‘Türk’ün koronayla imtihanı

Türkiye’de hükümet koronavirüsü bile istismar yolları arayınca kimi ahali de değişik koruma yöntemleri geliştirdi; sakatata hücumdan şehri tütsülemeye, toplu dua ayinlerinden kurban kesmeye kadar.

Türk hükümeti, küresel salgını, iktidarının tahkimi için ’fırsat’ olarak değerlendirip ciddi hazırlık ve tedbirler yerine ikinci haftadan itibaren zorunlu yardım toplamaya başlayınca ‘Türk usulü’ mücadele yöntemleri gelişti.

BELEDİYE BAŞKANI TÜTSÜLEDİ

Niğde’nin Ulukışla ilçesininin AKP’li Belediye Başkanı Ali Uğurlu ve belediye çalışanları, koronavirüse karşı belediye binası önünde tütsü yaktı. Uğurlu, tütsü yakma töreninin anlam ve önemi üzerine yaptığı konuşmada, “Türk örf ve adetlerinde yer alan tütsümüzü ülkemizin üzerine çöken bu corona virüsünden kurtulmak için tüttük” dedi. Tütmekle kalmayan Başkan Uğurlu, halka da  ”Herkesin evinde tüttürmesini istiyoruz” diye seslendi. Yakılan tütsü, belediyeye ait bir kamyonete yerleştirilerek, ilçede gezdirildi.

TOPLU DUA VE SELA

Rojava’daki Kürt kentlerinin işgali sırasında tanık olduğumuz Türk Diyanet İşleri Başkanlığının toplu dua ayini ve sela okunması, koronavirüsü salgınına karşı bir ‘tedbir’ olarak devreye konuldu. Umre organizasyonu ve toplu ibadetleri sürdürmesiyle salgının yayılmasına katkısını esirgemeyen Diyanet, 23 Mart’tan itibaren 90 bin camiden yatsı namazı önce sela okuttu, sonrasında toplu duaya geçti. Diyanetin başındaki devlet memuru Ali Erbaş, böylece yeni tip koronavirüsü salgının sona ermesi ve hastaların şifa bulması görevini yerine getirmiş oldu.

HAFİFİ ALMAYIP KURBAN KESTİLER

Kütahya’nın Hisarcık ilçesine bağlı Dereköy’deki yurttaşlar da Diyanet’in sela ve toplu duasının ardından başka bir ibadetle virüse karşı mücadele girişti. Köy muhtarı Tayfun Bütün’ün öncülüğünde 12 küçükbaş ve 1 büyükbaş hayvan, köy meydanında kurban edildi. Köy imamının duasının ardından muhtar Bütün, şunu söyledi: “Koronavirüs ülkemizi ciddi bir şekilde sarmış bulunmakta, kesinlikle hafife almayalım. Rabbim milletimizi korusun.”

PARAYI FIRINA VERDİLER

Kir pas içindeki fırını, kararmış eldivenleri, bonesiz başı, kirli sakalıyla bir fırıncı ise dezenfekte metoduyla müşterilerine hizmet etmeye başladı.  Siirt’in Bahçelievler Mahallesi’nde fırın işleten Hacı ve Halil Kasar kardeşler, koronavirüse karşı tedbir olarak madeni paraları önce yıkıyor, ardından su koyduğu tepsinin içerisinde 180 dereceye ulaşan fırında 20 dakika ısıtıyor. Kasar, “Elimizden geldiğince iş yerini dezenfekte ediyoruz” diye konuştu.

BELEŞ KELLE PAÇA!

Kimi Türk profesörler, ‘virüs nedir yaa, bildiğin grip gibi birşey işte, kelle paça çorbası birebirdir’ deyince sakata rağbet tavan yaptı. Kimi kentlerde artık yetiştirilemiyor. Tokat’ta bir lokantanın sahibi Hakan Kutlay da yeni tip koronavirüs ile mücadele dahilinde esnafa ücretsiz kelle paça çorbası ikram etti. Davet ettiği basın mensuplarına da ikramda bulunan lokantacı Kutlay, “Herkes memnun” dedi.

TARHANANIN NEYİ EKSİK!

Türk mutfağından koronaya kelle paçadan sonra yeni reçeteler de devreye girdi. Uşak’ta 50 yıldır tarhana üretimi ve imalatını yapan İsmail Yeldanlı, “Özellikle günümüzde koronavirüsünden korunmak için tarhanayı tüketmemiz lazım” diyerek, tıp bilimiyle ilgili tereddütlerini de ekledi: “Doktorlar alınmasın ama tarhana 18 tane doktora bedel. Tarhanaya gerekli önemi bu günlerde vermemiz ve bol bol tüketmemiz lazım.”

KORONAYA DÜŞMAN KARIŞIM

Türkiye’deki dini cemaat ve tarikatlar da web sayfalarında dua ve bağışın yanı sıra ’kainat eczanesinin şifa kaynaklarını’ salık vermeyi sürdürüyor. Örneğin birisinin koronayı tanımlama ve tedavisi şöyle: “Koronavirüsü, soğuk algınlığı, grip veya nezle ile çok benzer. Limon ve soğanlı bu formül, koronavirüsüne karşı etkili. Soğan ve limon bir araya gelince bakın neler oluyor. Bu karşımın koronavirüs üьzerinde de etkili olduğu belirtiliyor.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika