Danimarka’daki Kopenhag Eyalet Mahkemesi’nin Nuçe TV, MMC ve ROJ TV’nin yayın lisansının iptal etmesi ve yüklü miktarda para cezası vermesine, bir tepki de, KON-KURD'dan geldi. KON-KURD kararı protesto etti. Ayrıca bağlı federasyon ve dernekler üzerinden üyeleri başta olmak üzere Kürtler, Kürdistanlılar, demokratik, özgürlükçü güçler ve Avrupalı dostlarını, karar karşı tepkisini ortaya koymaya çağırdı.

Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD), yazılı açıklamasında, 3 Kürt yayın kuruluşuna yönelik kararın, başta Danimarka anayasasının oldukça duyarlı olduğu basın ve ifade özgürlüğüne bir darbe olduğunu vurguladı. Demokrasi, hukuk, insan hak ve özgürlükleri açısından bir skandal olarak nitelenen kararla, bir kez daha Kürt halkının ulusal varlığının hedef alındığı belirtildi. Başta Avrupalı, Batılı iktidar ve sermaya güçlerinin Kürt sorununun oluşumu ve gelişimindeki belirleyici rolüne dikkat çekilen açıklamada, bundan önce onlarca benzeri örneği bulunan son kararın da, aynı güçlerin Kürt sorunundaki çözümsüzlük siyasetinde ısrarlarının sonucu olduğu bildirildi. Güney ve Batı Kürdistan’daki Kürt kazanımlarıyla birlikte Kuzey'de de bu yönlü gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk gelen kararın, Kürtlerin öncülük ettiği barışçıl-demokratik çözüm sürecini sabote etme amaçlı olduğu kaydedilen açıklamada, bu şekilde savaşı, şiddeti, çözümsüzlüğü kışkırtmanın, ahlaksızlık ve vicdansızlık olduğu tespiti yapıldı.

KÜRT HALKI VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNE ÇAĞRI

Bundan önceki benzeri durumlarda olduğu gibi Kürt halkının, ulusal, toplumsal, siyasal ve kültürel kimliğini her koşul altında daha da güçlü sahipleneceği mesajını veren KON-KURD, son karar vesilesiyle bağlı federasyon ve dernekleri üzerinden, başta üyeleri olmak üzere, Avrupa'daki Kürt halkıyla Kürdistanlıları, Danimarka makamları nezdinde, demokratik-meşru tepkisini yaygın ve etkili göstermeye çağırdı. Demokrasi, özgürlük, adalet ve barış yanlısı tüm güçlere, Kürt halkıyla dayanışma, destek ve ortak mücadele çağrısında bulundu. KON-KURD, başta Danimarka olmak üzere, Avrupa hükümetleri ve kurumlarından, Kürt halkı üzerinde benzeri baskı ve saldırılara son vermelerini, Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü sürecini engellememeleri, aksine adına hareket ettiklerini iddia ettikleri demokratik değerler gereği, sürecin gelişimi için katkı sunmalarını istedi.