‘Lice için yürüyen onbinler bu ülkenin barışa susadığının belgesidir’
‘Lice için yürüyen onbinler bu ülkenin barışa susadığının belgesidir’
‘Lice için yürüyen onbinler bu ülkenin barışa susadığının belgesidir’
“Lice’de yaşanan saldırı sonrasında Beşiktaş, Kadıköy ve Taksim’de yürüyen onbinler bu ülkenin barışa ne denli susadığının belgesidir” diyen Ankara Tabip Odası üyesi Ebru Basa, ezberlerin bozulduğunu ifade etti.
KESK, DİSK, TTB ve TMMOB, 28 Haziran günü Amed’in Lice ilçesi Kayacık Köyü’nde karakol yapımına karşı yürüyen halkın üzerine askerlerin ateş açması sonucu Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği katliamı kınamak ve Gezi Parkı direnişinde yaşamını yitirenleri anmak amacıyla Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünden Sakarya Meydanı’na yürüdü.
“Taksim’den Lice’ye direniş sürüyor sürecek” yazılı pankartın açıldığı eylemde sık sık “Diren Lice halklar seninle”, “Her yer Lice, her yer Taksim”, “Her yer Taksim, her yer Lice”, “AKP’ye teslim olmayacağız” sloganları atıldı. Gezi Parkı direnişinde yaşamını yitiren Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Lice’de askerin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın fotoğrafları taşındı.
Sakarya Meydanı’nda Ankara Tabip Odası üyesi Ebru Basa yaptığı ortak açıklamada, AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana uyguladığı politikalarla halkı isyan ettirdiğini ifade ederek, Taksim Gezi Parkı direnişi ile başlaya bu isyanın iktidarın toplum üzerinde uyguladığı tahakkümü kökten sarstığını söyledi. Basa, “Bu ülkede yaşanan direniş ne Taksim’e ne Kızılay’a ne Gündoğdu Meydanı’na sıkıştırılabilir” dedi.
AKP hükümetinin on yılda devletin her alanını eline geçirerek demokrasiyi ve özgürlükleri daraltan ciddi bir güce dönüştüğünü ifade eden Basa, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın halkın isyanını anlamak yerine baskıyı ve şiddeti tercih ettiğini belirttiği konuşmasına şöyle devam etti: “Lice’de halka kurşun yağdıran iktidar muradının bu ülkede barışı sağlamak değil, toplumun tüm kesimlerini kendine tabi kılmak olduğunu göstermiştir” dedi.
Lice’de halkın yeni karakol yapıma itirazları ile Gezi Parkı’nın yıkılarak AVM yapılmak istenmesine yönelik halkın itirazı arasındaki paralelliğe değinen Basa, “Her ikisinde de halklar, kendilerine karşı saygısız, antidemokratik, baskıcı ve otoriter yönetime isyan etmektedir. Her ikisinde de devlet, anlamadığı, anlamak için çaba bile sarf etmediği kitleleri terörist olarak ilan etmekte, bölmekte, baskı ve zor kullanarak saldırmakta, yaralamakta ve öldürmektedir” diye kaydetti.
“Lice’de yaşanan saldırı sonrasında Beşiktaş, Kadıköy ve Taksim’de yürüyen onbinler bu ülkenin barışa ne denli susadığının belgesidir” diyen Basa artık ezberlerin bozulduğunun altını çizdiği konuşmasında, Kürt siyasetçilerin de yaşananlardan sonra Türkiye’ye yeniden bakması ve dikkatlerini bu ülkede otoriteye ve gericiliğe karşı çıkan kitlelere daha çok yönetmesi gerektiğini belirtti.
Basa son olarak AKP Hükümeti’ne, cezaevlerinde bulunan tutsakları serbest bırakması ve bu süreçte barışçıl eylemler düzenleyen halklara yönelik şiddet uygulayan kamu görevlileri ile mülki amirleri hakkında soruşturma başlatması için seslendi.