Cizre’den Strasbourg’a: Artık bu vahşete dur demeliyiz

Basel-Strasbourg uzun yürüyüşünde yer alan HDP eski Milletvekili Sarıyıldız ve Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret, Cizre’den başlayıp bugüne devam eden vahşet konseptine karşı herkesin direnişte olması gerektiğini söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan uluslararası komployu 20. yılında protesto etmek ve Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kırılması için devam eden açlık grevlerine destek vermek amacıyla Basel’den Strasbourg’a devam eden uzun yürüyüş 5. gününde devam ediyor. Cizre katliamının yakın tanıklarından olan ve bugün uzun yürüyüşte yer alan HDP eski Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret, yürüyüşün anlam ve önemine ilişkin ANF’ye değerlendirmede bulundu.

‘LEYLA GÜVEN HERKESİN TELEPLERİNİ DİLE GETİRİYOR’

Leyla Güven öncülüğünde devam eden açlık grevlerinin geldiği aşamaya dikkat çeken Sarıyıldız, “Leyla Güven arkadaşımızın eylemi, 97. güne girdi. Normal yaşama dönme eşiği artık aşılmak üzere. Bu direniş, tüm Kürt halkının gözü önünde gerçekleşiyor. Her an olumsuz bir haber alabiliriz. Leyla arkadaşımız hepimizin hayati taleplerine sahip çıkmak için Sayın Öcalan şahsında Kürt halkının 40 yıllık mücadele ile ortaya çıkardığı değerlere sahip çıkmak için bu eylemi başlatmış durumda” dedi.

‘ARKADAŞLARIMIZI KAYBEDERSEK BİZİM İÇİN UTANÇ OLUR’

“Açlık grevi direnişleri, aynı zamanda devletin 3 yıldan beridir ortaya koyduğu vahşet konseptine karşı başlatılmış bir eylem” diyen Sarıyıldız, devamla şunları ifade etti: “Açlık grevi direnişleri, hepimiz acısından hayati bir eylem. Böylesi bir zamanda bütün Kürt halkı bu eylem etrafında kenetlenmeli. Çünkü şu an biz bu arkadaşlarımıza çok şey borçluyuz. Arkadaşlarımız, taleplerimizi taşırken, o iradeyi sergilerken onları kaybedebiliriz. Bu, hepimiz acısından çok ağır ve utanç olur. Cizre'den sonra yeni bir mahcubiyet yaratır. Cizre vahşetinin 3 yıl dönümünde arkadaşlarımıza sahip çıkmak ve taleplerini sahiplenmek önemli.”

‘TECRİT TÜRKİYE’Yİ KAOSA SÜRÜKLÜYOR’

Kürt halkının vahşet konsepti diye tanımladığı sürecin Sayın Öcalan’ın izole edilmesi ile başladığının ifade eden Sarıyıldız, “Bu süreç hala devam ediyor. Bu vahşet konsepti, Türkiye’yi büyük bir kaosa sürüklemeye devam ediyor. Halkımızın ölümüne neden olmaya devam ediyor. O nedenle herkesin ama herkesin tecride karşı çıkması ve açlık grevi direnişlerini sahiplenmesi gerekir” diye ekledi.

‘HALKIMIZ DAHA ÇOK SAHİPLENMELİ’

4 günden beridir tecride karşı bir yürüyüşte olduklarını hatırlatan Sarıyıldız, “Bugün Avrupa'nın birçok noktasında, Rojava'da halkımız ayakta. Leyla Güven ve arkadaşlarımızın eylemi, devlete kimi noktalarda geri adım attırdı ama hala tüm talepleri karşılanmış değil. Halkımız, çok daha güçlü ve kitlesel bir şekilde açlık grevi direnişlerinin etrafında bir araya gelmesi durumunda kazanımlarımızın olacağına ve devlete diz çöktürebileceğimize inanıyoruz. 40 yıllık mücadele tarihi bize bunu gösterdi, halkımız direndikçe zaferler elde ederek buraya geldi. Egemenlikçi, katliamcı sisteme bir kez daha diz çöktürmek için halkımız, dünyanın dört bir tarafında gerçekleşen eylemlerin etrafında kenetlenmeye devam ediyoruz” diyerek çağrıda bulundu.

İMRET: TECRİT KIRILMALI

Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret, Öcalan’a yönelik yapılan uluslararası komployu protesto etmek ve açlık grevi direnişlerine destek vermek amacıyla uzun yürüyüşte olduklarını hatırlatarak, tecridin kırılması gerektiğini vurguladı. Açlık grevi direnişçilerinin sağlık durumunun kritik bir aşamaya geldiğinin altını çizen İmret, “Ama biz görüyoruz zindanlardan başlayıp dünyanın dört bir yanını sarmaya başlayan direniş bir etki yaratıyor. Bu direniş ruhu Mehmet Tunçların, Asyaların direniş ruhunun bir devamıdır” dedi.

‘HALKIMIZ TECRİDİ KIRACAK GÜCE SAHİP’

“Devlet faşizmine karşı 3 yıl önceki direniş, bugün farklı bir konsepte devam ettiriliyor” diyen İmret, şöyle konuştu: “Halkların özgürlüğü, demokrasi ve insanca yaşamak için Öcalan üzerindeki tecridin kırılması gerektiğine inanıyoruz. Tecrit, Sayın Öcalan şahsında toplumun bir bütününe yönelik yapılıyor, bizlerde bugün direnişle bu tecridi kırmamız gerektiğini iyi biliyoruz. Devlet tecride paralel olarak Kürdistan kentlerinde yoğun bir savaş ve katliam politikası yürütüyor. Tüm bunlara karşı çıkmak için tecridin kaldırılması gerektiğini iyi biliyoruz.”

Devletin savaş ve tecrit politikasının başarıya ulaşmayacağını söyleyen İmret, “Barışın ve tüm sorunların çözümünün adresi İmralı’dır. Bundan kaynaklı herkes iyi biliyor ki; Leyla Güven’in talebi bütün toplumun talebidir. Bunun için açlık grevi direnişlerine destek verilmeli ve leyla arkadaşımızın talepleri daha çok sahiplenilmelidir” diye ekledi.

Halkın tecridi kıracak güce sahip olduğunu vurgulayan İmret, “Özellikle Cizre’den başlayıp, ardından Efrin ile devam eden devletin vahşet politikalarını boşa çıkarmak için bugün açlık grevi direnişlerini sahiplenip direnişi daha yükseltmeliyiz. Önemli içinden geçtiğimiz bu tarihsel süreçte herkes üzerine düşen rolü oynamalı” şeklinde konuştu.