Hırvatistan, krizle boğuşan AB’nin 28’inci üyesi oldu

Hırvatistan, krizle boğuşan AB’nin 28’inci üyesi oldu

Hırvatistan, 10 yıllık bir sürecin ardından bugün itibariyle resmen Avrupa Birliği (AB)’nin 28’inci üyesi olarak yerini aldı. Dün gece itibariyle havai fişeklerle kutlanan üyeliğe karşı AB içinden eleştiriler devam ederken, Hırvatistan içinden de itirazlar yok değil.

Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerine 2005 yılında başlayan ve 2011 yılı itibariyle 35 başlığın tümünü kapatan Hırvatistan bugünden itibaren resmen birlik üyesi oldu. Hırvatistan’ın katılımı ile 1957’de 6 ülke ile yola çıkan AB’nin üye sayısı 28 oldu. Üyelik müzakerelerine Türkiye ile birlikte başlayan Hırvatistan, kimi eksikliklere rağmen süreci 6 yıl gibi bir sürede tamamlamayı başarmıştı.

Birliğe üyeliği nedeniyle Avrupa Parlamentosu (AP)’de temsiliyet hakkı da kazanan Hırvatistan, parlamentoya 2014 seçimlerine kadar geçici olarak 12 üye gönderecek. Hırvatistan, 2014 seçimlerinde ise 751 üyeli AP’de 11 milletvekili ile temsil edilecek.

EKONOMİK VERİLERİ AB ORTALAMASININ ÇOK ALTINDA

Aralık 2011’de Katılım Antlaşması’nın imzalayan Hırvatistan, 4,4 milyonluk nüfusu ile 500 milyonluk AB içerisinde üye ülkeler sıralamasında 21’nci sırada geliyor. 56 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile birliğin en küçük ülkelerinden olan Hırvatistan’ın ekonomisi ciddi oranda turizme (yüzde 15-20 arası) dayanıyor.

2009 yılından bu yana ekonomisi sürekli gerileyen ya da durağan olan ülkede işsizlik oranı ise yüzde 18 ile AB ortalamasının  (yüzde 11) çok çok üstünde. Ülkenin milli gelirinin AB ortalamasına oranı ise yüzde 61 ile sadece Bulgaristan ve Romanya’dan daha iyi bir durumda.

“AB’YE YÜK OLMAYACAĞIZ” MESAJI

Hırvatistan’ın AB’ye resmen girmesine rağmen, tam üyelik için henüz erken olduğuna dair yorumlar da yapılmıştı. Yapısal reformların tümünü tamamlamamış olan ülkede, özellikle rüşvetle mücadelede katedilmesi gereken mesafeler olduğu da biliniyor. Ülkede 2003-2009 yılları arasında başbakanlık yapan Ivo Sanader’in rüşvet suçundan hapis cezası alması da Hırvatistan’ın tam üyeliğine karşı olanların argümanlarından biri olmuştu.

Hırvatistan yönetimi, başta Almanya olmak üzere bir çok AB ülkesinden gelen “reformları tamamlamadı” eleştirilerine rağmen bir çok üye ülkeden daha sağlam ekonomik ve sosyal temellere oturduğu görüşünde. Dış basının yoğun ilgi gösterdiği sosyal demokrat Başbakan Zoran Milanoviç, ülkelerinin AB’ye hazır olduğunu ve birliğe yük olmayacaklarını söyledi. Milanoviç, Hırvatistan’ın özellikle turizm, enerji gibi alanlarda ilgi çektiğini ve bir çok yatırımın yolda olduğunun altını çizerken, rüşvet ve yolsuzluklar ile mücadelede de ciddi ilerlemeler olduğunu savundu. Milanoviç, ülkelerinin AB’ye yük olmayacağını ve kendi sorunlarını kendisinin çözeceğinin de altını çiziyor.

KUTLAMALAR VE PROTESTOLAR BİR ARADA

Hırvatistan’ın AB’ye üyeliği için başkent Zagreb’de yabancı devlet yetkililerinin de aralarında bulunduğu onbinlerce kişi tarafından kutlandı. Gece yarısından itibaren havai fişeklerle kutlanan AB üyeliğine karşı çıkan grupların da küçük protesto gösterileri düzenlediği bildiriliyor.

AB üyeliğine karşı çıkan Occupy Croatia adlı sivil toplum kuruluşu tarafından yapılan açıklamada, birlik yasalarının  çok uluslu şirketlerin çıkarlarını korumayı görev edinen siyasilerce hazırlandığı görüşüne yer verildi. Açıklamada, Hırvatistan’ın diğer ülkelerin çıkarlarına peşkeş çekileceği uyarısı da yapıldı. Occupy Croatia, AB’nin içinde bulunduğu ekonomik krize ve krizden etkilenen üye ülkelere yapılan siyasi ve ekonomik dayatmalara da dikkat çekti.

DEMİR-ÇELİK BİRLİĞİNDEN 28 ÜYELİ AB’YE

1951 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile ilk temelleri atılan AB, 1957 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Lüksemburg ve Belçika’nın imzaladığı Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) adını aldı. 1973 yılında Britanya, Danimarka ve İrlanda ile 9 üyeye ulaşan birlik, 1981’de Yunanistan, 1986’da ise İspanya ve Portekiz’i içine alarak 12 üyeye ulaştı.

1993’den itibaren Avrupa Birliği adıyla yola devam eden birliğe 1995 yılında ekonomik ve sosyal gelişmişlik seviyesi oldukça yüksek olan Avusturya, İsveç ve Finlanda da dahil oldu.

Doğu Bloku’nun çökmesi ile beraber doğuya doğru genişlemesini başlatan AB, 2004 yılında ise Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Macaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Malta ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de katılmasıyla üye ülke sayısını 25’e çıkardı. Birliğe, Hırvatistan’dan önce de 2007 yılında Romanya ve Bulgaristan dahil olmuşlardı.

Türkiye, İzlanda, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya ise birliğe üyelik için müzakerelerin sürdürüldüğü diğer ülkeler.