HDP'li vekiller engel tanımadı: Tecride karşı Taksim’de yürüdü

Halkların Demokratik Partisi’nin  (HDP) Milletvekilleri,  polisin tüm engellemelerine rağmen İmralı tecridine karşı Taksim’de yürüdü.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli'nin de aralarında yer aldığı 67 milletvekilli, polisin tüm engellemelere rağmen, İmralı tecridine karşı Taksim’de yürüdü. 

Sabahın erken saatlerinden itibaren TOMA, çevik kuvvet ekipleri ve gözaltı araçlarıyla Taksim Meydanı’nı ablukaya alan polis, HDP’li milletvekillerinin Taksim Hill Oteli’den Galatasaray Meydanı’na yapmak istediği yürüyüşü engellemek istedi. Oteli etrafını ablukaya alan polisler, yürümek isteyen milletvekillerin önünü kesti. Bu keyfi ablukayı kabul etmeyen vekiller ile polisler arasında gerginlik yaşandı. HDP Milletvekilli Mithat Sancar ile polis amiri arasında uzun bir süre Anayasal haklar tartışıldı.

Polis amirinin engel gerekçesi olarak, "Ağustos 2018'den beri kimseyi yürütmüyoruz. Sizi yürütürsem şimdi ötekilere ayıp etmiş olurum" demesi ise dikkat çekti. Görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine ters istikamete doğru yürüyüşe geçen milletvekilleri ve polis arasında gerginlik giderek büyüdü. Yaşanan kargaşada, HDP Milletvekilli Sabiha Aydeniz polis tarafından darp edildi. 

TEMELLİ: TECRİDİN KIRILMASI HERKESE HUKUK GETİRİR

HDP vekiller ile polis amirleri arasındaki uzun tartışmalar sonucunda, 'Tecrit Kaldırılsın, Leyla Yaşasın' pankartı açılarak açıklama Taksim Hill Otel önünde yapıldı. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, tecride karşı Leyla Güven, cezaevlerinde, Avrupa ve Hewlêr’de sürdürülen açlık grevlerine dikkat çekerek sözlerine başladı. Tecridin bir an önce sonlandırılmasını isteyen Temelli, “Bugün Leyla Güven’in mücadelesine ortak olmak için buradayız. Bu mücadele tüm Türkiye’nin demokrasi, barış, özgürlük talebiyle ortaya çıkmış bir mücadeledir. Her hükümlünün en temel hakkı olan aile ve avukatları ile görüşme hakkı Sayın Öcalan’dan esirgenmesi en büyük hukuksuzluğun nirengi taşıdır; en önemli referans noktasıdır . O yüzden tecridin kırılması Türkiye'de bir hukuk mücadelesidir” dedi. 

İmralı’daki tecridin fotoğrafını görmek için bugün kendilerine uygulanan ablukaya bakmanın yeterli olduğuna işaret eden Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Etrafınıza baktığınızda tecridin ne olduğunu görürsünüz. Biz size bu fotoğrafı sunmuş olduk. Türkiye tecrit altındadır ve bugün Taksim Meydanı’ndaki bu abluka ile kendini teşhir etmiştir. Hukuksuzluk, yasa tanımazlık kendisini teşhir etmiştir. İşte tecrit budur; insan haklarına müdahaledir ; insan haklarını yok saymaktır. Leyla Güven de açlık grevinin 96. gününde sürekli bunu dile getirdi. 

‘CEBERUT DEVLET ANLAYIŞINI GERİLETEBİLİRİZ'

Biz bu ülkeye barışın, demokrasinin gelmesini istiyorsak, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından yana taraf olduğumuzu cesaretle ilan etmeliyiz. Türkiye’nin tüm kamuoyuna, tüm demokrasi güçlerine, emekçilere, kadınlara sesleniyoruz; gelin demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından taraf olun. Bunu eğer hep birlikte başarabilirsek ve bu tecride son verebilirsek Türkiye’nin yolu açılacaktır. Bu ceberut devlet anlayışı, bu Cumhur İttifakı denen 1’e 10 geriletilmesi ancak ve ancak demokrasi cephesinde yan yana gelmemizle mümkündür. Ancak o zaman bu ülkede ifade ve basın özgürlüğünü var edebilir; demokratik siyasetin önünü açabiliriz. 

‘TECRİDİ DE BU ABLUKAYI DA KIRACAĞIZ'

Anayasayı ihlal etmek artık olağanlaşmışsa , emniyet güçleri bunu sıradan bir olay gibi yapıp, vekillerin önünü çok kolay kesebiliyorsa, artık bu ülkede ne hukuk, ne yargı bağımsızlığı kalmıştır. Bu bir yasa tanımazlıktır ve suçtur. Bugün bu suçu sizlerin önünde yine bu iktidar ve onun kolluk güçleri işlemiştir. Biz tüm bu suçlara , adaletsizliğe, yasa tanımazlığa karşı Leyla Güven’in sesine ses katmaya ; açlık grevi mücadelemizi yükseltmeye ve tecridin sonlandırmak için mücadeleye devam edeceğiz. Bu bir hukuk, demokrasi mücadelesidir. Bu tecrit ve ablukayı en kısa sürede kıracağız.” 

BULDAN: BEDEL ÖDER AMA TAVİZ VERMEYİZ

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, bugün yine tecrit edildiklerini vurgulayarak sözlerine başladı. Bizzat İçişleri Bakanı talimatıyla engellendiklerini kaydeden Buldan, “Bugün Galatasaray Meydanı’na gitmemiz İçişleri Bakanı’nın talimatıyla engellendi. ‘Eğer sizi yürütürsem adam değilim” diyen İçişleri Bakanı milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmelidir. Ölümleri durdurmak insan olmanın gereğidir” dedi. 

Buldan, bugün burada tecridin kaldırılması ve Leyla Güven’in öncülüğünde siyasi tutsakların sürdürdüğü açlık grevleri konusunda bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ancak keyfi bir biçimde engellendiklerini belirtti. “Bu ülkeyi hukuksuz bir biçimde yönetenler bilmelidir ki, meşru taleplerimizi her zaman ve her yerde dile getireceğiz ve ifade edeceğiz” vurgusunda bulunan Buldan, şöyle konuştu: 

"Bu mücadele bize 40 yıldan beri dayatılan haksızlıklar ve hukuksuzluklar ve ölümler, cezaevleri ve işkencelere karşı bir mücadeledir. 40 yıldır sürdüğümüz özgürlük, barış , demokrasi mücadelesini biz İçişleri Bakanı’ndan öğrenmedik. Geçmişte de bu ülkeyi yönetenler bize aynı şekilde davrandılar ama biz hiçbir zaman ilkelerimizden taviz vermedik. Bu ülkeye barışın, demokrasinin, adaletin, özgürlüklerin gelmesi için her türlü bedeli ödedik. Arkadaşlarımız da bugün birer barış ve demokrasi savunucusu olarak cezaevindeler. Ancak Leyla Güven arkadaşımız İmralı ‘da Sayın Öcalan üzerindeki haksız ve hukuksuz mutlak tecridin kaldırılması için bugün bedenini açlığa yatırmıştır. Bugün açlık grevinin tam 96. günüdür. 

‘SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ’ 

96 gün, artık dile kolay olmayan bir süreçteyiz ve her an istemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Bizler açlık grevinde olan arkadaşlarımızın yaşamını yitirmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin benim irademdir dediği 67 milletvekillini yürütmeyen, oturma eylemine ve açıklama yapmasını izin vermeyen bir anlayışı reddediyoruz. Evet, başka yerlerde başka zeminlerde yine anayasal haklarımızı kullanarak sesimizi yükselteceğiz. Bu uygulamayı kabul etmediğimizi, bu ülkenin bu şekilde yönetilemeyeceğini, hakkın hukukun yerlerde sürüklendiği bir yaklaşımı kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Bugün bir kez daha tecridin kalkması Leyla Güven’in yaşaması açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızın barış ve özgürlük taleplerine ses verilmesi için buradayız.”

VEKİLLER ENGEL TANIMADI

Konuşmaların ardından polis ablukası altında sessiz oturma eylemi gerçekleştirildi. Eylem sırasında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan açlık grevinde olan Leyla Güven ile telefon görüşmesi yaptı. Oturma eyleminin ardından polis ablukasından teker teker çıkan milletvekilleri tekrar bir araya gelerek İstiklal Caddesi boyunca yürümeye başladı. Polisin yol boyunca süren engellemelerine karşı sloganlar eşliğinde HDP İstanbul İl Binası’na yürüyen vekiller, tecrit kırılana kadar mücadeleye devam mesajı verdi.