Mela Övseme: Önderliğimizin tutsaklığının bir anlamı kalmadı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 23 yıldır esir olduğunu hatırlatan Mela Davûd Övseme, "Bizim için 23 yıldır zindanda olan Önderliğimizi artık özgürlüğüne kavuşturmamız gerekiyor, çünkü tutsaklığının bir anlamı kalmadı" dedi.

Civaka İslamiya Kurdistan(CÎK) Başkan Yardımcısı Mela Davûd Övseme, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komploya ilişkin konuştu.

Hegemonik güçlerin Abdullah Öcalan'ın Kürt halkı üzerinde çok etkili olduğunu gördükten sonra komployu devreye koyduklarını söyleyen Mela Davûd Övseme, "Uluslararası komploda yer alan Yunanistan, İtalya, Rusya gibi hegemonik güçler, işgalcilerin etkisinden çıkmak isteyen yurtsever halkın umutlarını kırmak istiyordu. Ama şunu bilmiyorlardı; Önderlik zindanda da olsa, dışarıda da olsa Kürt halkı için her zaman etkili biridir. Esir alındıktan sonra insanlar Önderlik etrafında ateşten çember oluşturdu. Komplocu güçler, Kürt halkının gözlerini kırpmadan bedenlerini ateşe vereceklerini, büyük eylemler düzenleyeceklerini beklemiyorlardı. Esaretinden sonra Özgürlük Hareketinin kendisini yenilemesini de tahmin edemediler. Özgürlük hareketinin ve Kürt toplumunun kendisini yenilemesi, dönüşmesi ile anladılar ki Abdullah Öcalan’ın fiziki tutsaklığı bir anlam ifade etmiyor. Fikirleri ve düşüncelerinin önünü alamadıklarından dolayı son yıllarda telefon görüşmesine dahi izin vermiyorlar. Biz mücadeleyi daha da büyütürsek fiziki özgürlüğünü de sağlarız" dedi.

ARTIK FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMALIYIZ

Artık zamanı geldi, Abdullah Öcalan'a Özgürlük hamlesinin hem enternasyonalist çevre hem de Kürt halkı tarafından sahiplenildiğini hatırlatan CÎK Başkan Yardımcısı Övseme, şöyle devam etti: "Uluslararası alanda Nobel Ödülü sahipleri, aydınlar, yazarlar bu hamleyi desteklediler. Bizim için 23 yıldır zindanda tecritte olan Önderliğimizi artık özgürlüğüne kavuşturmamız gerekiyor, çünkü tutsaklığının bir anlamı kalmadı. Ulus devlet anlayışının dayattığı savaşları, açlığı, işgali kabul etmeyen herkes, Önderliğin paradigmasına sahip çıkıyor. Abdullah Öcalan’ın  paradigmasında herkes kendisini görüyor. Doğa sever, demokrat, inanç sahipleri, kadın, çocuk herkes Önderliğin paradigmasında kendisine yer bulduğu için paradigmayı sahipleniyor."