KONGRA-GEL: Mücadele birliği ertelenemez, hayati önemdedir!

Kürdistan halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine çağrı yapan KONGRA-GEL, "Mücadele birliği ertelenemez ve hayati önemde. Bu çete ittifakını yıkmak için her şey meşrudur" dedi.

KONGRA-GEL Eşbaşkanlık Divanı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kürdistan halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine çağrıda bulunuldu.

'ÇÖKÜŞ YAŞADIKLARI İÇİN SALDIRIYI ARTIRIYORLAR'

KONGRA-GEL'in açıklaması şöyle:

"AKP-MHP koalisyonunun temsil ettiği faşist devlet rejimi, çöküş psikolojisinin yarattığı ruh hali ile Kürt halkına yönelik saldırı hamlesini daha da genişletti. Kürt halkının manevi değerleri olan evlatlarının mezarlarına, HDP’li belediyeler ve kadın kurumları başta olmak üzere sivil toplum kurumlarına ve Kürt çocuklarına yönelik saldırıları koordine eden İçişleri Bakanı'nın ve kendisine bağlı polislerin ve bekçilerin psikolojik ruh halleri, AKP-MHP hükümetinin yaşadığı korku ve paniği net bir şekilde yansıtıyor. Bu faşizmin çöküşünün ruh halidir, her zamandan daha çok pervasızca saldırmalarının nedeni budur. Ancak hiçbir şey faşizmin çöküşünü durduramayacak.

AKP-MHP hükümeti uyguladığı tüm baskı, şiddet ve katliamlara rağmen, Kürt halkına boyun eğdiremedi, yürüttüğü imha ve teslim alma politikalarında sonuç alamadı. Halk desteğini kaybeden faşist hükümet, baskı ve şiddet politikaları ile ömrünü uzatmaya çalışıyor.

'TÜM BELEDİYE VE KURUMLAR HEDEF ALINACAK'

Bunun için AKP-MHP hükümeti geri kalan tüm HDP belediyelerine kayyum atayacak. Kürdistan’da muhalif sivil toplum kurumlarını ya kapatarak ya da tutuklamalar ile fiili olarak çalışamaz hale getirecek. Türkiye’de kendisine muhalif sivil toplum örgütleri yasa değişiklikleri ile etkisiz hale getirilecek. Son yerel yönetim seçimlerinde yaşadıkları tabloyu bir daha yaşamamak ve seçimle iktidarı kaybetmemek için gerekli gördükleri yasa değişikliklerini yapacaklar ve kendileri için gerekli olan her türlü tedbirleri alacaklar. Bunların hiçbiri halkımız için sürpriz değil, bunların yapılacağı öngörülerek faşizme karşı mücadele yükseltilmelidir.

'MÜCADELE BİRLİĞİ ERTELENEMEZ, HAYATİ GÖREVDİR'

Parlamentosunun devre dışı bırakıldığı, yerel yöneticilerin tutuklanarak yerlerine kayyumların atandığı, basının çok büyük oranda tekleştirildiği, sivil toplumun susturulduğu, sokaklarının polis ve AKP-MHP çetelerinin tehdidi altında olduğu bir ülkede, rejimin adı açık faşizmdir. Buna karşı yapılması gereken tek şey; mücadeleyi yarına ertelemeyen, işi seçimlere bırakmayan, faşizme karşı tüm devrimci-demokrasi güçlerinin mücadele birliğinin yaratılmasıdır. Bu, dönemin en acil, en temel hayati görevidir.

Korku, susturma, baskı, yıldırma politikalarını boşa çıkarmak için başta Kürt muhalefeti olmak üzere Türkiyeli tüm devrimci-demokrat güçler, anti faşist demokrasi cephesini acilen örgütlemeli ve mücadeleyi yükseltmelidir.

Faşist Türk devlet rejimi en zayıf olduğu süreçtedir. Kürdistan Özgürlük Mücadelesini tekniğe dayalı savaş ile etkisizleştirmeyi hedefleyen devlet politikaları çöktü. Gerilla tekniğe karşı savaşta kendisini koruma ve karşı tarafa saldırı konusunda kazandığı tecrübe ile büyük gelişme yarattı. Bu durum savaşın gidişatını değiştirdi. Teknik ile sonuç almaya umut bağlayan faşist devlet rejimi şimdi büyük hayal kırıklığı içindedir, yaşadıkları öfkenin temel nedeni de budur.

Özellikle son beş yılda devletin tüm kaynaklarını teknik savaşa aktarma temelinde sonuç almak isteyen savaş konsepti nedeniyle ekonomi çöktü. Savaşın yarattığı ekonomik-siyasal-sosyal krizin altında kalan AKP-MHP iktidarı da çöküş sürecindedir. Bu sadece AKP-MHP iktidarının çöküşü değil, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar Kürt halkının inkâr ve imhasına dayalı politikalarda ısrar eden faşist devlet rejiminin çöküş tablosudur.

'BU İTTİFAKI YIKMAK İÇİN YAPILACAK HER ŞEY MEŞRUDUR'

AKP-MHP hükümeti çöküşü durdurmak ve iktidarlarının ömrünü uzatmak için, Efrîn sürecinde olduğu gibi şimdi de Ayasofya Müzesinde okutulan Fetih suresi ile Kürt halkına yönelik yeni katliamların fermanını veriyor. Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin varlığını ortadan kaldırmayı hedefleyen bu mafya-çete ittifakını yıkmak için yapılacak her şey haklı ve meşrudur, özsavunma temelinde meşru savunmadır.  

Bu temelde tüm gençlere ve kadınlara çağrımız; bu tarihsel sürecin bilinci ile öncülük rollerini oynamak için mücadeleye katılmaya, toplumsal mücadeleyi örgütlemeye, direnişi yükseltme temelinde mücadelenin her alanında görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

1 HAZİRAN ŞEHİTLERİ ANILDI

1 Haziran Hamlesi'nin 16. yıl dönümünde hamlenin tüm şehitlerini sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. 1 Haziran Hamlesi'nin zafer ruhuyla, Kürdistan halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin bu süreçte korkuya karşı cesareti, baskı ve zulme karşı direnişi yükselterek özgürlüğün zaferini tarihin altın sayfalarına yazdıracağına olan inancımızla, direnişin bayrağını yükseltenleri selamlıyor, üstün başarılar diliyoruz."