'Kayıplar yeniden gündeme gelebilir'

'Kayıplar yeniden gündeme gelebilir'

Savcı izni olmaksızın polise gözaltı yetkisi veren düzenlemenin yasalaşması durumunda, kitlesel gözaltılar, tutuklamalar, kaçırılmalar artacak. Hatta kayıpların yeniden gündeme gelmesi bile muhtemel.

Hükümet, yaklaşık 2 aydır hazırladığını söylediği, "Demokratikleşme Paketi"ni henüz açıklamış değil. Ancak ana akım medyaya sızdırılan kimi haberlere göre pakette, demokratikleşme yerine ‘polis devleti’ni sağlamlaştıran düzenlemeler yer alacak.

Bunlardan biri de, polise savcı izni olmadan gözaltı yetkisi vermeyi amaçlayan düzenleme. Bu düzenleme yasalaşırsa, polis daha kitlesel ve keyfi gözaltılar yapacak.

Toplumsal eylemlerde eylemcilere sık sık yöneltilen "polis ve jandarmaya direnme, görevini yapmasını engelleme, kamu malına zarar verme" gibi suçlamalarda cezalar artırılacak. Bu suçlamalara ilişkin cezaların adli kontrol kapsamı dışında tutulması da gündemde. Bu durumda, tutuksuz yargılama istisna haline gelecek.

Pakette yer alması beklenen düzenlemeye ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulunan İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gülizar Tuncer, Gezi direnişi sırasında yaşananlar ve ardından Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerinden gelen açıklamaların önümüzdeki dönemde şiddet politikalarının daha da artırılacağını ortaya koyduğuna dikkat çekti.

KEYFİ GÖZALTILARA YASAL KILIF

AKP hükümetinin 10 yıllık iktidarı boyunca gerek Terörle Mücadele Kanunu (TMK) gerekse Polis Vazife Ve Salahiyetleri Kanunu'ndaki (PVSK) yetkiler yetmiyormuş gibi polisin yetkilerini sürekli artırdığına dikkat çeken Tuncer, "Demokratikleşme Paketi"ndeki düzenlemenin yasalaşması durumunda Türkiye'de sıkıyönetim ve OHAL dönemleri de dahil olmak üzere ilk defa polise "suçüstü halinde yakalama" yetkisi dışında savcı izni olmaksızın gözaltı yetkisi verileceğini kaydetti.

Av. Tuncer, "Bu son derece tehlikeli düzenlemeyle birlikte savcı devreden çıkarılarak fiilen yapılan keyfi gözaltılar yasal kılıfa büründürülmüş olacak" dedi.

Polisin "insanlara kelepçe takarak, otoparklarda ya da bodrum katlarında bekletme, cep telefonlarını kapatma" gibi Gezi direnişi sırasında yaptığı keyfi ve hukuk dışı uygulamaları hatırlatan Tuncer, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Şimdi yapılmak istenilen düzenlemeyle, polise savcı izni olmadan 24 ya da 48 saat süreyle gözaltı işlemi yapma yetkisi verilecek olması, polisin yetkilerinin artırılacak olmasının ötesinde bugüne kadar yaşanan kuralsızlığın, keyfiliğin, resmiyete dönüştürülmesi, yasal hale getirilmesi, hukuk dışı uygulamaların devlet eliyle onaylanması ve yönlendirilmesi anlamı taşıyor."

'İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE ARTACAK'

İHD İstanbul Şube Yöneticisi Gülizar Tuncer, söz konusu hukuk dışı uygulama ile önümüzdeki dönemde hak ve özgürlüklerin askıya alınacağını, yargı denetimi olmadan gerçekleştirilecek gözaltılarda işkence ve kötü muamele uygulamalarının yaygınlaşacağını, gözaltında kaybetme ve kaçırılma girişimlerinin olabileceğini belirtti.

Avukat Tuncer, "Özellikle Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarla birlikte içeride yaşanacaklar ve dışarıda yürütülen saldırgan politikalar, Suriye'yle olası bir savaşın yansımalarıyla beraber düşünüldüğünde bu değişikliklerin nasıl bir anlam taşıdığı görülmektedir" dedi.

'KİTLESEL TUTUKLAMALAR ARTACAK'

Söz konusu düzenlemeyle özellikle "kamu görevlilerine direnme" ve "kamu malına zarar verme" gibi suçlamalara yönelik cezaların iki katına çıkarılmasının da hedeflendiğini hatırlatan Tuncer, "Kitlesel gözaltılar aynı zamanda kitlesel tutuklamalar anlamına da gelecek. Tutuklama yerine bir koruma tedbiri olarak öngörülen 'adli kolluk' önlemi de uygulanmayacak, insanlar doğrudan tutuklanacak. Dolayısıyla yalnızca karakollar ya da polisin kullanacağı bilinmeyen mekanlar değil cezaevleri de dolup taşacak" dedi.

İnsan hakları savunucusu, avukat Gülizar Tuncer, keyfi gözaltı ve kitlesel tutuklamalarla yaratılmak istenenin toplumda korku ve gözdağı olduğuna dikkat çekti, "Uygulanacak her türlü saldırgan politikaya karşı gelişebilecek protestoların, karşı koyuşun engellenmesi amaçlanıyor ve bunu ne pahasına olursa olsun yapmak istiyorlar" diye konuştu.

Kısa bir süre önce gündeme getirilen MİT Yasa Tasarısı'nı da hatırlatan Avukat Tuncer, şunları kaydetti: "MİT için hazırlanan bu yeni tasarı ile mahkeme kararı olmadan herkes fişlenebilecek ve MİT görevlileri, yasal olarak eskiden sadece istihbarat toplarken, artık hem istihbarat hem de ülke içinde ve dışında operasyon yapma yetkisine kavuşacak. Savcı ve mahkeme kararı olmadan, yani hukuki bir denetim olmadan bu yetkinin kullanılması, keyfiliklere ve insan hakları ihlallerine neden olacak. Ne yazık ki bu tasarıyla ilgili olarak herhangi bir tepki geliştirilemedi. Bir gün bu tasarının da Meclis’te bir gece yarısı operasyonuyla geçirilip yasallaştığı haberini duyacağız ve iş işten geçmiş olacak."

Polisin yetkilerinin artırılmasını öngören yasanın "reform", "demokratikleşme" olarak sunulmasına tepki gösteren Avukat Gülizar Tuncer, söz konusu düzenlemeye tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi, "Uzunca bir süredir yaşadığımız polis devleti uygulamalarının yasal kılıfa büründürülmesi, bundan sonraki dönem açısından son derece tehlikeli bir gidişatı işaret etmekte ve bu nedenle de tüm muhalif kesimlerin buna şiddetle karşı çıkması gerekiyor" dedi.