‘Fransızlar ile Kürtler aynı düşmana karşı savaşıyor’

Türkiye’nin Libya üzerinden Fransa ve Batılı ülkeleri zora sokacak çete gruplara desteğine dikkat çeken Fransız akademisyenler, Suriye’de QSD’nin savaştığı düşmanlarının Fransa’nın Afrika’daki düşmanlarıyla aynı olduğunun altını çizdi.

Le Figaro gazetesinde bir bildiri yayınlayan Fransız akademisyenler, Libya ve Suriye başta olmak üzere birçok ülkede yayılmacı hedefleri için çeteleri kullanan Erdoğan rejiminin Fransa’ya yönelik son ‘ilişkileri geliştirme’ mesajına karşı uyarıda bulundular.

Fransa’nın geçtiğimiz haftalarda Mali’de birçok askerini radikal İslamcı çetelerin saldırılarında kaybettiğinin hatırlatıldığı ortak bildiride, Suriye’deki çetelerin saldırı biçimleriyle benzer saldırılar olduğuna işaret edildi.

AKP-MHP rejiminin Libya’da bin kadar askerinin bulunduğu El Watiya yakınlarında DAİŞ eskisi, El Kaide veya diğer gruplara mensup 4 bin 500 kadar çetenin bulunduğu belirtilen bildiride, çetelerin Erdoğan’a bağlı paralı asker şirketi SADAT tarafından buraya yerleştirildiğine dikkat çekildi. Bildiride, Türkiye’nin Azerbaycan’dan Libya’ya kadar birçok ülkedeki saldırılarını bu çeteler üzerinden yürüttüğünü hatırlatan Fransız akademisyenler, Afrika’da ise Fransa’yı dengelemek isteyen Türkiye’nin bu çeteler üzerinden ‘fetihçi İslamcılığı’ desteklediği tespitine yer verdiler.

‘TARİH TEKERRÜR ETMEYE MAHKUM MU?’

Fransa ve Batılı ülkelerin aynı amaçlar uğruna birlikte savaştıkları Kürtleri yalnız bıraktıkları gerçeğine vurgu yapılan bildiride, “Tarih tekerrür etmeye mahkûm mu?” diye soruldu.

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye ile Efrîn’deki işgal saldırılarına ve buralarda DAİŞ çetelerinin yeniden saldırılarını arttırmalarına değinilen bildiride, bunun son olarak Ekim 2019’da Amerikan Başkanı Donald Trump’ın aldığı ‘temelsiz’ geri çekilme kararıyla devam ettiği hatırlatıldı. Bildiride, son olarak yakın dönemde Efrîn’den kaçırılarak çeteler tarafından Libya’ya getirilen bazı kadınların köle olarak kullanıldığı yönündeki haberlere yer verildi.

TÜRKİYE’NİN MESAJINA KARŞI UYARI

Türkiye’nin son günlerde Fransa’ya yönelik ‘diyaloğa hazırız’ şeklindeki çağrılarına karşı Dışişleri Bakanlığı’na uyarıda bulunan akademisyenler, Ankara’nın izlediği birçok saldırgan politikaya karşı neler yapıldığı soruldu. Bildiride, şöyle denildi: “Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin yayılmacı politikalarının boyutunu biliyor mu? Ermeni Soykırımı’nı inkar etmeye devam ederken, halen Avrupa Birliği’ne aday olduğunu savunan bir ülkeye karşı ne yapılabilir?

NATO üyesi olup Rusya’dan silahla ordusunu donatan kimdir? Kim uzun süreden beri Suriye, Irak ve Libya’da kaos ekiyor? Yakın zamanda Kafkaslara müdahale eden kimdir? Kim aynı zamanda Lübnan, Ege denizi ve Kıbrıs’ı istikrarsızlaştırmaya çalışıyor? Yarın şüphesiz Balkanları ve Orta Asya’yı da istikrarsızlaştıracak olan kimdir? Ve şimdiden Batı Afrika’da kendisini düşman olarak gösteren kimdir?”

TEK ÇARE KÜRTLER VE DİĞER HALKLARA DESTEK

Fransa’nın DAİŞ’e karşı 2014’te Kürtlere destek vermeye başlayan ilk dünya ülkesi olduğunu hatırlatan akademisyenler, Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) desteklenmesi için Fransa’nın diplomatik inisiyatif almasının ‘zamanının geldiğini’ yazdılar. QSD’nin Kürtlerin yanı sıra Arap, Süryani ve Êzidîler olmak üzere birçok halk ve inancı barındırdığını hatırlatan Fransız akademisyenler, Suriye’de radikal İslamcı çetelere yönelik kazanılacak başarıların benzer çetelere karşı Batı Afrika’daki mücadeleyi de kolaylaştıracağı öngörüsünde bulundular.

Erdoğan rejiminin ilişkilerin yumuşamasıyla yayılmacı politikalarından geri adım atmayacağı uyarısı yapılan akademisyenlerin bildirisinde, bunun ‘tüm alanlarda kazandığı başarıları pekiştirmek’ için bir taktik olduğunun altı çizildi.

Le Figaro gazetesindeki bildiriyi imzalayan isimler şöyle: Stéphane Breton (ethnolog), Hamit Bozarslan (tarihçi, siyaset bilimci), Pascal Bruckner (filozof-yazar), Jean-François Colosimo (tarihçi, teolog ve editör).