Kışanak: Çözümün muhatabı AKP ve Devlet değil

Kışanak: Çözümün muhatabı AKP ve Devlet değil

BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, BDP Siyaset Akademisi'nin yeni eğitim devresinde yaptığı konuşmada AKP hükümetinin “sürecin ruhuna uygun adım atan bir iktidar olmadığını” belirterek, “Türkiye toplumunun bile çok büyük bir kesimi çözüm istiyor. O zaman biz çözümün muhatabını bulduk. Çözümün muhatabı AKP, devlet değil. Türkiye toplumudur” dedi.

BDP Genel Merkezi'nin Siyaset Akademisi'nin yeni dönem eğitim devresi BDP Amed İl Binası’nda başladı.  Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak'ın verdiği dersle başlayan devreye PM üyeliği ve il başkanlığı gibi kademelerde görev alan çok sayıda yönetici katıldı.

Eğitim çalışmalarının partilerinin yaptığı bütün çalışmalardan daha değerli bir çalışma olduğunu kaydeden Kışanak, akademi devrelerinin aynı zamanda eksikliklerin görülebileceği, sonrasında güçlü çıkışların yapılacağı bir alan olduğuna dikkat çekti.

‘ALÇAKÇA CİNAYETİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ’

Eğitimlerin "nasıl yapmalıyız" sorusuna cevabın bulunacağı bir ortam olduğunu ifade eden Kışanak, ilk dersi "Demokratik siyaset" üzerine vereceklerini ancak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde İstanbul'da eşi tarafından öldürülen Nazliye Sincar'dan dolayı "Kadın sorunu" üzerine vereceğini belirtti.

Kışanak, "Bu alçakça bir cinayettir. Kabul etmedik, etmeyeceğiz. Devlette erkek zihniyeti de bunu bilsin. Bu mücadelenin temeli kadın özgürlüğüdür" dedi.

‘YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI TÜM KESİMLERE YÖNELİKTİR’

"Kürt halkının özgürlüğü toplumsal dönüşümde kadının özgürlüğündedir" diyen Kışanak, kadın cinayetlerini işleyenlerle devletin el ele olduğunu söyledi. Yüzde 10 seçim barajına da değinen Kışanak, bunun tüm kesimlere yönelik genel bir baraj olduğunun altını çizdi. Kışanak, "Türkiye'de her kesimi barajlamışlar. Sadece Kürtlerin önüne konulmuş bir baraj değil, genel bir barajdır. Kadın başta olmak üzere gençliği, engellileri, daha birçok kesimi siyasetin dışında bırakmışlar. Hiçbir şekilde toplumsal geriliklerimizle yaşamayacağız. Bunlara karşı savaş açacağız" şeklinde konuştu.  

AKP SÜRECİN RUUNA UYGUN ADIM ATAN BİR İKTİDAR DEĞİL

AKP hükümetinin ilk günden bu yanan köklü bir zihniyet değişimin peşinde olmadığını dile getiren Kışanak, şunları söyledi: "Tutum, davranış ve politikalarıyla bunu açığa çıkarıyor. AKP hükümeti tekçi devlet zihniyetinin bir ürünüdür. Her şey oldu bitti noktasında değiliz. Son kaç aydır ölümler durdu. Bu çok önemli bir gelişme ama sorunlarımız halen çözülmüş değil. İmralı'da görüşmeler yapılıyor diye rehavete kapılmak doğru değil. AKP hükümeti sürecin ruhuna uygun adım atan bir iktidar değil. Bizim zaten kimseden inayet bekler gibi barışı beklememiz söz konusu değil. Bunu kendi emek ve mücadelemizle yaratacağımızın farkındayız.”

“Şunu artık herkesin görmesi gerekiyor” diyerek dikkatleri çeken Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: “20 yıllık bir barışı gerçekleştirme çabası var. 21 yıllık bir deneyim var ortada. Bütün bu yılların her birinde yaşadığımız her bir deneyimden çıkardığımız dersler var. Gelinen aşamada da artık bu yol kesintisiz bir şekilde ilerlemenin koşullarına sahip olmuştur. Bugün kışkırtılan, ırkçılığa teşvik edilen, yer yer linç girişimlerinde bile kullanılan Türkiye toplumunun bile çok büyük bir kesimi çözüm istiyor. O zaman biz çözümün muhatabını bulduk. Çözümün muhatabı AKP, devlet değil. Türkiye toplumudur. Biz bu muhataplığı giderek güçlendiren, derinleştiren bir çalışmayla bu yolda yürüyeceğiz. Bu yola gelen gelir, gelmeyen de tarihin çöp sepetine atılır. Bu da kendilerinin bileceği bir iştir. İsterlerse demokratik çözüm sürecine dâhil olsunlar, kendileri de bir aktör olarak üzerlerine düşen görevi yaparlarsa bu yolda onlarda yürüyebilirler. İsterlerse aksini yapsınlar ve geriye dönüp baksınlar. Ayak direyen çözümsüzlüğü dayatan, yapıyormuş gibi yapıp yapmayanlar bunların hepsinin sonu kaderi bellidir. Çünkü istikamet çözüme doğrudur. Kimse artık bu tarihi tersine çeviremez.”

Amed’de  1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla onbinlerce kişinin katıldığı  mitingi de değerlendiren Kışanak şöyle konutu: "Dün (1 Eylül) Amed'te devrim niteliğinde bir gelişme yaşandı. Ama bütün medya özel bir yerden talimat almışçasına gözünü ve kulağını kapattı. Amed'te on binlerce insan 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesi ile İstasyon Meydanı'nı doldurdu ve 'bu demokratik çözüm ve kurtuluş sürecinin sahibi benim, ben bu yolu yürüyeceğim, isteyen gelsin gelmeyenler de tarihin çöp sepetine gitsin' dedi. Ama medya tek bir cümle haber bile yapmadı. Dün Qamışlo ile Amed tek yürek oldu. Bu işte bize gelecek konusunda umutlu olmamızı gösteren en önemli şeylerden birisidir. Bunu başardık biz. Böldüler, parçaladılar, tel örgü çektiler, mayın döşediler, kaçakçı deyip bombaladılar. Ama dün ne mayınlar ne sınır ne emperyalistler ne kırk çeşit entrika. Bu halkın ortaya çıkardığı bir başarıdır. İsteyen görsün isteyen gözünü kapatsın. Medya gözünü kapattı diye Kürt halkı bunun duygu, heyecan, sevincini yaşamadı mı? Olsa olsa Türkiye'nin batısını biraz karanlıkta bırakabilirsiniz. Artık sosyal medya çağı var onu da başaramıyorsunuz. Boş beyhude bir çabanın içerisindesiniz."