Kuran kurslarında Kürt çocuklarının şüpheli ölümleri...

Bir zamanlar YİBO’ların yürüttüğü asimilasyon politikaları şimdi yatılı Kuran kurslarında yapılıyor. Son günlerde Kuran kurslarında Kürdistan’dan kandırılıp götürülen çocukların şüpheli ölümleri dikkat çekiyor.

Rize'nin Pazar ilçesinde bulunan Kuran kursunda 4 yıl içinde birbirine akraba iki Kürt çocuğun denizde boğulmaları dikkatleri bu kuran kurslarına çevirdi. Alınan bilgilere göre kuran kursu koşullarından ötürü uyuz hastalığına yakalanan ve evine gönderilmek istenen Beritan Acar’ın (16) ‘Deniz suyu uyuza iyi gelir’ diyerek yüzme bilmediği halde denize girdiği ve boğulma tehlikesi geçirdiği ortaya çıktı.

Muş’ta yatılı kuran kurslarından gelen şüpheli intihar ve cinsel saldırı haberlerinin ardından Rize'nin Pazar İlçesi Tütünler köyünde bulunan Yatılı Kuran kursunda kalan 16 yaşındaki Kürt çocuğu Beritan Acar’ın denizde boğulduğu sırada son anda bulunarak hastaneye kaldırılması dikkatleri yeniden bu kuran kurslarına çevirdi. Acar’ın yakın akrabası olan Asım Bilmez'in de 2017 yılında aynı Kuran kursunda okuduğu sırada denizde boğularak hayatını kaybetmesi yaşananların boğulma değil intihar olduğu yönündeki iddiaları güçlendiriyor.

YOĞUN BAKIMDA YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR

Denizden son anda kurtarılarak Rize Devlet Hastanesine kaldırılan 16 yaşındaki Beritan Acar’ın yoğun bakımda bitkisel hayatta olduğu öğrenildi. İsmini vermek isteyen görgü tanıklarının anlattıklarına göre Beritan Acar ve birçok arkadaşı hijyen koşulları, beslenme koşulları olmayan Pazar Yatılı Kuran kursunda uyuz hastalığına yakalandı. Bunun üzerine Kuran kursu hocaları Beritan Acar’ın Van’ın Saray İlçesi Kurucan köyündeki ailesine geri gönderilmesine karar verdi. Ancak dönmek istemeyen Acar, eczaneden uyuz ilacı aldı ve arkadaşlarına “Deniz suyu uyuza iyi geliyormuş, ben gidip denize gireceğim” diyerek Pazar iskelesinde kıyafetlerini çıkardıktan sonra denize girdi.

Çevrede bulunan kayıkçılar tarafından boğulduğu fark edilen Acar’ın kurtarılması için çevrede bulunan AKUT’çulara haber verildi. Beritan Acar ölmek üzere olduğu sırada hastaneye kaldırılıyor. Acar şu anda Rize Devlet Hastanesinde yoğun bakım cihazına bağlı biçimde yaşam mücadelesi veriyor.

KURAN KURSUNDA BULAŞICI HASTALIKLAR BAŞ GÖSTERDİ

Alınan bilgilere göre Pazar Yatılı Kuran kursunda uyuz hastalığının dışında pek çok bulaşıcı hastalık baş gösterdi. Bazı Kuran kursu öğrencileri burada ücretsiz okudukları için ve Kuran kursu hocalarının baskısı nedeniyle gerçeği ailelerine aktaramıyor. Kuran kursunda çocuklara sabah kahvaltısı dahi verilmezken, zorla ibadet yaptırılıyor. Beslenme ve hijyen koşulları olmayan adeta cezaevini andıran Pazar Kuran kursu hakkında ismini vermek istemeyen bazı öğrenci velilerin yetkili kurumlara yaptığı şikayetler ise sonuçsuz kalıyor.

YOKSUL AİLELER İSTİSMAR EDİLİYOR

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da memleketi olan Rize’de neredeyse her köyde bir kuran kursu bulunuyor. Özellikle Kendirli ve Pazar Kuran kurslarında Kürdistan’dan kandırılıp götürülen çocuklar din adı altında Arapça asimilasyon eğitimine tabi tutuluyor. Son yıllarda Kürt köylerini gezip Kürt çocuklarını okutmak vasıtasıyla Rize gibi illere götüren tarikatlar var. Örneğin 20 yıl önce bu tarikatlardan birine katılmış Saraylı M.A isimli şahıs şu anda Rize'de müftülük düzeyinde çalışmalar yürütüyor. Yılda bir iki defa Özalp, Saray’a gelip tespit ettiği çocukları alıp Rize Kuran kurslarına götürüyor. Aynı zamanda bir kolu olmayan engelli M.A ekonomik durumu oldukça sıkıntılı olan Kürt ailelerinin yoksulluğunu da istismar ederek Kürt çocuklarını Rize’ye kaçırıyor.

AMAÇ KÜRT ÇOCUKLARINI ASİMİLE ETMEK

Bu Kuran kurslarında amaç ise Kürt çocuklarını erken yaşlarda asimilasyona tabi tutmak. Ailelerden tek bir kuruş almadan ‘Çocuklarınızı biz okutacağız’ denilerek çocuklarını toplayan bu gruplar, neredeyse bütün Kürt illerinden çocukları bu kuran kurslarında topluyor. Bir zamanlar YİBO’ların yürüttüğü asimilasyon politikaları şimdi bu yatılı kuran kurslarında yapılıyor. Göbekli, uzun sakallı, cübbeli insanların arasında kalan Kürt çocukları Beritan Acar olayında olduğu gibi neredeyse ölüme terk ediliyor.

İsmini vermek isteyen bir öğrenci velisi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Bizim gibi yoksul ve saf insanları istismar ediyorlar ve çocuklarımızı alıp kuran kurslarına götürüyorlar. Bu çocuklardan 5-6 tanesi uyuz hastalığı kapmış. Çocukları evlerine göndermek istiyorlar. Boğulan çocuk eve gelmek istememiş, eczaneden uyuz ilacı almış, “Deniz suyu tuzludur, hastalık geçer” diyerek İskele ’de kendi başına, şortunu giyerek denize atlıyor. Gören bir kayıkçı hemen müdahale ediyor ama kurtaramıyor. AKUT ekibi sel felaketi nedeniyle orada bulunuyor ve gelip denizden çıkarıyorlar. Bu kuran kurslarında hiçbir denetim yapılmıyor" diye konuştu.