İzleme heyeti: Tutsakların sağlık hakkı çiğneniyor

Açlık Grevlerini İzleme Heyeti ve Marmara Kriz Koordinasyonu, tutsaklara ilişkin raporunu açıkladı. Raporda, 6 gündür hiçbir ilerlemenin olmadığı belirtildi.

Açlık Grevlerini İzleme Heyeti ve Marmara Kriz Koordinasyonu, açlık grevlerine ilişkin hazırladıkları raporu İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıya, “Açlık grevi eylemcilerinin tıbbı ve hukuki takip hakkı sağlansın” pankarttı asıldı.

KOÇYİĞİT: BAYRAM GEREKÇE OLAMAZ

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları aktardı:

"Açlık grevi süresi kadar sonrası da önemli. Halihazırda bize yansıyan bilgilerden bu sürecin iyi yönetilmediğini, bakanlığın ve bakanlığın yerel teşkilatlarının bu anlamda gerçek bir hazırlık düzeylerinin olmadığını ve iş birliğine açık olmadıklarını gördük. Yaşanan sorunları çok zor aşıyoruz. Özellikle bazı cezaevlerinde özel tutumlar geliştirildiği ve gerçek anlamda süreci, krizi yönetme ve açlık grevi ve ölüm orucu eylemcilerinin sonrasındaki sağlık risklerini ortadan kaldırılmaya yönelik hassas bir yaklaşım ortaya koymadıklarını ifade etmek gerekir.

Bayram boyunca revir açık olmalı. Yeterli düzeyde personelin bulundurulması gerekiyor. Olası acil durumlarda da hızlı müdahale, hızlı sevklerin yapılması için bir teyakkuz halinde olunması gerekir. Bu bizim için çok önemli. İlk 3 ay süreç çok kritik. Kantinin bayram süreci boyunca açık olması gerekir. Kantin alışverişlerini ihtiyaçlarına göre yapmadıklarını gözlemledik. Bayram boyunca kantinlerinde açık tutulması ve kantinde açlık grevinden sonra yiyecek uygun ürünlerin bulundurulması hayati derecede önemlidir. Yine birçok yerde sevk edilmesi gerekenlerin bayram tatili nedeniyle sevk edilmediklerini ve birçok sevkinde bayramdan sonra kaldığı bilgileri geliyor. Bayramın bir gerekçe olmaması gerekir."

YOLERİ: DOKTORLA KARŞILAŞMAMIŞ OLANLAR VAR

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de şunları kaydetti:

“Bu sorunların aşılması için milletvekillerinin, avukatların, hekimlerin, bu alanda çalışan pek çok aktörün yürüttüğü çabalar ancak kısmi ya da geçici bir takım çözümler üretimi sağlıyor. Esas olarak idarenin, bakanlığın sorunu toptan çözme noktasında bir yaklaşımının olmaması bir sorun olarak karşımızda. Bu sorunların ana nedeni de bu.

Hâlâ doktorla karşılaşmamış tutsaklar var. Sağlığa ve tedaviye erişim hakkının kısıtlanması anlamına gelen bu tablonun bir an önce düzeltilmesini istiyoruz. Tedavinin aksaması ya da gecikmesinin yaşam hakkı baştan olmak üzere sağlıklı yaşamı ortadan kaldırabilecek kimi ciddi sakıncalar içerdiğinin altını çiziyoruz. Çünkü 1996 ve 2000 tarihli açlık grevleri sonrasındaki deneyimler bize bu tür durumlarda sorunların 2 ya da 3 sonra ortaya çıkabildiğini göstermektedir.

Bakanlık, cezaevi idareleri ve devlet yetkililerine sesleniyoruz: Sorumluluğu yerine getirme çağrısı yapıyoruz. Hiçbir ayrım gözetilmemeden mahpusların hakları tanınmalı. Demokratik kamuoyu bu süreçteki takibin hassasiyetini sürdürmeli."

EKMEZ: PROTOKOLE UYULMUYOR

İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ekmez de şu değerlendirmeleri yaptı:

"Açlık grevi sonrası beslenmeye geçiş süreci çok kritik bir süreç. Neredeyse açlık grevinin takibinden daha önemli bir süreçten bahsediyoruz. Sağlık ve Adalet Bakanlığı iletişime açık değil. Yerellerde il sağlık müdürlükleriyle görüşmüş değiliz. Cezaevindeki meslektaşlarımıza henüz ulaşmış değiliz. Açlık grevi sonrasındaki takip önemli bir takip. İçerisinde nörologların, dahiliyeci, diyetisyenlerin, metabolizma uzmanlarının olduğu bir grup tarafından yönetilmesi gerekiyor. Cezaevlerinden gelen bilgiler bu denetimin yapılmadığını gösteriyor. Mahpuslara normal günlük yiyecekler çıkarıyor ve mahpuslar bunun içerisinde tüketebileceklerini yiyorlar.

Cezaevlerinde Sağlık Bakanlığının protokolüne uyulmadığını gördük. Cezaevleri idaresinin sevklere uymadığını gözlemledik. B vitamini önemli Silivri’den açlık grevinden sonra verilmediğini gördük. B vitamini bu süreçte de önemli. Kalıcı sakatlıklarla karşılaşabiliriz.

Bağımsız hekimlik, iyi hekimlik çerçevesinde yaklaşılmalıdır."

ERGÜL: DEVLET HÂLA KENDİ YASALARINA UYMUYOR

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Rengin Ergül, şöyle konuştu:

“Açlık grevindeki mahpusların talebi Türkiye’nin kendi yasalarına uymasıydı. Türkiye’yi kendi yasalarına uymak durumunda bırakan grevciler şu anda yine Türkiye kendi yasalarına uymadığı için sağlığa erişim noktasında sorun yaşıyorlar. Tecrit yaşanıyordu, tecride karşı Türkiye’yi kendi yasalarını uyması noktasında adım attırdılar. Şimdi biz Türkiye’nin yine cezaevindeki grevciler için sağlık hakkı kapsamında kendi yasalarını uyması adım attırmaya çalışıyoruz. Aslında sürekli aynı senaryonun içinde siyasal iktidara kendi hukukunu uyması noktasında adım attırmaya çalışıyoruz."

'KALICI SORUN' UYARISI

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel ise "3 aylık süreçte müdahale edilmediği takdirde cezaevinde bulunan 3 bin insanın ciddi sağlık problemleri olacaktır. Bu kendi vicdanımız içinde gerekli olan bir şeydir.

RAPORDAN

Konuşmaların ardından hazırlanan rapor basın ile paylaşıldı. 26 ile 31 Mayıs tarihlerini kapsayan raporda, şu ifadelere yer verildi:

“İlk gün yapılan görüşmeler sonucu ulaşılan hastaneler ve hapishanelerde hiçbir hazırlık olmadığı gibi, yetkililerin, Bakanlıktan bir talimat almadıkça hazırlık yapamayacakları ve Bakanlıklardan da böyle bir talimat verilmediği öğrenildi. Uzun açlık sonrası, tedavinin ve uygun beslenmenin sağlanmaması durumunda yaşam kaybı da dahil kalıcı hastalıklar gelişme riski oldukça fazla olduğundan, durumun aciliyetini anlatmak ve uygun yeterli hazırlıkların acilen tamamlanmasını sağlamak üzere Valiler ve bakanlık yetkilileri ile görüşme talepleri iletildi. Ancak bu talepler yerini bulmadı. Yetkililer ya görüşmedi, görüşülebilen sınırlı sayıda yetkili ise sorunları sadece dinlemekle yetindiler.

Açlık grevi sonlanalı 6 gün olmasına rağmen, kelepçeli muayene, ring aracı ile hastaneye sevk, yeterli tetkiklerin yapılmaması, hapishane revirinde tedavi, uygun olmayan besin maddelerinin verilmesi sorunları halen aşılamamıştır. Çok sayıda mahpus halen hastaneye sevk edilmediği gibi günlük tıbbi takip sonlandırıldığından, ancak yoğun ağrı ya da önemli şikayetler ortaya çıktığında hapishane idaresinin oluru ile revire çıkabilmektedirler."