Gerilladan ölüm orucundakilere mektup

Gerillalar adına Erdal Tolhilda imzasıyla, ölüm orucuna başlayan 15 tutsağa gönderilen mektupta, “14 Temmuz’a selam duracak bir 15 Ağustos mutlaka olacaktır” denildi.

Ölüm orucundaki tutsaklara hitaben yazılan gerilla mektubunda “Sizler, çürümüş mezarından çıkıp gelen 80 darbesinin kokuşmuş varlığına karşı 14 Temmuz ruhunu yeniden bedene kavuşturdunuz” denilerek, layık olma sözü verildi.

HPG ve YJA STAR gerillaları adına Erdal Tolhilda imzasını taşıyan ve 1 Mayıs’ta gönderilen mektup şöyle:

Yoldaşlar, öncelikle sizleri en devrimci duygularla selamlıyor, sizlerin şahsında bedene kavuşan zafere olan inancımı bir kez daha tazeliyor, umutla gelen zaferiniz karşısında saygıyla eğiliyorum. Sizlerin 30 Nisan’da başlatmış olduğu ölüm orucu eylemi, 42 yıl önce 1 Mayıs günü insanlığa teslimiyeti dayatan köhne faşizmin karşısında direnişi 37 canda haykıran yarım milyon emekçinin yüreğiyle aynı günde atıyor.

GERÇEK GALİPLER TESLİM OLMADI

Devletin tepetaklak ettiği tarihte gerçek galiplerin mağlubiyete mahkum olmuşlara teslim olduğu görülmüş şey midir? Mazdek teslim olmamıştı, Babek ve Hürrem de öyle. Şeyh Bedrettin ve Torlak Kemal hakeza. Peki ya Alişer Koçgiri, Şeyh Sait, Seyit Rıza? Hayır onlar da öyle. 30 Mart 1972’de Kızıldere’de, sonraki 50 yıla mal olan zaferi yaşarken Mahir teslim olmamıştı. 6 Mayıs sabahı idam edilmek için Mamak Cezaevi’nden alınan Deniz, Hüseyin ve Yusuf cezaevi koridorlarını geçip kapıya doğru ilerlerken teslimiyeti düşünmemişlerdi. Çünkü o an zafer kazandıklarını biliyorlardı. O koğuşlardan birinde 23 yaşında Kürdistanlı bir gencin nasıl ayak seslerine kulak verdiğini “Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için bir defa şerefimle ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz!’’ derken biliyorlardı. 18 Mayıs 1973’e kadar geçen üç buçuk ayın her gününü zaferle dolduran İbrahim Kaypakkaya teslim olmamıştı. Yine 18 Mayıs günü silahsız şekilde Antep’in Düztepe Mahallesi’nde şüphe duysa da kaygısızca randevu yerine ilerleyen Haki Karer teslim olmamıştı. Çünkü, nasıl tarihe mal olmuş bir hareketin ilk adımlarını attığını, çoktan galip geldiğini biliyordu. Bir Newroz gecesi üç kibrit çöpüyle yoldaşlarının bayramını kutlayan Mazlum, tarihin en mütevazı zafer kutlamasını yaparken 80 darbesinin teslimiyet çağrılarına en büyük cevabı veriyordu. 18 Mayıs 1982’de ebedi zaferin sonsuz ateşini yakarken Dörtler, artlarında bıraktıkları mektupla herkesi ateşin etrafında toplanmaya çağırıyordu. 14 Temmuz 1982’de altı yoldaşla başlayan direnişin, yarın milyonlara ulaşacağının bilinciyle zaferini kutluyordu. Zülküf Gezen ateşi büyütürken dört duvar arasında teslim alınamayacağını ortaya koyuyordu. Teslim alınmak için inşa edilen İmralı’da 20 yılın her anı devrim yapan Önder Apo’nun tecrit altına alınabileceğini zanneden köhne zihniyet, zaten çoktan mağlup olmuştu.

30 NİSAN ZAFER GÜNÜNÜZDÜR

Yer yüzünde hiçbir duvar yoktur ki, Güneş’in yakıcılığı karşısında durabilsin. Hiçbir hücre yoktur ki, tüm insanlığı hapsedebilsin. PKK dışında hiçbir güç yoktur ki, aradan geçen 40 yıla rağmen her yeni günü asla eskimeyen idealler ve o amatör ruhla devrime çevirsin.

Yoldaşlar, 30 Nisan 2019 sizin zafer gününüzdür artık. Yaşamı ve onun kaynağı Güneş’i, uğruna ölecek kadar sevenlerin 14 Temmuz’un yakıcılığıyla tekrar tarih sahnesine çıktığı gündür 30 Nisan. Parti tarihine geçen, halkımıza mal olan yeni bayramımızı ilk kutlayanlardan biri olmanın sevincini sizlerle paylaşmak istiyorum.

14 TEMMUZ RUHU BEDENE KAVUŞTU

Sizler, çürümüş mezarından çıkıp gelen 80 darbesinin kokuşmuş varlığına karşı 14 Temmuz ruhunu yeniden bedene kavuşturdunuz. Şunu bilmenizi isterim ki; her 14 Temmuz’a selam duracak bir 15 Ağustos, her direnişin ardından koşacak bir hamle, her Mazlum’a cevap duran bir Egîd mutlaka olacaktır.

YAS DEĞİL, KUTSALLIK

Bugün ve sonrası için Kürdistan’da analarımız yas tutmayacaktır, çünkü insanlığa ait değerleri korumak bir yas değil, kutsallık gerekçesidir. Sizleri yeniden en devrimci duygularla selamlıyor, umut ve zafer dolu geçen günlerin huzurunda layık olmanın andını içiyorum.

Yoldaşça Selam ve Saygılarımla.