HDP: Kriz, ekonomik değil, aynı zamanda siyasidir

HDP: Derinleşen krize çözüm olarak devreye sokulmak istenen sözde ‘yeni model’, işçilere, emekçilere, yoksullara, köylülere Kemal Derviş Modeli’nden ödünç alınmış ‘eski acı reçeteler’in yeni ambalajda sunulmasından başka bir şey vaat etmiyor.

Türkiye-ABD krizi sonrası gelişen kur artışlarına ilişkin açıklama yapan HDP Emek, Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, “Kriz yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasidir. Krizin kaynağı olanlar, krize çözüm bulamazlar" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emek, Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın dün açıkladığı “Yeni Ekonomi Modeli’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Kubilay, "Derinleşen krize çözüm olarak devreye sokulmak istenen sözde ‘yeni model’, işçilere, emekçilere, yoksullara, köylülere Kemal Derviş Modeli’nden ödünç alınmış ‘eski acı reçeteler’in yeni ambalajda sunulmasından başka bir şey vaat etmiyor" dedi.

"Bakanın prensipler olarak sıraladığı ‘dengeli bütçe, sıkı para ve maliye politikası, yapısal reformlar’ gibi ifadeler bugüne kadar bütün kriz dönemlerinde tekelci ve mali sermayenin hükümetlere dikte ettikleri taleplerdir" diyen Kubilay, şöyle devam etti: "Erdoğan hangi ‘faiz lobisi’ne karşı olduğunu ve kime karşı ‘ekonomik savaş’ verdiğini halka açık açık, isim isim açıklamalıdır. Bakan Albayrak’ın açıklamalarının da gösterdiği gibi ortada ne ‘faiz lobisi’ne karşı olan var, ne de bu lobiye karşı ‘ekonomik savaş’ veren bir iktidar. AKP’nin politikaları faiz artışının en temel nedenidir."

Kubilay açıklamasının devamında şunlara dikkat çekti: "Arka kapıda ‘faiz lobisi’yle işbirliği yapıp, ön kapıda ‘faiz lobisi’ne karşı olduğunu söylemek, sadece ve sadece halkın ‘milli ve manevi’ duygularına seslenen hamasetten ibarettir. Bu nedenle ‘Yeni Ekonomik Model’de (YEM) halkın temel sorunlarına yönelik bir çözüm eğilimi yoktur. Yüksek işsizlik, enflasyon ve faizin nasıl azaltılacağına dair yeni hiçbir çözüm sunmayan ve yıllardır tekrar edilen sözler ifade edilmiştir."

Bakan Albayrak'ın, Eylül ayı içerisinde Orta Vadeli Plan (OVP) açıklayacağını söylenmesine de değinen Kubilay, "2019 yılı büyümesi için pozitif yüzde 3-4 aralığında olacağı, enflasyonun tek haneye, cari açığın yüzde 4 bandına, bütçe açığının yüzde 1,5’lar seviyesine, borç çevirme oranlarının yüzde 100’ün altına indirileceğini ifade etti. Tüm bu verilerin önceki AKP Orta Vadeli Programları’nda da benzer şekilde düşürüleceği ifade edilmiş, ancak tam tersi yönde gerçekleşmiştir.

Orta vadede de gerçekleşecek olan yine daha yüksek enflasyon, daha yüksek işsizlik, daha yüksek faiz ve istikrarsız kur düzenidir. Ülke ekonomisi üzerindeki borç yükünün kur krizi nedeniyle sürdürülemez olması ve kur şoklarının son hafta içerisindeki türbülansı hem Bakan’ın ‘YEM’ini hem de Cumhurbaşkanı’nın ‘100 günlük icraatlar’ anlatısının ne kadar temelsiz olduğunu ortaya çıkarmıştır. ABD’nin tek bir tweet’iyle ekonominin alt üst olması, AKP’nin üretimde ve tüketimde dışa bağımlı hale getirdiği bir yapının sonucudur" ifadelerini kullandı.

Kubilay, "Yeni kur krizinin faturasının emekçilere ve bir bütün olarak halkımıza çıkarılmasına izin vermeyeceğiz. Kriz yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasidir. Krizin kaynağı olanlar, krize çözüm bulamazlar" diyerek, şu önerilerde bulundu:

“* Türkiye ekonomisinin bu krizden çıkışının ön koşulu neo liberal ekonomi politikalarına son vermek, toplumsal ihtiyaçları temel alan, yoksulluğu ortadan kaldıracak, emeğin haklarını koruyacak, ekolojist bir ‘sosyal ekonomi programı’nı hızla uygulamaya başlamaktır.

* Siyasi krizi aşmak için de öncelikle otokratik tek kişi yönetimine değil yerel demokrasiye; tekçi anlayışa değil çoğulcu demokrasiye dayalı demokratik cumhuriyete geçiş yapmak ve militarist, milliyetçi ve yayılmacı politikalara derhal son vermektir.

* 16 yıl boyunca uygulanan hiçbir ekonomi politikalarında söz ve karar sahibi olmayanlar, krizin faturasını da ödememelidir. Bu nedenle herkesi ortak mücadeleye çağırıyoruz. Yapılması gereken dayanışma içinde bu kötü gidişe karşı birleşik mücadeleyi büyütmek, insanca ve onurlu bir yaşam mücadelesini yükseltmektir.”