Türk devleti Leyla Güven'i, Almanya Tuzak'ı tutukladı

Kürt aktivist Mustafa Tuzak Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin kararıyla tutuklandı. Tuzak, İmralı’daki tecridin kırılması için 2019 yılının Mayıs ayında sona eren açlık grevi direnişçilerinden biriydi.

Almanya’da mülteci statüsüyle yaşayan Kürt aktivist Mustafa Tuzak, Alman Ceza Yasasının 129b maddesi gerekçe gösterilerek, Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin kararıyla tutuklandı. Mahkemenin 16 Aralık 2020 günü verdiği kararın ardından Tuzak’ın tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi.

Kürt ve Alman aktivistlere yönelik açtığı soruşturmalarla bilinen Münih savcılığının açtığı soruşturma sonucunda tutuklanan Mustafa Tuzak’ın Haziran 2019 ile Mayıs 2020 tarihleri arasında “PKK bölgesi Ulm’den”, Haziran 2020’den beri ise “Münih/Güney Bavyera bölgesinden” sorumlu olduğu iddia ediliyor.

GÖSTERİLERE KATILMASI ‘SUÇ’ SAYILDI

İddialarını Bavyera ve Baden-Württemberg eyaletlerinin polis birimleri tarafından yapılan teknik takibe dayandıran savcılık, Türk ordusunun Kürt bölgelerine yönelik saldırılarını protesto amacıyla Dortmund ve Duisburg da dahil olmak üzere bir çok kentte düzenlenen gösterilere katılmayı da “suç” sayması dikkat çekti.

Mustafa Tuzak için hazırlanan iddianamede ayrıca geçtiğimiz Temmuz ayında Münih’te TKP/ML aktivistlerinin mahkum edilmesine karşı yapılan dayanışma eylemine destek vermesi ve Stammheim Cezaevi’nde bulunan Kürt tutsakları ziyaret etmesi de yöneltilen suçlamalar arasında yer aldı.

Savcılık devamla Tuzak’a yönelik şu suçlamalar bulundu; Nisan ayında bir aktiviste taziye vesilesiyle başsağlığı dileklerini iletmesi, başka bir Kürt’e ailesinin geçirdiği kaza nedeniyle taziye ziyaretinde bulunması, bir başka Kürtle emlak üzerine görüşme yapması.

MEMLEKETİNE GİDİP SAKLANACAKMIŞ!

Mustafa Tuzak’ın tutuklanması için Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin tutuklama hakimi tarafından verilen kararda dikkat çeken bir başka ayrıntı ise kaçma ihtimaline ilişkin yer alan ifadeler oldu. Tuzak’ın Türk devletinin baskılarından dolayı Almanya’ya kaçıp sığındığını ve mülteci statüsüyle yaşadığını es geçen mahkeme,  memleketi Muş’a giderek kendini ceza davasından koruyacağını iddia etti.

AÇLIK GREVİ DİRENİŞÇİSİYDİ

Mustafa Tuzak, Türk devletinin İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması talebiyle 2018 yılının sonlarından 2019 Mayıs ayına kadar süren ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in öncülüğünde başlatılan açlık grevi eyleminin direnişçilerinden biriydi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de 4 Kürt aktivistle açlık grevi eylemini 134 gün sürdüren Tuzak Öcalan’ın avukatları aracılığıyla yaptığı çağrının ardından 26 Mayıs 2019 günü eylemini sonlandırmıştı. Açlık grevi eylemi nedeniyle 44 kilograma düşen Tuzak’ın karaciğerinde kist bulunmuş ve bir süre hastanede tedavi altına alınmıştı.

Ayrıca Duisburg kentinde 13 Ocak 2019’da düzenlenen yürüyüşe Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu önlük ile katılan Mustafa Tuzak o gün polisin şiddetine maruz kalmış ve gözaltına alınmıştı. Ardında da Tuzak polise yönelik bir dava açmıştı. Geçtiğimiz Eylül ayında Köln kentinde görülen davanın duruşmasında Tuzak davayı kazanmıştı.

ALMANYA’DA KÜRTLERE 129B BASKISI

Almanya’daki Kürt siyasi tutuklularla dayanışma faaliyetlerini yürüten Azadî Derneği’nin verdiği bilgilere göre şu anda Mustafa Tuzak ile politik gerekçelerle tutuklu veya hükümlü sayısı 11’e çıktı. Alman ceza yasasının 129b maddesi gereğince gerçekleşen bu tutuklamaların yanı sıra 45 aktiviste yönelik de hali hazırda davalar sürüyor.

11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından “anti terör yasası” olarak çıkartılan ve “129b” olarak adlandırılan yasa El Kaide üyelerinin Almanya’da yakalanıp yargılanmasını kolaylaştırmak için çıkartılmıştı. Ancak yasa “yabancı terör örgütlerini kapıyor” şeklinde ifade edilmiş ve zamanla başta Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, Türkiyeli, Filistinli ve Tamilli devrimciler olmak üzere diğer sol/sosyalist hareketlere karşı da devreye konulmuştu.

2010 yılında Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla PKK’nin “129b” kapsamına alınmasının ardından Kürtlere yönelik soruşturmalar rahatça ve hiçbir delile dayandırılmadan peş peşe açıldı. Ardından Almanya’nın sığınma talebini kabul ettiği yirmiye yakın Kürt siyasetçi ve aktivist “terörist” muamelesi görerek hapis cezalarına çarpıtıldı.