Elçi: Türkiye devlet adına suç işleyenler için bir cennet!
Elçi: Türkiye devlet adına suç işleyenler için bir cennet!
Elçi: Türkiye devlet adına suç işleyenler için bir cennet!
Yeni adli yılın açılışı nedeniyle bir açıklama yapan Amed Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi, Türkiye'nin devlet aleyhine suç işlediği iddiasıyla yargılananlar için tam bir cehennem, "devlet adına" suç işleyenler için ise tam bir suç cennetine döndüğünü söyledi.
Yeni adli yılın açılışı nedeniyle avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenleyen Baro Başkanı Tahir Elçi, her adli yıl açılışında sıkça dile getirildiği gibi, ne yazık ki bu adli yıla da hukuki, yargısal ve mesleki çok sayıda ağır sorunlarla girdiklerini ifade etti.
Cumhuriyet tarihi boyunca yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının hep sorun olduğunu kaydeden Elçi, "Avrupa Konseyine üye bir ülkede, Avrupa Birliğine aday bir ülkede, ileri demokrasiyi hedeflediği belirtilen Türkiye’de hala yargının bağımsızlığı ve özellikle de tarafsızlığı sağlanamamıştır. Yargı; yargılama yaparken hala birey karşısında devleti, evrensel demokratik standartlar ve özgürlükler karşısında 'devlet çıkarı' denilen ideolojik ve politik mülahazalara öncellik vermektedir" dedi.
Özellikle Özel Yetkili Mahkemelerin görev alanına giren suçların soruşturması ve kovuşturulmaları sırasında, adil yargılama hakkının fütursuzca ihlal edildiğini, şüpheli ve sanıklara adeta düşman muamelesi yapıldığını belirten Elçi şunları söyledi: "Demokratik bir ülkede, örgütlenme, toplanma veya ifade özgürlüğü hakkı kapsamında kalan, açık ve kamuoyunun gözü önünde yapılan faaliyetler, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında 'silahlı örgüt üyeliği' gibi inanılması güç suçlamalara konu olmakta, bu tür fiil ve davranışlar nedeniyle insanlar beş yılı aşkın süre tutuklu olarak yargılanabilmekte, onlarca yıl ağır cezalarla cezalandırılabilmektedir.
Bir salon toplantısında dile getirilen ifadeler, her hangi bir toplumsal meseleye ilişkin bir basın açıklaması, bir cenaze törenine katılma, telefonda iki arkadaş arasındaki günlük yaşama ilişkin bir diyalog veya bir dost sohbetindeki konuşmaların toplamından yasa dışı silahlı örgüt sonucuna varılan bir ülkede, ne ifade, ne toplanma, ne de örgütlenme özgürlüğünden, kısacası demokrasiden söz edilemez."
KCK DAVALARI TEDİP VE TENKİL'E DÖNÜŞMÜŞ
Özel Yetkili mahkemelerdeki yargılamalarda yasal hükümlerin yorumlanma biçimi, delil standardı ve özellikle de tutuklama gibi koruma tedbiri işlemlerin uygulanmasının adli yargılama hakkının ağır şekilde ihlalinin ötesinde bir zulme dönüştüğünü kaydeden Elçi, şöyle devam etti: "Özellikle de KCK yargılamaları olarak bilinen Kürt toplumunun her kesiminden; Belediye Başkanı, milletvekili, diğer seçilmiş temsilciler, siyasi ve sivil aktivistler, memur, işçi, esnaf gibi tümüyle sivil insanların tutuklu yargılamaları adeta bir Tedip ve Tenkil anlayışını, diğer bir ifadeyle; uslandırarak yola getirme, düşman ve zararlı kimseleri herkese örnek olacak şekilde topluca cezalandırma anlayışını akla getirmektedir. Bu mahkemeler adalet değil zulüm üretiyor.”
Aynı yargının, gözaltında kayıp, yargısız infaz, Roboski'deki toplu katliamlar gibi insan haklarının en ağır ihlalini oluşturan suçları soruşturmada ve yargılamada bir başarı sergileyemediğini kaydeden Elçi, şunları ekledi: "Binlerce ağır suça rağmen birkaç istisna dışında, devlet görevlileri olan bu suçların failleri adalet önüne çıkarılmamaktadır. Halen binlerce dosya zaman aşımından peş peşe düşmekte, insanlığa karşı işlenen bu suçların failleri suç ve cezadan ilelebet muaf kalmaktadır.
Yargı, yasal usulü hükümleri tarafgir uygulamakta; devlet aleyhine işlenen suçlar ile devlet görevlileri tarafından işlenen suçların soruşturmalarının neredeyse tamamında kısıtlama / gizlilik kararı verilmekte, faili üst düzey kamu görevlisi olan çok sayıda davayı, suçun işlendiği yerden binlerce kilometre uzaklıktaki batı illerine nakletmektedir. Bu ülke; devlet aleyhine suç işlediği iddiasıyla yargılananlar için tam bir cehennem, 'devlet adına' suç işleyenler için ise tam bir suç cennetine dönüşmüştür.”
Elçi, tüm yurttaşların adil şekilde yargılandığı, yurttaşlara karşı suç işleyen devlet görevlilerinin de etkili şekilde soruşturularak adil yargılandığı bir yargılama istediklerini belirtti. Elçi sözlerini şöyle bitirdi: "İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel değeridir. İfade özgürlüğü ve bu özgürlüğün araçlarından olan toplanma ve gösteri özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden söz edilemez. Geçtiğimiz adli yılda; Türkiye'nin dört bir yanında ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkına ağır müdahaleler yapıldı, güvenlik görevlilerinin gereksiz, aşırı ve keyfi güç kullanımı sonucu çok sayıda kişi öldü, yaralandı, sakat kaldı. Yeni adli yılda başta ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkına saygı bekliyoruz."