Minbic'de 'zamanlaması manidar' saldırı

Suriye'de ilk kez ABD askerinin hedef alındığı Minbic'deki saldırı, 'ABD'nin çekilme kararı' ve 'güvenli bölge' tartışmalarının yaşandığı bir dönemde yaşandı.

2014 yılında "Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim" denilen toplantıya katılan Türk Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler'in ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile Brüksel'deki NATO Karargahı'nda görüştüğü sırada Minbic'te ABD askerinin hedef alınması dikkat çekti.

Minbic kent merkezindeki Sindis sokağında bulunan Qesir El-Umeraa lokantası önünde, ABD askerini hedef alan canlı bomba saldırısında ilk bilgilere göre; 4 ABD askeri yaşamını yitirdi, 3 asker de yaralandı. Saldırıda 9 sivilin de yaşamını yitirdiği belirtildi.

Türk devletinin Minbic'in kuzeyindeki Cerablus'a girdiği Ağustos 2016 tarihinden bu yana, belirli aralıklarla kentte Minbic'te sivilleri ve kentin özsavunma güçlerini hedef alan saldırıların tamamı Türk devleti ve ona bağlı cihatçı gruplar tarafından düzenleniyor.

İLK KEZ ABD ASKERİ HEDEF ALINDI

Ancak, "ABD'nin Suriye'den çekilme kararı alması" ve "güvenli bölge" tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde ilk kez ABD askerlerinin bu gruplar tarafından hedef alınması şüpheye neden oldu.

GÜLER İLE DUNFORD GÖRÜŞMESİ SIRASINDA SALDIRI

İlk kez ABD askerlerini hedef alan bu saldırının da Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'un Brüksel'deki 180. NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları toplantısı sırasında gerçekleşmesi dikkat çekti.

'4 ADAM GÖNDERİR 8 FÜZE ATTIRIZ' TOPLANTISINI AKILLARA GETİRDİ

Nitekim Güler daha önce de söz konusu provokasyonlarla gündeme gelmişti. 27 Mart 2014 tarihinde yayınlanan bir ses kaydında dönemin Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dönemin Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın olduğu gizli toplantıda Suriye'ye müdahale gerekçesi yaratmak için provokasyon tezgahladıkları ortaya çıkmıştı.

Ses kaydında Sinirlioğlu'na ait olduğu belirtilen ses, DAİŞ'e bir müdahalenin uluslararası zemininin olduğunu söylerken, Fidan' ait olduğu belirtilen ise, “O olduğu andan itibaren içerde birçok bomba patlar” demesi dikkat çekiyor.

Bu diyaloğun ardından ise Güler'e ait olduğu belirtilen ses de Fidan’ın söylediklerinin desteklenmesini ve muhaliflere silahların ulaştırılması gerektiğini söylüyor.

Devamında ise Fidan'a ait olduğu belirtilen ses, “Şimdi bakın komutanım, şimdi biz gerekçeyse gerekçeyi, ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir. Olay böyle bir iradenin ortaya konması. Biz savaş iradesi ortaya koyuyoruz, her zaman yaptığımız şeyi, akıl yürütme hatasına düşürüyoruz” diyordu.

Söz konusu ses kayıtlarının yayınlanması ve kamuoyunda yankı uyandırması üzerine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ses kaydıyla ilgili olarak yayın yasağı kararı almıştı.

OKLAR TÜRK MİT'İ VE ÇETE GRUPLARINI GÖSTERİYOR

Diğer yandan Türk devletinin Minbic'in kuzeyindeki Cerablus'a girdiği Ağustos 2016’dan bu yana, belirli aralıklarla kentte Minbic'te sivilleri ve kentin özsavunma güçlerini hedef alan saldırıların tamamı Türk devleti ve ona bağlı cihatçı gruplar tarafından düzenleniyor.

Ancak ABD askerlerini hedef alan son saldırının ilk anından itibaren DAİŞ tarafından yapıldığının iddia edilmesi şüpheye neden oldu. Nitekim bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye'de Türk MİT'i ve DAİŞ'in ortak örgütlenmesi olan "Kıyam" isimli bir yapı tarafından sabotaj ve suikastler düzenleniyor.

"Uyuyan hücre" belirli zamanlarda harekete geçirilen söz konusu yapının birçok üyesi daha önce Minbic, Kobanê, Reqa, Girê Spî ve farklı bölgelerde tutuklanmış ve suçlarını itiraf etmişlerdi.

Bölge halkları arasında çatışma zemini yaratmak için kullanılan bu yapının deşifre olmasından sonra Türk devleti, "Çukur" isimli yeni bir yapıyı devreye koymuş ve bu yapının da tutuklanan kimi üyeleri Türk devleti ile aralarındaki ilişkilere ilişkin itiraflarda bulunmuşlardı.