‘Gün düşmana karşı fedaice ülkesini savunanların etrafında kenetlenme günüdür’

PKK ve PAJK’lı tutsaklar: Gün ihaneti kabul etmeme ve önünü alma günüdür. Gün düşmana karşı fedaice ülkesini savunanların etrafında kenetlenme günüdür.

Türkiye zindanlarındaki PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına yazılı bir açıklama yapan Deniz Kaya, “Halkımıza çağrımız, yüzyıllık tüm kazanımlarımızı heba edecek, Kürt halkının düşmanlarına hizmet eden böylesi bir duruma karşı her yerde alanlara çıkarak tepkilerini ortaya koymalı ve böylesi bir sürecin önüne geçme gücünü yaratabilmelidirler” dedi.

PKK ve PAJK’lı tutsakların açıklaması şöyle: “Öncelikle 23. yılında İmralı Adası’nda tarihin en eşsiz direnişini sürdüren Önder Apo’yu, sömürgeci işgalci düşmanın soykırım politikalarına karşı destansı bir mücadele veren kahraman gerillamızı, halkımızı ve halkımızın dostlarını saygıyla selamlıyor, Kürdistan devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, anılarını zaferle taçlandırma sözümüzü yineliyoruz. 

Bilindiği gibi AKP-MHP-Ergenekon faşist ittifakı 2015 yılından bu yana ‘Çöktürme Planı’ adıyla Kürt halkına ve onun tüm kazanımlarına karşı soykırım politikası temelinde tam bir imha savaşı dayamaktadır. Buna karşı başta Önder Apo olmak üzere, halk ve hareket olarak varlığını koruma, özgürlüğünü sağlama mücadelesini fedai çizgide yürütmekteyiz. Bu destansı mücadele uluslararası güçlerin tüm desteklerine, büyük bir savaş tekniğine rağmen işgalci, soykırımcı, faşist Türk devletini çöküş sürecine sokmuştur. Aslında Haftanin’le başlayan, Gare zaferiyle doruklaşan ve günümüzde Metina-Avaşin-Zap hattında düşmana büyük bir hezimet yaşatan gerilla direnişi aynı zamanda zaferin umudunu, inancını, kararlılığını her kesimde yeniden yaratmış, Önderliğimizin fiziki özgürlüğü temelinde halkımızın özgürlüğünü yaratma aşamasına gelmiştir.

KDP’NİN DÜŞMANI ÇIKMAZDAN KURTARMAYA YAKLAŞIMI KABUL EDİLEMEZ

Tam da düşmanın askeri, siyasi, ekonomik her açıdan zorlandığı, kendi içinde çeteleşmiş yapısının açığa çıktığı, iç çatışmalarla bir birlerinin işlediği suçları ifşa ettiği, Metina-Avaşin-Zap hattında büyük bir hezimeti yaşadığı bir süreçte, KDP’nin adeta onu bu çıkmazdan kurtarma yaklaşımını kabul etmek mümkün olmadığı gibi buna karşı sessiz kalmamızı da kimse beklememelidir. Bu yaklaşımın Kürtlükle, Kürdistani değerlerle, yurtseverlikle, toplumsal ahlak ve vicdanla hiçbir bağı olmadığı gibi, bunda ısrar etmenin ihanet dışında bir anlamı olmayacağını belirtmek istiyoruz. Kürt halkının ülkesini işgalcilere karşı can siperane savunan, Kürt halkının özgürlüğünü amaç edinen, bu anlamda Kürtlük onurunun fedaice temsilini yapan gerillamızın arkadan kuşatılması, hançerlenmek istenmesi düşmana hizmet etmek ve tüm Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmayı ifade etmektedir.

Bizler faşist Türk devletinin zindanlarında direnen on binin üzerindeki siyasi tutsaklar olarak KDP’nin bu onursuz durumdan bir an önce kendini kurtarmasını, gerilla alanlarına sevk ettiği güçlerini geri çekmesini, bu varlık-yokluk savaşında ulusal birlik ve yurtseverlik bilinciyle Özgürlük Mücadelesine destek sunmasını, bunun dışındaki tüm yaklaşımların düşmana hizmet edeceğini ve halkımızın yüreğinde lanetle anılmayı ifade edeceğini belirtmek istiyoruz.

Kürtler arası bir savaşı ne bizler, ne de dört parça Kürdistan’da halkımız kabul eder. Hala geç olmadan halkımızın tarihine yeni bir kara leke olarak geçmemek adına KDP Kürt kamuoyunu rahatlatmalıdır. Aksi taktirde tıpkı faşist TC’nin imha saldırılarına direndiğimiz gibi, ihanet karşısında da her türlü direnişi ortaya koyacağımızın bilinmesini isteriz.

HALKIMIZ TEPKİSİNİ ORTAYA KOYMALI

Bu konuda tüm halkımıza da çağrımız, yüzyıllık tüm kazanımlarımızı heba edecek, Kürt halkının düşmanlarına hizmet eden böylesi bir duruma karşı her yerde alanlara çıkarak tepkilerini ortaya koymalı ve böylesi bir sürecin önüne geçme gücünü yaratabilmelidirler. Kürt aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasetçileri, kadını, gençliği böylesi bir direniş hattını yaratmada öncü olmalı, ihanet karşısında net ve sonuç alıcı bir tutum ve duruşun sahibi olabilmelidir. Yurtsever ve direniş geleneğinin en canlı halkası olan Başur Kürdistan’ındaki halkımız böylesi bir felaketi kesinlikle kabul etmemeli, buna karşı tepkisini açık bir şekilde ortaya koymalıdır. Gün halk olarak düşmanlarımıza karşı, ülkemizi işgal edenlere, varlığımızı inkar edenlere ve bize soykırımı dayatanlara karşı birlik olma ve direniş temelinde özgürlüğü sağlama günüdür. Gün ihaneti kabul etmeme ve önünü alma günüdür. Gün düşmana karşı fedaice ülkesini savunanların etrafında kenetlenme günüdür. Bu temelde Halkımızın sürece müdahil olacağına ve rolünü oynayacağına olan inancımızı belirtiyor, tüm yurtsever ve demokratik kamuoyuna saygıyla selamlıyoruz.”