'Türk devleti saldırırsa DAİŞ’liler soluğu Avrupa’da alır'

Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal tehditlerinin ardından gözler YPG’nin elindeki yabancı ülke vatandaşı DAİŞ’lilere çevrildi. Batı medyasına göre Türk ordusunun saldırısı ardından bölgede çıkacak bir kaos ortamında DAİŞ’liler soluğu Avrupa’da alacak

Batılı ülke vatandaşı DAİŞ’liler bir süredir Avrupa’nın gündemindeydi. Özellikle YPG’nin DAİŞ çetelerine yönelik hamle ve operasyonlarında sağ ele geçirdiği 35 Alman vatandaşı DAİŞ’li için Merkel’in başbakanlığındaki federal Alman hükümetine bir süredir çağrılar yapılıyordu. Berlin yönetimi ise söz konusu vatandaşlarının Almanya’ya getirilmesine yönelik seçenekler üzerinde çalışıyordu.

Daha önce uluslararası güçler esir DAİŞ’liler için Savaş Suçları Mahkemesi’nin kurulmasından yana olmadıklarını belirtmişlerdi. Ancak Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rojava ve Suriye’nin kuzeyine yönelik işgal tehditlerinde bulunması, ardından da ABD yönetiminin bölgedeki askerlerini çekme karara almasıyla YPG’nin elindeki DAİŞ’lilerin akıbeti yeniden muammaya dönüştü.

‘TÜRK DEVLETİ SALDIRIRSA CEZAEVLERİNİ KORUYAMAYIZ’

Batı medyasında yer alan haber/analizlerde ise Avrupa ülkelerinin vatandaşı olan DAİŞ’lilerin Avrupa’ya gelebileceği ve bu durumun güvenlik için büyük bir tehdit olacağına dikkat çekildi. Bu konuda Cizre Kantonu Dış İlişkiler Konseyi Eş Başkanı Dr. Abdulkerim Omer’in açıklaması batılı haber ajanslarında geniş alırken, Almanya’nın önde gelen günlük gazetelerinden FAZ ve haber kanalı N-TV “DAİŞ’liler memleketlerine gelebilir” başlıklarını kullandı.

Rojava yönetiminin sözcülerinden Dr. Omer, YPG’nin kontrolündeki bölgelerde bulunan cezaevlerinin DAİŞ’lilerle dolu olduğunu belirterek, Türk devletinin olası bir saldırısı halinde bu cezaevlerini korumayacaklarını belirtti. Dr. Omer, bölgede Türk devletinin saldırıları sonrası çıkacak bir savaşta bölgede bir kaos yaşanacağını ve DAİŞ’li çetelerin bunu fırsat bilip ülkelerine dönebileceğini söyledi.

YPG’NİN ELİNDEKİ DAİŞ’LİLERDEN 800’Ü AVRUPALI

Geçtiğimiz Kasım ayında Sol Parti’nin bir soru önergesini yanıtlayan Berlin yönetimi, YPG’nin elindeki Alman vatandaşlarının Almanya’ya getirilmesi için bütün seçenekleri incelediği belirtilmişti. Zira YPG’nin elindeki 14 Alman vatandaşı DAİŞ’li hakkında federal başsavcılığın soruşturma açtığı medyada yer almıştı.

Alman hükümetinin sözüne ettiği seçenekler arasında YPG ile yapılacak görüşmeler sonrasında tutuklu olan DAİŞ üyesi Almanların Suriye’den Irak’a götürmek ve orada Alman güvenlik birimlerine teslim edilmesini sağlamak vardı. Almanya’nın Suriye’de resmi temsilciliği olmadığı için Kızıl Haç görevlilerinin veya Güney Kürdistan Federe Yönetimi yetkililerinin bunun için devreye girebileceği tahmin ediliyordu.

YPG’e bağlı özel birliklerinin yaptığı operasyonlarda yakalanan 2700 DAİŞ’li şu anda Rojava Kürdistanı’ndaki hapishanelerde tutuluyor. Bunlardan 800’ü çoğu batılı ülkeler olmak üzere 46 değişik devletin vatandaşları. Rojava yönetimi özellikle ABD, Fransa ve Almanya’nın devreye girmesi ve söz konusu yabancı DAİŞ’lilerin yargılanmasını üstlenmesi yönünde çağrılarda bulunmuştu.

Sadece Almanya'dan Suriye ve Irak'a gidip DAİŞ çetelerine katılanların sayısının binden fazla olduğu tahmin ediliyor. DAİŞ’liler içinde Alman vatandaşlığı yanında başka bir ülkenin vatandaşlığına sahip olanlar içeresinde Türk vatandaşları ilk sırada yer almıştı. Alman hükümetine göre Suriye ve Irak’a giden DAİŞ’lilerden sadece küçük bir kesimin akıbeti biliniyor. Bunlardan 170 kişinin öldüğü açıklanmıştı. Ancak Alman güvenlik birimleri sağ kalanların da Almanya’ya gelip terör eylemleri yapmasından büyük endişe ediyor.

INTERPOL: İKİNCİ DALGA DAİŞ TERÖRÜ GELEBİLİR

Bu arada dün Fransa’nın başkenti Paris’te açıklama yapan Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock Avrupa ülkelerinde ikinci dalga bir DAİŞ terörün yaşanabileceğini söyledi. Olası terör eylemlerini “ISIS 2.0” (DAİŞ 2.0) olarak adlandırılabileceğine dikkat çeken Stock, yargılanan çok sayıda DAİŞ destekçisinin somut bir saldırı olmadığı için kısa süreli hapis cezalarına çarpıtıldığını ve bunların birkaç yıl içinde serbest kalacağını ön gördü.