'AİHM’in rolünü oynamaması tecridi derinleştiriyor'

KCDK-E: İmralı’da devam eden tecrit ve insanlık dışı koşullar AİHM’in sessizliği ve rolünü oynamaması Türk devletinin baskıyı derinleştirmesine neden olmaktadır.

AİHM’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ilişkin aldığı karara tepki gösteren KCDK-E Eş Başkanlık Divanı, “KCDK-E olarak CPT ve AHİM’i bu yanlış yoldan geri dönmeye, demokrasi ve insan haklarına saygılı olmaya, 40 milyon Kürdün iradesi olan Sayın Öcalan’ın durumuna ilişkin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KCDK-E Eş Başkanlık Divanı, insan hakları adına adaleti koruduğunu taahhüt ettiği iddia edilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) adaletsizliğine devam ettiğini belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile ilgili alınan bu kararın AKP-MHP savaş hükümetinin Kürt düşmanı politikalarına hizmet ettiğine dikkat çeken KCDK-E Eş Başkanlık Divanı açıklamasında şunları kaydetti: “Cizre, Sur ve birçok Kürdistan illerinde halkımız cayır cayır yakılıp evlerinin başlarına yıkılışını seyreden, bu insanlık suçunu dahi görmeyen, Avrupa hukuku siyasete kurban etmiştir.

3 maymunu oynayan Avrupa ve uluslararası kurumları Kürt sözkonusu olunca insan haklarını unutuyor, vahşet ve katliamı görmüyor. Kürdistan halkların iradesi ve Ortadoğu’daki tüm farklı kimlik ve inançların önderliği olan Reber Apo’ya yaklaşım halklarımıza ve demokrasiye yaklaşımdır. İmralı’daki tecrit karşısındaki, CPT’nin sessizliği ve AİHM’in bu yanlı ve siyasi kararı diktatör Erdoğan’ın kirli politikalarına hizmet etmektedir.

İmralı’da devam eden tecrit ve insanlık dışı koşullar AİHM’in sessizliği ve rolünü oynamaması Türk devletinin baskıyı derinleştirmesine neden olmaktadır. Avrupa devletlerinin ekonomik ve politik çıkarları demokrasi ve insan haklarının ayaklar altına alınmasına sebep olmaktadır.

Uluslararası komplonun ardından Avrupa ve dünyada yaşayan milyonlarca Kürdistanlı ve dostları o günden buyana sokaklarda adalet ve özgürlük arayışı ile taleplerini dile getirmeye devam etmektedir. Sayın Öcalan’ın kendi iradesi olduğunu haykıran Kürt halkı taleplerini tüm Avrupa devletlerine ve kurumlarına ileterek uluslararası hukukun işletilmesini talep ediyor ve etmeye devam edecektir.

Başkan Apo’ya uygulanan tecrittin Kürt halkına uygulanan bir tecrit olduğunu her seferinde hatırlatarak Türk devleti üzerinde gerekli uluslararası yaptırımları bir an evvel gerçekleştirmesini hep dile getirdik. Ne yazık ki Avrupa devletleri, onun tüm kurumları Kürdü görmedi, sesini duymadı, aldıkları tutum ve kararlarla Türk devletini cesaretlendirmeye devam ediyor.

Barışın, insan haklarının ve demokrasinin bir an önce gerçekleşmesi, Ortadoğu ve Kürdistan’da barışın tahsisi için Kürt iradesi olan Sayın Öcalan’ın bir an evvel özgürlüğüne kavuşması Kürt halkının vazgeçilmez temel talebidir.

'ÖCALAN BİR İRADEDİR'

Bu hem dünya hem Avrupa hem de Ortadoğu’daki savaşın bir an evvel son bulması için Öcalan bir iradedir. Onun barış için oynayacağı rol göz önünde bulundurulduğunda özgürlüğünün ne kadar hayati bir önemde olduğu daha görülecektir.

Bu nedenle Avrupa’da yaşayan biz Kürtler irademizin temsili olan Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması, insanlık ve barış için tarihsel rolünü oynayabilmesi için derhal serbest bırakılması, en asgari insani hakkı olan avukatları ve aileleri ile görüşmelerinin bir an evvel gerçekleşmesi temel talebimizdir.

KCDK-E olarak CPT ve AHİM’i bu yanlış yoldan geri dönmeye, demokrasi ve insan haklarına saygılı olmaya, 40 milyon Kürdün iradesi olan Sayın Öcalan’ın durumuna ilişkin sorumluluklarını yerine getirmeyi tekrar hatırlatıyoruz. Tüm halkımız ve dostlarımız yaşadıkları her yerde önderliği sahiplenerek, Önder Apo özgürlüğüne kavuşana kadar eylemlerini kesintisiz biçimde sürdürerek sahiplenmelidir.”