Karamuş, Türk devletinin HDP'ye yönelik soykırım operasyonlarını, belediyelerin gasp edilmesini ANF'ye değerledirdi.

Görevden zorla uzaklaştırılan belediye yöneticilerinden hiçbirinin rüşvet, yolsuzluk gibi her hangi yüz kızartıcı suçla itham edilemedilklerine dikkat çeken Karamuş, belediyelerin gasp edilmesini Kürt halkına yönelik başlatılan topyekün saldırıların bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

Karamuş, Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik sürdürdüğü işgal saldırıları, Rojava'ya yönelik işgal tehditleri ve son olarak belediyelerin gasp etmesinin askeri, siyasi, kültürel saldırılarının Kürtlere yönelik topyekün bir saldırıyı başlatmasının göstergeleri olduğunu belirtti.

AKP hükümetinin iktidarını sürdürmekte zorlandığı için anayasa ve yasaları hiçe saydığını ve her türlü hukusuzluğu yaptığını söyleyen Karamuş konuşmasının devamında şu değerlendirmelerde bulundu.

“Ülkenin tüm kurumları; polis, istihbarat, asker ve bürokrasi Erdoğan rejiminin denetimi ve emrindedir. Bunlar, halklar arasında ayrımcılığı derinleştirmek ve bir iç savaş çıkarmak istiyorlar. Kürt halkı bunun farkında. Bu provokasyonlara gelmeyeceğiz. Demokrasi güçleri ve Kürt halkının hükümete karşı direnişi yükseltmesi gerekir.”

CHP'li bazı milletvekili ve yöneticilerin kayyum atamalarına karşı çıkmalarını olumlu ama yetersiz olarak değerlendiren Karamuş, “CHP'nin kurumsal olarak kayyum atamalarına karşı kararlı bir duruş göstermesi gerekir. Aksi takdirde hükümet CHP'li belediyelere de yönelebilir. CHP ve demokrasi güçleri bu gayri meşru ve yasa dışı uygulamalara karşı güçlü bir platform oluşturmak zorunda” şeklinde konuştu.