İktidarın, Avukatlık Kanunu ve baroların seçim sistemine yönelik yapmak istediği değişikliğe karşı “Savunma yürüyor” sloganıyla Ankara’ya yürüyenler arasında yer alan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, İstanbul’da büyük coşkuyla karşılandı.

Taksim İstiklal Caddesi üzerinde bulunan İstanbul Barosu önünde gerçekleşen karşılamaya, HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın fotoğraflarının taşındığı karşılamada, sık sık, “Savunma susmadı susmayacak”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı; müzik eşliğinde hep bir ağızdan şarkılar söylendi.

Baro önünde bir konuşma yapan Durakoğlu, iktidarın tüm engellemelerine rağmen savunma yürüyüşünü kararlıkla gerçekleştirdiklerini söyledi. Büyük bir savaşın içinden geldiklerini belirten Durakoğlu, ülkeyi hukuk devleti yapmak için uğraşırken, baro başkanları olarak gittikleri Ankara’da polis devletiyle karşılaştıklarını belirterek, “Meğer Ankara polis devletiymiş” vurgusunda bulundu.

HERKES SAVUNMANIN BİAT ETMEYECEĞİNİ BİLECEK

Durakoğlu, Anayasanın açık hükmüne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına rağmen polisin baro başkanlarına toplantı ve gösteri yürüyüşü kanunun anlatmaya kalkıştığına dikkat çekti. Emniyetin, “Biz niye yürüyemiyoruz?” sorusuna yanıt bulamadığını anlatan Durakoğlu, şöyle konuştu: “50-60 baro başkanını çeviriyorlar, izole ediyorlar. Böyle bir emniyet teşkilatı düşünebilir misin? Türkiye’nin hiçbir yerinden yok bu Ankara’daki devlet ve güvenlik anlayışı. Orası bir polis devleti, başka bir cumhuriyet olmuş neredeyse. Kimsenin baro başkanlarının böylesi bir kanunsuzluk karşısında geri çekilmesini beklemesin; 8 ay da sürse orada beklerdik. Önce herkes savunmayı susturamayacağını; avukatları teslim alamayacağını bilecek, avukatların biat etmeyeceğini bilecek.”

‘TESLİM OLMAYACAĞIZ’

Kendilerini engelleyen polise saat 14.00’e kadar müddet verdiklerini, bu müddet dolduğunda engellendikleri noktaya bütün avukatları çağırıp miting yapacaklarını belirttiklerini anlattı.

28 saat boyunca kendilerine gönderilen eşyaların, battaniyelerin, sandalyelerin verilmediğini, kafeteryanın kapatıldığına dikkat çeken Durakoğlu, üç günde kendilerini teslim olacağını sananların yanıldığını kaydetti.

Yargının üç ayağından ikisini teslim aldıkları gibi savunmayı da teslim alacaklarını düşünenlerin büyük bir yanılgı içinde olduğunu vurgulayan Durakoğlu “Teslim olmayacağız. Eğer teslim olursak yargı, hukuk, adalet bitecek” dedi.

Durakoğlu İstanbul Barosu’nun 12 Eylül darbecilerine teslim olmadığını da hatırlatarak, İstanbul Barosu’na mühür vuranların bile baronun susmayacağını anladığını KAYDETTİ.

Konuşmanın ardından karşılama “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları eşliğinde sona erdi.