Kakabaveh: İsveç'in Kürtleri kriminalize etmesine izin verilmemeli

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, İsveç polisinin Kürtleri krimanalize etmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, birçok kez Ortadoğu'da Kürtlerin yaşadıkları ülkelerde uğradıkları baskı ve haksızlıkları İsveç Parlamentosu'nun gündemine getirdi. İsveç Hükümeti'nden Kürtlere yapılan baskıların son bulması için girişiminde bulunmasını istedi.
İsveç Başsavcısı, Geçtiğimiz yılın Haziran ayında  eski İsveç Başbakanı Olof Palme'nin katledilmesi davasının kapatıldığını ve PKK'nin cinayetle ilgisinin olmadığını açıkladı.
Bu açıklamadan hemen sonra Kürt örgütleri ve bazı siyasi partilerin temsilcileri, İsveç'in Kürtlerden özür dilemesini ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılmasını istedi.
Ancak bu taleplerin karşılanması bir yana İsveç Güvenlik Polisi, Kürt Özgürlük Hareketine yakınlığı ile tanınan dernek ve kişiler üzerindeki baskıları artırdı. Onlarca Kürdün iltica talebi ve vatandaşlığa geçme başvurusu reddedildi.
İsveç'in Kürt politikasındaki değişimin nedenlerini sorduğumuz Kakabaveh, DAİŞ'e karşı çıkarıldığı söylenen ve  geçtiğimiz yılın 1 Mart günü yürürlüğe giren yeni terör yasalarının DAİŞ yerine Kürtlere uygulandığına dikkat çekti.

'İSVEÇ POLİSİ 30 CİVARINDA KÜRDÜ FİŞLEDİ'

Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra tek bir DAİŞ'linin bile yargılanmadığı ya da sınır dışı edilmediğine dikkat çeken Kakabaveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin 30 civarında Kürdü İsveç'in güvenliği için tehdit olarak değerlendirerek fişlediğini söyledi.
Kakabaveh, yeni terör yasasının yürürlüğe girmesinden hemen sonra Kürdistan'daki direnişlere katıldığı için 15 yıl hapis cezasına çarptırılan 23 yaşındaki Resul Özdemir'in MİT ile iş birliği yapan İsveç Güvenlik Polisi tarafından Nisan ayında özel bir uçakla Türkiye'ye teslim edildiğine dikkat çekti. Özdemir'in sınır dışı edilmesinden sonra polisin Kürtlere yönelik baskı ve fişlemelerini yoğunlaştırdığını söyledi.
Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler tarafından desteklenen DAİŞ'in Irak ve Suriye'de korkunç katliamlar gerçekleştirdiğini hatırlatan Kakabaveh, “DAİŞ katillerini kim durdurdu" diyerek, şunları söyledi:
“DAİŞ Suriye ve Irak Kürdistan'ında büyük bir direnişle karşılaştı. Bu direnişin önderliğini Kürtler yaptı. YPG/YPJ güçleri Kobanê'yi işgal girişiminde bulunan dünyanın en barbar örgütü DAİŞ'i yenilgiye uğrattı.”
Aralarında İsveç'in de bulunduğu Batılı ülkelerin DAİŞ'E karşı mücadelede Kürtlere destek verirken DAİŞ'İN yenilgisinden sonra Kürt Özgürlük Hareketlerine sempati duyan Kürtleri fişlemelerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
DAİŞ'e karşı uluslararası koalisyon içinde yer alan, Rojava ve Güney Kürdistan'da Kürt gerillaları destekleyen İsveç devletinin kendi ülkesinde yaşayan Kürtleri fişlemesi ve kriminalize etmesini iki yüzlülük olarak değerlendirdi.

'BİRÇOK YETENEKLİ KÜRT İŞTEN ATILDI'

Kürtlerden bazılarının DAİŞ'e karşı savaşan gerillaları sanal medyada destekledikleri için polis tarafından fişlendiklerini hatırlatan Kakabaveh, “Bir Kürdün sınır dışı edilmesi için sosyal medyadan düşüncelerini açıklamasının yeterli olacağı söyleniyor. Birçok Kürt yetenekli oldukları halde işten atıldı” dedi.
DAİŞ'e karşı etkin mücadele eden PKK ve PJAK'ın hala Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesinde yer aldığını hatırlatan Kakabaveh, “Bu örgütler DAİŞ teröristlerine karşı en etkili  savaşımı verdi. Avrupa Birliği'nin PKK'ye törör damgası vurmasından en fazla Türk devleti yararlandı” dedi.
Kakabaveh, 6 Nisan günü parlamentoda yapılan oturumda İsveç polisinin Kürtlere yönelik baskı ve fişlemelerini gündeme getirmiş, örnek olarak da 30 yaşındaki 2 küçük çocuk annesi Zozan Büyük'ün  sınır dışı edilmesini göstermişti.
İsveç Güvenlik Polisi'nin Zozan Büyük'ün Facebook hesabından HDP'ye sempati duyduğunu gündeme getirdiğini ve HDP'yi kriminal bir örgüt gibi göstermeye çalıştığını söyleyen Kakabaveh, “Türk polisinin Kürdistan ve Türkiye'de HDP'ye yönelik baskıları burada İsveç polisi yapmaya başladı” diye kaydetti.

'ORTAK TUTUM ALINMALI'

Büyük'ün yanı sıra polisin 30 civarında Kürdü fişlediğini söyleyen Kakabaveh, “Ne uluslararası Af Örgütü, ne de avukatlar bu insanların neyle suçlandığını biliyor. Bu düşüncelerinden dolayı insanların fişlenmesidir. İsveç Güvenlik Polisi, DAİŞ teröristlerine ve ırkçılara değil sıradan ilticacılar ve vatandaşlara baskı yapıyor. Kürtler polisin bu tutumuna karşı güçlü ve ortak bir tutum almalı” şeklinde konuştu.
Kakabaveh, konunun parlamentoda tartışılması sırasında parlamentoyu yöneten başkan yardımcısının Büyük'e yapılanları anlatırken kendisine kişilerin özel durumlarını parlamento gündemine getirmemesi uyarısında bulunmasına da tepki gösterdi.
12 yıllık milletvekilliği sırasında ilk kez isveçli kurumları eleştirirken kendisine müdahale edildiğini hatırlatan Kakabaveh, “Milletvekillerinin İsveçli kurumları denetleme ve eleştirmelerinin engellenmek istemesi çok tuhaf” diyerek İsveç'in kendisini susturma girişimine tepki gösterdi.
Mahkemelerin aldığı DAİŞ'li 3 imam hakkında sınır dışı edilme kararını uygulamayan hükümetin koronavirüsün yaygınlaştığı bir dönemde Resul Özdemir'i özel bir uçakla Türkiye'ye teslim etmesinin kabul edilemeyeceğine vurgu yaptı.