80 yaşındaki Claus Schreer, Almanya’nın Münih kentinde tanınmış bir aktivist. '70’li ve '80’li yıllarda Almanya’nın silahlanmasına karşı çıkan, ırkçılık karşıtı eylemlere katılan ve baskı altındaki halklar için düzenlenen gösterilere öncülük yapan Scheer, 17 Şubat 2018 günü Münih Güvenlik Konferansı’nı protesto gösterilerinde YPJ bayrağı ve üzerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Öcalan’a özgürlük” pankartını taşımıştı.

“Yasaklı olan PKK propagandası yapmakla” suçlanan Alman aktivistin yargılaması geçtiğimiz hafta Münih İdari Mahkemesi’nde başlamıştı. Bugün devam eden ikinci duruşmada mahkeme heyeti, Schreer’i günlüğü 40 Euro’dan olmak üzere 70 gün para cezasına çarptırdı. Barış savunucusunu toplam 2800 Euro ödemeye mahkum eden Claus Schreer’in “bilerek suç işlediğini” öne sürdü.

Öcalan’ın fotoğrafları, YPJ bayrakları ve “PKK yasağı kalksın” talebinin PKK propagandası olduğunu öne süren mahkeme, Schreer’in bunların yasalar göre suç olduğunu bildiğini varsaydı. Alman barış savunucusu Claus Schreer ve avukatı ise karara itiraz edeceklerini ve üst mahkemeye gideceklerini ifade ettiler.

'ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK İSTEMEK SUÇ DEĞİL'

Kararın ardından ANF’ye konuşan Schreer, Bavyera yargısının klasik bir karar verdiğini ve aldığı ceza karşısında şaşırmadığını söyledi. Mahkemenin iddia ettiği gibi ne Öcalan’ın fotoğrafı, ne “Öcalan özgürlük” isteminin, ne YPJ bayrağını taşımanın ve “PKK yasağı kalksın” talebinin suç olmadığını belirten Schreer, “Tüm bunlar demokratik talepler ve eğer demokratik bir ülkede yaşıyorsak bu talepler suç değil” diye konuştu.

ÖNCE MANDELA ŞİMDİ ÖCALAN

Alman barış savunucusu, özellikle “Öcalan’a özgürlük” talebini dile getirmeye devam edeceğini belirterek, 40 yıl önce Güney Afrika’daki Apartheid rejimi karşıtı gösterilere katılarak, Nelson Mandela’nın özgürlüğünü talep ettiğini hatırlattı. Schreer, geçtiğimiz hafta görülün ilk duruşmada da böyle bir ifade vermiş ve şu görüşleri dile getirmişti:

“40 yıl önce üzerinde Mandela fotoğrafı olan ‘Mandela’ya özgürlük’ pankartını taşıyordum. 40 yıl sonra ise bunu Öcalan için yapıyorum. Bütün yasal haklarımı kullanarak Öcalan’ın özgürlüğünü savunmaya devam edeceğim. Ayrıca Rojava Kürdistan’daki kadın birlikleri olan YPJ’nin bayrağının taşınması da asla suç değil.

YPG ve YPJ 2014 yılında on binlerce Êzidîyi DAİŞ çetelerinin elinden kurtardı. YPJ’nin DAİŞ’e karşı verdiği onurlu direnişin dışında hiçbir şekilde uluslararası hukuku ihlal etmedi. Tam tersine Efrîn’i işgal eden Türk ordusu uluslararası hukuku ihlal etmiştir. Savcılık saçma sapan gerekçelerle YPJ bayrağıyla PKK propagandası yapıldığını ve bunun suç olduğunu söylüyor. Böyle yasaklar ve soruşturmalar despot Erdoğan’ı hem kendi ülkesinin sınırlarında hem de Suriye ile Irak’ta Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar konusunda cesaretlendiriyor.”