş olabilir. O yüzden bu yasak Tayyip Erdoğan'dan kaynaklı geldi. Güya havaalanı açılışında çay fiyatını açıklayacakmış. Öyle bir bilgi var elimizde. Bunun önüne geçmek için bize yasak koydular. Biz de bu yasakları tanımıyoruz.”

AYYUKA ÇIKMIŞ BİR TARIM POLİTİKASI VAR

Nurcan ise diğer arkadaşları gibi artan gübre fiyatlarına dikkat çekiyor. Nurcan, ayrıca tüm tarım üreticilerinin en büyük derdinin giderlerin çok yüksek olması olduğunu söylüyor: “Giderek artan enflasyondan kaynaklı gübre fiyatları arttı. Bu da bu seneki çay taban fiyatının belirlenmesi açısından önemli bir kriter. Fiyat 9 ya da 10 lira arasında olursa ancak giderleri kurtarır O yüzden ÇAYKUR’un Müdürlüğü’nün üreticilerin taleplerini duyması ve ona dair bir şey üretmesi gerekirken buna valilik yasağıyla karşılık verdi. AKP zihniyeti bu sürece çözüm değil. Baskıyla yoksulluğa çözüm olamazsınız.

Bütün tarım alanlarında olduğu gibi çayla geçimini sağlayan tarım işçilerinin veyahut da tarımla geçinenler için büyük bir sorun var ortada. Tütündü, şekerdi derken çayla birlikte ayyuka çıkan bir tarım politikası var. Buna dair çay kanununun çıkarılmasını talep ediyoruz. Devletle özel sektör arasındaki taban fiyatta bir anlaşma olması ve çayın özellere peşkeş çekilmesi bekleniyor. Halk ise kendi emeğinin çöp olmasından korkuyor.”