Dr. Gülşen: Eylemcilerin sağlık durumları kritik!

Dr. Fahrettin Gülşen, Strasbourg'daki eylemcilerin sağlık durumlarının ağırlaştığına dikkat çekerek, taleplerinin mutlaka kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Gülşen, "Müdahale anında da eylemciyi kaybetme olasılığı çok büyük" dedi.

Fransa’nın Strasbourg şehrinde tecride karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan 14 eylemcinin sağlık durumlarına ilişkin doktorları, her an yaşanabilecek kriz ve koma hallerine müdahale etseler bile geç kalınabileceği uyarısında bulundu. 

Dr. Fahrettin Gülşen, 100 günü geride bırakan açlık grevindeki eylemcilerin son genel sağlık taramasına ilişkin bilgi verdi. Dr. Gülşen, daha önce belirttikleri birtakım yakınma ve sorunların artık daha ciddi bir şekilde görüldüğünü söyledi. 

Geride kalan süreçte ortaya çıkan semptomların artık ciddi komplikasyonlara dönüşebileceğini söyleyen Dr. Gülşen, eylemcilerin kilo kaybıyla vücutlarında oluşan zayıflama ve halsizliğe dikkat çekti. 

DOKTORLAR GECE GÜNDÜZ NÖBETTE

Vücuttaki zayıflama ile birlikte kardiyak sorunların veya doğrudan kalp krizi gibi sorunların daha fazla yaşanabileceğini dile getiren Dr. Gülşen, “Daha önce de vücut sistemlerinin yaşayabileceği tüm semptomları yaşadığını ve bunlar sonucunda ortaya çıkabilecek hayati sorunların bizi çok korkuttuğunu söylemiştik. Artık sabahlara kadar uyumadığımızı söyleyebiliriz” diye konuştu. 

Eylemcileri takip eden iki doktor olduklarını ve nöbetleşe bir biçimde çalıştıklarını söyleyen Dr. Gülşen, şöyle devam etti:

“İki doktor nöbetleşerek, arkadaşları sabahlara kadar takip ediyoruz. Ciddi bir uykusuzluk sorunu yaşandığı için eylemciler de sabahlara kadar uyumuyor. Yaşadıkları diğer sorunların yanında uykusuzluk çok ciddi bir problem olmuş durumda. Açlık grevlerinde uykusuzluk öyle büyük bir sorun yaratıyor ki; sürekli bir yorgunluk, sürekli bir asabiyet ve yaşamda zorlanmaları beraberinde getirmektedir."

SİNDİRİM SİSTEMİ VE İÇ ORGANLARDAKİ KOMPLİKASYONLAR KORKUTUYOR 

Eylemcilerin sindirim sisteminde ciddi komplikasyonlar yaşanabileceğini söyleyen Dr. Gülşen, özellikle sindirim sistemi kanamalarının kendilerini çok korkuttuğunu belirtti.  Böbreklerdeki fonksiyon bozukluklarının da endişe verici olduğunu vurgulayan Dr. Gülşen, böbrek, sindirim sistemi ve kalp sorunlarının artık daha sık gündeme geleceğini söyledi. 

Dr. Gülşen, kardiyak sorunlarının yanında aritmi denilen kalp ritim bozuklukları, düşük tansiyon, taşikardi denilen nabız yüksekliği gibi semptomların bir kalp krizine yol açabilecek şekilde yoğunlaştığını gördüklerini söyledi. Özellikle taşikardinin böbrek veya diğer organlara atma sorununa dikkat çeken Dr. Gülşen, eylemcilerin tedaviyi reddetmeleri nedeniyle olası tehlikelere ilişkin önlem alamadıklarını kaydetti. 

‘MÜDAHALE EDEMİYORUZ, ETSEK BİLE KURTARAMAYABİLİRİZ’ 

Eylemcilere ancak bilinçlerini yitirme, koma veya kriz aşamasında müdahale edebileceklerini hatırlatan Dr. Gülşen, “O aşamada da müdahale etsek bile kurtarıp kurtaramayacağımızı da söyleyemeyiz. Kriz veya koma halinde artık ‘eylemciyi kurtarabiliriz’ şeklinde konuşmamak lazım. Müdahale anında da eylemciyi kaybetme olasılığı çok büyüktür” dedi. 

Yaşanan semptomları açıklamak yerine artık eylemin geldiği bu aşamada toplumun ‘bu işe dur demenin’ yolunu bulunması gerektiğini söyleyen Dr. Gülşen, “Herkes artık bu aşamada yaşanan belirtilerin eylemcilerin yaşamını  çok zorladığını ve her an bir krize yol açacağını, her an bir koma haline yol açacağını bilmelidir” diye konuştu.

Bundan dolayı tüm kurum ve kuruluşlara çağrı yapan Dr. Fahrettin Gülşen, “İnsan yaşamına değer veren kurumlar elini daha hızlı tutmalıdır. Aksi halde ve bu arkadaşların amaçlarının gerçekleşmesi konusunda ciddi bir girişimde bulunmazsak, bu arkadaşların hayatlarını kaybetmesi an meselesidir. Hekim olarak bunu çok net söyleyebiliyoruz” dedi. 

Kendilerinin eylemciler konusunda yapabildiği tek şeyin yaşadıkları sağlık sorunlarını ve yaşamsal riskleri kendilerine ve ailelerine söylemek olduğunu kaydeden Dr. Gülşen, daha önce sağlık kuruluşlarına yaptıkları çağrıları da hatırlattı. 

EYLEMCİLER FRANSIZ DOKTORLARI REDDETMİŞTİ 

Bu çağrılar kapsamında Fransız Sağlık Bakanlığı’nın bölgedeki yetkililerinin talimatıyla eylemcileri kontrole gelen sağlık ekipleri olduğunu kaydeden Dr. Gülşen, eylemcilerin bu ekiplerin kontrol veya tedavilerini kabul etmediğini belirtti. 

Dr. Gülşen, eylemcilerin bir amaç uğruna açlık grevinde olduklarını sağlık ekiplerine de ilettiklerini söyledi. 

Fransız acil sağlık ekiplerine konuşan eylemciler, “Eğer siz sağlık kuruluşu olarak buraya geldiyseniz, burada yaşanan sorunları kendi kurumlarına rapor edin ve onlar da bir an evvel bu taleplerin gereken bildirimlerini CPT’ye AK’ye yapsınlar. Onların harekete geçmesi konusunda baskı yapsınlar” demişti.

‘EN AZ DÖRDÜNÜN HASTANEYE KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER’ 

Dr. Gülşen, Fransız sağlık ekiplerinin eylemcilerden en az 4’ünün hastaneye kaldırılması gerektiğini ve  aksi takdirde hayatlarının tehlikede olduğunu söylediklerini dile getirdi. Dr. Gülşen, kendilerinin tuttuğu sağlık raporlarının Fransız doktorlar tarafından da kontrol edildiğini ve hemfikir olduklarını söyledi. 

Dr. Gülşen, bu aşamadan sonra hem Kürtler ve kurumlarının hem de Avrupa’daki sağlık ve insani kurumların harekete geçmesi ve taleplerin gerçekleşmesi için her şeyin yapılması çağrısında bulundu. Eylemcilerden birinin hayatını kaybetmesi ardından gelişecek çabaların yetersiz olacağını vurgulayan Dr. Gülşen, “Herhangi bir ölümün sebebi ve sorumluluğu buna sessiz kalan kurumlar, kişiler olacaktır” diye konuştu. 

ZİYARETÇİLERE UYARI

Dr. Gülşen, son olarak, açlık grevi eylemcilerini ziyaret eden kişilerin olası enfeksiyonlara karşı oldukça dikkatli davranmasını da istedi. Eylemcilerin artık büyük oranda yatağa bağlı olduklarını dile getiren Dr. Gülşen, bu nedenle ziyaretlerin de yine kendilerinden izin alınarak mümkün olduğunu ve tüm ziyaretçilerin maske kullanma veya elleri dezenfekte etme gibi zorunluluklarına da dikkati çekti.