Berwari: Akar’ın ziyareti büyük bir savaşın habercisi

Duhok Üniversitesi Öğretim görevlisi Kamuran Berwari, Türk özel savaş kurmayları Hulusi Akar, Yaşar Güler ve Hakan Fidan’ın Bağdat, ardından da Hewlêr'e yaptıkları ziyaretin PKK’ye yönelik başlatılacak yeni bir saldırının habercisi olduğunu belirtti.

Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kamuran Berwari, Türk özel savaş kurmayları olan Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay başkanı Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Bağdat ve Hewlêr'e yaptıkları ziyareti değerlendirdi.

Yaşanan çatışma, kriz ve kaos sürecinin herkesçe öngörülen bir durum olduğunu vurgulayan Berwari, Türk devletinin Ortadoğu'da yürüttüğü politikanın Kürt halkını ve Kürdistan’ı baskı altında tutmanın genel bir parçası olduğunu belirtti.

Ziyaretten çok önce Irak Başbakanı Mustafa Kazimi’nin Ankara’daki görüşmelerde bazı anlaşmaların yapıldığını belirten Berwari, "Irak ve Türkiye özellikle Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin Ankara’ya ziyareti sonrası bazı stratejik planlar üzerinde anlaşmış gibi görünüyor. Buna göre de Türkiye tarafından 2020’nin sonuna kadar Güney Kürdistan bölgesinin topraklarını tamamen işgal etme planları çerçevesinde Irak da Türkiye’nin arka bahçesi haline getirmeye çalışılıyor" dedi.

Berwari ziyaret planı çerçevesinde birkaç ay içinde Güney Kürdistan’a yönelik saldırı ve büyük bir savaşın başlayacağını, Garê’den Heftanin'e, Zaxo ovasından Reşini bölgesine kadar yayılacak bir savaş durumu yaşanacağını belirterek plana ilişkin şunları söyledi:

"Yani bunu da Güney Kürdistan iktidar partileri tarafından Irak merkezi hükümetini de katarak Türkiye’ye yardım çerçevesinde söz konusu bölgeleri işgal planları yapılıyor. Özellikle askeri kanattan oluşan bir Türk heyeti yani Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler'in gelişi bu bölgeyi kontrol altına almak için nasıl bir plan ya da önce de yapılan planın nasıl devreye konulacağı son hazırlıkların yapılması, ya da yapılan hazırlıkların kontrolü için geldiği söylenebilir."

AMAÇ GERİLLAYI TASFİYE ETMEK, BAŞARILMAZSA ETKİSİZLEŞTİRMEK!

Türk devletinin özellikle Heftanin’de Kürt Özgürlük gerillaları karşısında büyük yenilgi yaşadığını, bundan kaynaklı da çıkarılacak savaşın gerillaları imha etmek, yapamazsa da etkisini ya da gücünü zayıflatmak amaçlı olduğunu ifade eden Berwari, "Tabi ki bunu yapmak için de öncelikle Şengal üzerinde yapılan planın yerine getirilmesi gerekiyor.

Bunu yapmak için de hem Irak hem Başur (KDP) iktidarı hem de Türkiye destekli güçlere, (bazı Arap güçler, Türkmen cephesine bağlı bazı güçleri ve özellikle de DAİŞ artıkları ya da ardılları) verilecek destek ve yer açma çerçevesinde düşünülüyor.

Aynı zamanda bu planın devamında Güney Kürdistan sınırlarında olan Beşabirê'ye, Rabia’ya ve Ürdün sınırına kadar Türkiye’nin kontrolünde bir bölge yaratmak ve en önemlisi de Şengal’in iradesini temsil eden güçlerini ortadan kaldırmaktır" değerlendirmesine bulundu.

İSRAİL DE DEVREYE GİRECEK

Planın içinde İran’a bağlı grupların da İsrail tarafından vurularak etkisiz hale getirilmesinin de olduğunun altını çizen Berwari, "Planın içinde bölgede bulunan İran’a bağlı güçlerin İsrail tarafından vurularak, bölgeyi tamamen İran güçlerinden temizleme gibi bir durum da var. Yani Suriye tarafındaki İran güçlerine havadan vurma bunu gösteriyor. Bu çerçevede İran’ı bu saldırılarla meşgul etmek ya da gözdağı verme gibi bir politika izleniyor. Tabi bu havadan İran güçlerine yapılan saldırı planlarını gerçekleştirmek için de İran'ı bu saldırılarla oyalamak olabilir" diye konuştu.

İRAN'A DARBE VURMAK İSTİYORLAR

Planın amaçlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Berwari, amaçları şu şekilde sıraladı:

"Bu plan ve savaşın birkaç amacı olduğuna inanıyorum.

Birincisi: Kürt Özgürlük Hareketine bağlı hem Rojava hem Şengal hem de Güney Kürdistan’daki güçleri askeri anlamda zayıflatmak.

İkincisi: Şengal’e yönelik kapsamlı bir saldırı, halkın öz gücü olan kuvveti kaldırmak, Şengallileri tekrardan köleleştirmek, hatta sonsuz bir Fermanla (katliamla) Êzidî toplumunu tümden ortadan kaldırmak olabilir.

Üçüncüsü: Tarihte yapıldığı gibi Rojava ve Güney Kürdistan’ı tümden bir daha birleşmemek üzere ayırmak, koparmak olacaktır.

Dördüncüsü: Türkiye ve Irak hakimiyeti altında tampon bir bölgeyi yaratmak ve bu bölgenin içine de Sünni Iraklıların olduğu ve Ürdün, Türkiye sınırını birleştirecek bir hale getirmektir.

Beşincisi: Varsa eğer İran’ın Irak ve Suriye arasındaki bağlantısını tamamen kesmek, koparmak.

Altıncısı: Güney Kürdistan’da var olan özgür Kürt iradesinin, ulusal birlik umutlarının kırılması ve buna bağlı olarak da gelecek seçime kadar bir krizin oluşmasını sağlamak olacaktır. Yapılacak seçimin de bu savaşa bağlı olarak da tüm iktidarı kendi ellerine geçirmek olacaktır.

Yedincisi: Hem içeride hem de dışarıda bulunan İran güçlerini zayıflatmak ve özellikle Suriye’de bulunan stratejik yerlerin İran’dan koparmak."

Bununla İran’ı kapsamlı bir savaşın içine çekme ya da İran'ı Batılı devletlere mahkum ettirme, teslim olmasını sağlama çabaları olduğunu ifade eden Berwari, "Bunun için de İran'ın elinde iki yol kalmıştır, ya bu savaşa girip tüm düşmanlarına ne kadar güçlü olduğunu göstermek ya da savaştan uzaklaşıp gelen saldırılara karşı pasif savunma yapıp kendini tüm dünya kamuoyu gözünde mağdur durum ve haklı durumda olduğunu göstermektir. Ki şu an yaşanan durum öyle gözüküyor ki İran bu savaştan yana değil ve girmek istemiyor" dedi.

TEHLİKENİN ÖNÜNE GEÇMENİN TEK YOLU ULUSAL BİRLİK

Kürtlerin birliğinin artık kaçınılmaz hale geldiğini, bu birliğe gelmeyenlerin dışlanması gerektiğini belirten Berwari şöyle konuştu: "Bu aşamadan sonra birliğe gelmeyen, zaten haliyle de hem Kürtler nezdinde hem de Kürt dostları nezdinde yenilmiş ve bertaraf olmayı kabul etmiş demektir. Onun için Güney Kürdistan’da bulunan hiçbir Kürt gücü bu plana dahil olmamalı. Yani nereden bakarsan bak, bu plan çerçevesinde çıkacak savaşın Kürt karşıtları tarafında yer almak, hiçbir Kürt gücüne ve fertlerine yarar getirmez, tam tersine zarar verir."