Moînî: İran’ın amacı toplumu korkutmak

İran ve Rojhilat Kürdistan’da son günlerde artan baskı ve tutuklamalara dikkat çeken PJAK Eşbaşkanı Siyamend Moînî, "İran rejiminin amacı toplumu korkutmak ve halka geri adım attırmak" dedi.

Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Eşbaşkanı Siyamend Moînî, İran’ın son günlerde yaptığı baskı ve tutuklamaları, yaşanan değişimleri ve bu tarihi süreçte Kürt halkı ile İran halklarının rolünü değerlendirdi.

İran’ın saldırılarına karşı Kürt halkının kendisini savunması gerektiğini söyleyen Moînî, "Kürt halkı İran’ın Kürdistan'a yönelik saldırılarına karşı tavır almalıdır. Her yerde tepkisini ortaya koymalı, şovenist iktidara Kürdistan toplumunun ayakta olduğunu, zulmü ve adaletsizliği asla kabul etmeyeceklerini ispat etmelidir. Halk siyasi tutukluların ailelerini ziyaret etmeli ve bu süreçte onları yalnız bırakmamalıdır" diye konuştu.

PJAK Eşbaşkanı Siyamend Moînî’nin röportajı şöyle:

İran’ın Rojhilat'ta son günlerde öğrencilere, eylemcilere ve Kürt halkına yönelik baskı ve tutuklamaları arttı. İran’ın Kürt korkusunun arkasında ne var? Bu saldırılara karşı ne yapılması gerekiyor?

Son dönemde Rojhilat'taki sivil eylemcilere ve aktivistlere yönelik tutuklamalar rejimin düşman siyasetini bir kez daha gözler önüne seriyor. İran’ın amaçlarından biri Kürdistan ve İran halkları arasında korku yaratmak. İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana özgürlük isteyen Kürdistan halkına yönelik ölüm ve katliamlar 40 senedir devam ediyor. İran iktidarının Beluç, Arap, Türkmen, Azeri ve Kürt halkına bakışı şoven bir bakış açısıdır. Beluç, Arap ve Kürt halkı büyük bedeller ödedi. İnsan hakları örgütlerinin raporlarına göre, idam edilenlerin ve tutuklananların çoğu Kürt, Beluç ve Azeri halkıdır. Bu da İran’ın şovenist bakış açısını bir kez daha ortaya koyuyor.

Bu saldırılara karşı Kürt halkı kendisini muhakkak savunmalı ve İran’ın Kürdistan'a yönelik saldırılarına karşı tavır almalıdır. Her yerde tepkisini ortaya koymalı, şovenist iktidara Kürdistan toplumunun ayakta olduğunu, zulmü ve adaletsizliği asla kabul etmeyeceklerini ispat etmelidir. Halk siyasi tutukluların ailelerini ziyaret etmeli ve bu süreçte onları yalnız bırakmamalıdır. Bu yöntem İran’ın baskı ve zulmüne karşı bir mücadele yöntemidir. Halk örgütlü bir şekilde tepki verdiği zaman devlet geri adım atmak zorunda kalacaktır. Herkes şunu çok iyi bilsin ki, bu egemen sistem olduğu sürece ve halk örgütlenmediği takdirde topluma karşı zulüm ve saldırılara devam edecektir. Bu yüzden herkesin özgürlük paradigması etrafında kendini örgütlemesi ve gelecekte yaşanan bir değişime hazır olmalı.

ABD seçimlerinin ardından İran'daki dengeler nasıl değişecek? Yaşanan değişimler İran siyasetini nasıl etkileyecek?

ABD'nin İran'a karşı yürüttüğü siyasete belli ve bugüne kadar İran'ın iktidarının değişimi için hiçbir şey yapmadı. Obama döneminde de Trump döneminde de kendi deyimleri ile herhangi bir 'rejim değişikliği' projeleri yoktu. Belki Amerika'nın İran siyasetini değiştirme ve bölgedeki ilişkileri iyileştirme gibi bir amacı olabilir ama ABD'nin bu egemen güçleri temizlemeyi ve değiştirmeyi gündemine aldığı anlamına gelmez.

Hegemon devletler bölgede çıkarları gereği hareket ediyorlar. Ama bizler tarihi bir süreç ile karşı karşıyayız ve nasıl bir değişim yaşanacağı halkın göstereceği tutum ve çaba ile alakalıdır. Eğer süreci iyi bir şekilde okur ve buna denk bir şekilde hareket edilirse, Rojhilat için altın bir fırsat yakalanır.

İnanıyorum ki, Joe Biden İran'a yönelik baskıları devam ettirecek hatta daha da arttıracaktır. İran son süreçte kriz üstüne kriz yaşıyor, büyük bir kesim diktatör iktidar sisteminden desteğini çekti, rejim din, siyasi ve toplumsal alanda gün be gün meşruiyetini kaybediyor. İran'da halk, 1999 yılındaki gibi bir ayaklanmayı tekrar gerçekleştirebilmeli ve özgürlükten yana olan halklar değişimde önemli bir rol oynamalı.

Kürt halkı bu süreçte nasıl bir pozisyon alması gerekiyor?

Kürt halkının şimdiden kendisini gelecekte yaşanacak bir değişime hazırlaması lazım. Mutlaka kendisini geliştirmeli, demokratik yöntemlerle yerel yönetimini ve savunma güçlerini kurmalı. Bunları gerçekleştirdiği takdirde tarihi bir fırsat yakalar. 100 yıl önceki politika ile halkımızın bu süreçte başarı kazanması mümkün değil. Bu yüzden her Kürt mahallesi bu süreçte üzerine düşen tarihi rolünü yerine getirmelidir. Bu fırsatın kaçmaması için mücadele edilmeli ve özgürlük düşmanlarına karşı savaşılmalı.

Rojhilat Özgürlük Hareketi tarafından daha önce 2 defa deklarasyon yayınlandı fakat İran olumlu bir yanıt vermedi. Eğer İran inkar ve imha siyasetinde ısrar ederse nasıl bir akıbet ile karşı karşıya kalacaktır?

Hareketimiz sorunların çözümü için her zaman diyalogdan yana bir tutum sergilemiştir. Rojhilat'taki Kürt sorunu da siyasi bir sorundur ve çözülmesi gerekir. İran İslam Cumhuriyeti, Kürt sorununu çözmek istemiyor. İran’ın Kürt halkına dönük yaklaşımı kabul edilemez. Halkımız bölgede yaşanan değişim sürecinde çözüm arayışı içinde olacaktır. İran iktidarı Kürt sorununu diyalog kurma ve Kürt sorununu çözmek istemiyor.

İran İslam Cumhuriyeti, farklı bir sistem seçmek istese bile Kürt halkının taleplerini göz ardı ettiği sürece başarılı olamaz. Bu yüzden özgürlükçü halklar, şovenist bir zihniyete sahip İran’ı kabul etmiyor ve buna karşı duruyorlar. İran coğrafyasında demokratik yönetim sisteminin faydalı olacağına ve bu sistemin bölgeyi demokratikleştireceğini inanıyoruz.

Rojhilat'ta başlatılan "Dem, dema Azadiyê ye" hamlesine katılım nasıl? Halkın yanı sıra Rojhilat ve İran siyasetinde hamle nasıl karşılandı?

Toplum her zaman canlı ve özgürlük arayışındadır. Diktatör devletler ve gerici sistemler halka engel olur ve çelişkiler yaratıyorlar. Bu yüzden toplum ve iktidar arasında her zaman bir savaş yaşanıyor. Halk özgürlükten yana ve bunun için de büyük bedeller ödemeye hazır. Diktatör iktidarlar da bir kesimin çıkarlarını koruma çabasındalar. Halkın tepkisi karşısında iktidarlar birçok kez geri adım atmak zorunda kalmıştır. Halkın iradesinden korkan iktidarlar birçok kez toplumun iradesini kırmak için birçok yol yöntem denemiştir.

Son süreçte İran rejimi, sivil eylemcilere ve aktivistlere karışı büyük bir saldırı başlatmış durumda. Şimdiye kadar yüzlerce kişiyi gözaltına alıp tutukladı. Bu tutuklamalarla hem toplumun hem de toplum öncülerinin gözünü korkutup örgütlenmelerini engellemek. Özgürlük isteyenlerin verdiği savaş iktidarı korkuttuğu için, eylemcilere geri adım attırmak, alanı kontrol altına almak istiyorlar. Şunu söyleyebilirim ki hiçbir sistem öldürmekle ve toplumu terörize etmek ile iktidarını uzun süre koruyamaz. Bu yüzden Rojhilat'ta halk ne kadar çok örgütlenirse iktidara o kadar geri adım attırırlar. Özgürlüğe de bir o kadar yaklaşırlar.