Amed'de on binlerden Rojava'ya destek, Hükümet'e uyarı
Amed'de on binlerden Rojava'ya destek, Hükümet'e uyarı
Amed'de on binlerden Rojava'ya destek, Hükümet'e uyarı
İstasyon Meydanı’ndaki 1 Eylül mitinginde bir araya gelen 50 bini aşkın kişi, Rojava devrimini sahiplendi, Hükümet’e gerçek bir barış için adım atma çağrısı yaptı. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak “Amed’den Qamişlo’ya gönül köprüsü kurdunuz” derken PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah da, “Rojava artık Amed’le kucaklaşmak istiyor” sözüyle onbinleri selamladı.
DTK ve BDP öncülüğünde 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla 50 bini aşkın kişi, "Newroz coşkusuyla onurlu bir barışa yürüyor, Rojava devrimini selamlıyoruz" şiarıyla İstasyon Meydanı'na akın etti.
BDP, DTK, EMEP, ESP, KESK Şubeler Platformu, KeSKeSor LGBT, Diyarbakır Tabip Odası, Barış Anneleri İnisiyatifi, DÖKH, MEYA-DER gibi çok sayıda sivil toplum, emek ve meslek örgütü temsilcisinin de yerini aldığı mitinge HPG Askeri Konsey üyesi Ertem Karabulut'un (Numan Amed) annesi Remziye Karabulut, PYD Eş Başkanı Asya Abdullah, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP'li vekiller Ayla Akat Ata, Hasip Kaplan ve Altan Tan katıldı. Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri beyaz renkli fistanları ile alana "Söz bitti. Barış için hemen adım atılsın!" yazılı pankartları ile giriş yaptı. Alanda bulunanlar sık sık, "Bijî Serok Apo" sloganını attı. Polis, çevre ilçelerden gelen grupların yanlarında getirdiği üzerinde "Bijî berxwedana YPG" yazısı bulunan pankartın üzerindeki yıldızı gerekçe göstererek, el koydu. Kısa süreli gerginliğe neden olan olayı protesto eden kitle, arama noktası önünde uzun süre oturma eylemi gerçekleştirdi.
Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına zafer işaretleri eşliğinde saygı duruşunun yapıldığı mitingde ilk konuşmayı Tertip Komitesi adına BDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt yaptı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan sürece ve Rojava'daki gelişmelere dikkat çeken Zümrüt, bu süreçte hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesini istedi.
Zümrüt'ün ardından konuşan Barış Anneleri İnisiyatifi aktivisti Sultan Koyun, AKP hükümetinin "demokratik çözüm süreci"nde Kürt halkını oyalamaya çalıştığına işaret ederek Kürt halkının vereceği direnişle bunun boşa çıkarılabileceğine dikkat çekti. Ardından Mersin MKM'den Kadir Çat sahne aldı.
KIŞANAK: AMED’DEN QAMİŞLO’YA GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURDUNUZ
Daha sonra alanı dolduran on binlere seslenen BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır'ın "Direnişin kalbi" olduğunu bir kez daha bu alanı doldurarak gösterdiğine dikkat çekerek, "Sizler Amed'ten Qamışlo'ya gönül köprüsü kurdunuz. Kürt halkının çözüm konusundaki kararlılığını bir kez daha herkese gösterdiniz. Amed'ten bir kez daha haykırıyoruz. Bir bütün olarak İslam coğrafyasında kan, gözyaşı ve ölüm var. Müslüman halkı bunları hak etmiyor. İslam dini kardeşliği, barışı savunur. Kim ki İslamiyet adına İslam halkları adına siyaset yapıyorsa, söz söylüyorsa öncelikle barışı, kardeşliği ve çözümü savunmalıdır. Türkiye bu konuda büyük bir sorumluluk altındadır. AKP hükümeti şapkasını önüne koyup düşünmek zorundadır. 'Nerede yanlış yaptım' diye. Hala aynı yanlışta ısrar ediliyor. Türkiye'nin Ortadoğu'da izlediği politika çökmüş, iflas etmiştir. Suriye'ye yönelik askeri bir müdahale daha büyük yenilgi, daha büyük katliamlar ve iç savaşların yaşanmasına yol açacaktır. Bunun vebali AKP hükümetinin boynunda olur. Türkiye bir rol oynayacaksa siyasi çözüm, barış, halkların kardeşliği için rol oynasın" diye konuştu.
Suriye'de kimyasal silah kullanımını lanetleyen Kışanak, "Biz Halepçe'yi yaşamış bir halkız. Katliamın ne olduğunu iyi biliyoruz. Kürt halkı katliamların karşısında olacaktır. Çözüm askeri müdahalede, savaşta değil. Rojava'da halkımız büyük bir devrim yaşıyor. İnsanlık devrimi yaşanıyor. Rojava kazanırsa tüm insanlık kazanacak. Rojava kazanırsa Amed, Mahabad, Hewler kazanacak" dedi.
‘HAKİKİ BİR BARIŞ İSTİYORUZ’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan sürecin bu aşamasında hükümetin adıma atmadığına dikkat çeken Kışanak, "Newroz'da Sayın Öcalan'ın deklarasyonu bütün halklarda umut yarattı. Bu meydanı dolduran on binler, Rojava'da direnen halkımızın bunun gereğini yerine getirmek için sabah akşam çalışıyor. Bizler artık Ortadoğu'da özgürlüğü yaşamak istiyoruz. Kürt halkı buna 7'den 70'e hazırdır. Ancak hükümet tek bir adım atmadı. Bunun sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bir kez daha sesleniyoruz. Bu süreç sizin de Ortadoğu halklarının da özgürlüğünü getirecek bir süreçtir. Demokratikleşmeyi sağlamazsan bu halk seni de AKP'yi de devleti de dinlemez. Halkımız sabırlıdır. Bir tek insanın burnu kanamasın istemiyoruz. Bir daha çatışmalı sürece dönülmesini istemiyoruz. Ama hakiki bir barış istiyoruz. O da halkımızın haklarının verildiği gün yaşanacaktır. Anadilimizi bugüne kadar yasaklamaya çalıştılar" dedi.
‘YA PAKETİN İÇİ BOŞ YA DA BAŞBAKAN’IN SÖZLERİ’
Kürt halkının özgürlük yürüyüşünün "Demokratik Cumhuriyet'e Özerk Kürdistan"a kadar devam edeceğini dile getiren Kışanak, "Bu yolculuğu durdurmaya kimsenin gücü yetmez. Biz istiyoruz ki bu süreci daha hızlı, halkın beklentilerine karşı daha hızlı yürütelim" diyerek, Başbakan'ın Erdoğan'ın demokratikleşme paketinin içeriğine yönelik oyalayıcı bir taktik izlediğini belirtti. Kışanak, "Bu ciddiyetsizliktir. İki aydır bu ülkenin barış sorunundan daha önemli hangi işi yaptı. Böyle bir şey olmaz. Ya bu paketin içi boş ya da Başbakan'ın sözleri boş. Biz bu paketin içini meydanlarda dolduruyoruz" şeklinde konuştu.
ROJAVA HEYETİ DAKİKALARCA ALKIŞLANDI
Daha sonra dakikalarca süren "Biji berxwedana YPG" sloganıyla yapacağı konuşma için sahneye çıkan PYD Eş Başkanı Aysa Abdullah ve beraberinde gelen Rojava heyeti alanı dolduranları selamladı. Uzun süren alkış ve sloganların ardından konuşmasına başta kadınlar olmak üzere tüm halkları selamlayarak başlayan Abdullah, "bugün Ortadoğu'da ve bölgemizde bir savaş yaşanmaktadır. Halk egemen güçlere karşı mücadele etmektedir. Eğer demokrasi olacaksa Ortadoğu halklarının iradesi ile olur. Ortadoğu'da birçok gelişmeler var maalesef birçok yanlışlarda yapılmaktadır. Her gün yüzlerce insan yaşamını yitiriyor, binlerce insan göçe zorlanıyor ve köyler yıkılıyor. Bölgemiz üzerinde yürütülen siyasetin Ortadoğu'daki halkların birlikte bu sisteme karşı mücadele etmesi gerekiyor. Eğer Ortadoğu'da değişim dönüşüm olacaksa Kürt halkı olmadan olmaz. 'Barış olacak' diyenler var onlar doğru söylemiyor. O barış diyenlere soruyoruz. Kürtleri kabul etmiyorsunuz, Kürtlerin özerkliğini, bağımsızlığını kabul etmiyorsunuz, kendi diliyle var olmasını istemiyorsunuz. O zaman sizler demokrasiden yana değilsiniz demokrasiye karşısınız demektir. Kanın dökülmesinin önüne geçen halkların kardeşliğinin olması için büyük bir çaba içerisinde olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın bu projesini gerçekleştirebilmesi için gerekli imkanların sağlanması ve barış sürecine dahil edilmesi gerekiyor. Bunun olması şarttır. Türk devleti bunu yapmalıdır" dedi.
ASYA ABDULLAH: ROJAVA ARTIK AMED’LE KUCAKLAŞMAK İSTİYOR
Rojava'da çetecilerin yaptığı saldırıların bütün Kürt halkına yönelik bir saldırı olduğunu kaydeden Abdullah, "Biz bütün Kürtlerin siyasi, örgütlülüğü ve tüm gücüyle buna karşı mücadele etmemiz gerekir. Bunun için bütün Kürtler ortak siyaset yürütmelidir. Ulusal kongre bunun için önemli bir aşamadır. Rojava'ya siyasi, askeri, ideolojik yapılan saldırılar Rojava iradesine yapılan saldırılardır. Suriye'deki halkların kardeşliğini bozmak amaçlanmaktadır. Bu politikalarda çeteciler ve onları destekleyenler tarafından yapılıyor" dedi.
Asya Abdullah, Rojava'daki devrim kadın devrimidir ve kadın gücüyle yürütülmektedir" diyerek sözlerini “Rojava halkı artık sizlerle kucaklaşmak istiyor, Amed'e gelmek istiyor" şeklinde tamamladı. Abdullah konuşmasının sık sık "Biji berxwadana Rojava" ve "Selam selam Rojava'ya bin selam" sloganıyla kesilmesi dikkat çekti.
Abdullah'ın konuşmasından sonra söz alan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Kürt halkının en acımasız zulüm altında bile barış mücadelesini verdiğine dikkat çekerek, "Bu mücadelenizden dolayı önünüzde saygıyla eğiliyorum" dedi.
TUĞLUK: ROJAVA DEVRİMİNİ BOĞAMAZSINIZ
Çeşitli bahaneler ile Suriye'ye askeri müdahale yapılmak istendiğine dikkat çeken Tuğluk, "Ortadoğu'da kendilerine yer edinmek istiyorlar. Biz bu sömürgecilerin oyunlarını çok iyi biliyoruz. Çözüm, barışta halkların iradesini esas almaktan geçiyor. Suriye'ye müdahale tartışılırken, AKP savaş çığırtkanlığı yapıyor. Suriye'ye askeri bir müdahalenin zafer sarhoşluğunu yaşıyor. Suriye'ye dönük savaş politikaları ateşle oynamaktır. AKP'nin Suriye'ye askeri müdahaleye bu kadar heveslenmesinin altında Rojava yatıyor. Olası bir müdahalede kaşla göz arasında Rojava devrimini bastırmanın yolu aranıyor. Rojava'da halkımız demokratik öz yönetim hakkını kullanmıştır. Hiç kimsenin bu devrimi boğmaya, bu devrimi etkisizleştirmeye hakkı yoktur. Türkiye'yi uyarıyoruz. Çetecileri örgütleyerek halkımızın üzerine göndermekten vazgeçin. Ne pahasına olursa olsun Rojava devrimini sahipleneceğiz. Rojava'daki halkımız ne Esad'tan ne de ÖSO'dan yanadır. Rojava'daki halkımız halkların barış ve kardeşlik içinde yaşamasını öngören üçüncü bir yoldur" diye konuştu.
‘BU BARIŞ ŞANSI DA KAÇARSA TÜRKİYE KAYBEDER’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan sürecin tam anlamı ile "Barış hamlesi" olduğuna işaret eden Tuğluk, "Hükümette bu adımı böyle değerlendirsin isterdik. Atılan samimi ve ciddi adımlara Sayın Öcalan'ın hatta riske girerek başlattığı bu barış süreç stratejik bir hamledir. Tüm bunlar halkların geleceği düşünülerek atılan adımlardır. Öcalan ve Kürt özgürlük hareketi bu sürecin ilerlemesi için samimi adımlar attılar. Ancak karşımızda bir muhatap bulamıyoruz. AKP süreci zamana yayarak, her zamanki gibi basit hesaplar yaparak süreci heba ediyor. Karşımızda bir ciddiyet göremiyoruz. Karşımızda bir samimiyet göremiyoruz. Türkiye kamuoyuna soruyoruz barış için daha ne yapalım daha hangi adımları atalım. Peki sen ne yaptın. Barış adına hangi projeyi ortaya koydun. Barış şansını bu kez de kaçırırsanız en çok ta Türkiye kaybeder. En çokta AKP ve Başbakan Erdoğan kaybeder. Bu fırsatı bir kez daha kaçırmayalım. Bu kez de umutlar kırılırsa barışı gerçekleştirmek çok zor olabilir. Biz kendi vatanımızda siyaset sahibi olmak istiyoruz. Öz yönetim, anayasal haklarımızı istiyoruz. Artık Kürtler bu statüsüzlüğü kabul etmiyor. Öcalan Türk ve Kürtlerin ortak çıkarını demokrasi de görüyor" dedi.
"İmralı'da Sayın Öcalan'la devlet arasında mutabakata varılan hususların hayata geçmesini istiyoruz" diyen Tuğluk, "Yine Öcalan'ın müzakere koşullarının yaratılmasını istiyoruz. Şahsiyetlerle, basınla, STK ve DTK ile görüşmelidir. İmralı medyaya açık hale getirilmelidir. Yine KCK yetkilileri ile görüşebilmelidir. Sayın Öcalan'ın müzakereyi yürütebilmesi için ayrıca bir sekreteryasınında oluşturulması gerekir. Başka türlü barışı yürütmek mümkün değildir. Öcalan'a taktiksel değil stratejik yaklaşılsın" diye kaydetti.
Tuğluk'un konuşmasının ardından Bismil'den yürüyüşle mitinge gelen gençlerin mesajı okundu. Miting konuşmaların ardından sanatçıların seslendirdiği parçalarla sona erdi.