Pandemi ne zaman sona erecek?

Aralık ayından bu yana tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs pandemisi, ne zaman zirveyi görecek, ne zaman sona erecek?

Covid-19 olarak adlandırılan yeni pandemi, başlangıçta küçümsendi. Tedbirler geç alındı. Alınan tedbirler yetersiz kaldı. Bu sırada, böyle bir salgına karşı hazırlıksız olunduğu anlaşıldı. Covid-19 yayıldıkça, mevcut kurulu düzenler sorgulanmaya başlandı. Daha 2003 yılındaki SARS virüsünden ders çıkarmayan insanlığın, bu pandemiden nasıl bir ders çıkaracağı henüz bilinmiyor. Salgının sonunda nasıl bir döneme girileceği de ayrı bir endişe kaynağını oluşturuyor.

Çok sayıda soru yanıt beklerken, her gün binlerce ölüme yol açan pandeminin ne zaman sona ereceği öne çıkıyor. Bu kilit sorunun ne yazık ki henüz yanıtı yok.

Uzmanlar ihtiyatlı kalmayı tercih ediyor. Tünelin sonunu ve bu sağlık krizinden çıkış noktasını görmeden, en çok endişe edilen zirveyi görmek gerekecek. Böyle bir durumda tüm çabaların seferber edilmesi gerekiyor zira hastaneler tamamen tıkanma riski altında kalabilir. Zirveyi görmek de son derecek karmaşık bir sorun olarak duruyor. Zira, testler sınırlı olduğu için gerçekte virüsün kaç kişiye bulaştığı bilinmiyor. Ayrıca, tüm coğrafyalar aynı yoğunlukta etkilenmediği için, salgının zirvesi de bölgelere göre değişkenlik gösterecek.

ZİRVEYE NE ZAMAN ULAŞILACAK?

Belçikalı haftalık Mustique dergisine konuşan ULB üniversitesinden epidemiyolojist Simon Dellicour, “Zirveye ulaşmadan, nerede olduğu bilinemez. Bir dağın zirvesine çıkmak gibidir, ama sis nedeniyle zirveyi göremiyorsunuz. İnişe geçmeye başladığımızda zirveyi gördüğümüzü bileceğiz” diyor.

Sağlık uzmanları, mevcut durumda önemli olanın, alt yapıların tıkanmasının önüne geçmek olduğuna dikkat çekiyor.

Pandeminin ne zaman sona ereceği, büyük bir bilinmezlik olarak kalmaya devam ediyor. VRT mikrofonuna konuşan virolog Marc Van Ranst, Mart ayı ortasında yaptığı bir değerlendirmede Çin’deki verilere dayanarak salgının on hafta sürebileceğini belirtmişti. Ancak üç ayı aşkın bir süre sonra Çin’deki durum, krizin çabuk bitmeyeceğine işaret ediyor.

Simon Dellicour, “Salgına karşı mücadeleyi kazanmak için uzun vadede tek çıkış yolu aşıdır” diyor. Ancak aşının hazır hale getirilmesi, aylara hatta bir yılı aşkın bir zamana yayılması bekleniyor. Dellicour, “Şimdiki zamanı aşıdan ayıran her şey, bir yandan sağlık felaketinden kaçınırken, diğer yandan normal bir yaşıma maksimum düzeyde yeniden başlamayı sağlayabilecek tedbirlerdir. Tek senaryo budur” diye belirtiyor.

YAZIN ETKİSİ AZALACAK MI?

Aynı bilim insanı, başka bir tahminde daha bulunuyor: “Bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olduğu göz önüne alındığında, virüsün bulaşmasının, bir dizi sebepten ötürü yaz mevsiminde daha az aktif olması umut edilebilir, her ne kadar böyle olacağını gösteren bir belirti olmasa bile.”

İngiliz The Guardian gazetesine konuşan epidemiyolojist Marc Lipsitch, virüsün sıcak havalarda gelişiminin yavaşlayabileceğine işaret ediyor: “Kışın nem daha zayıftır, bu da virüsün bulaşmasını kolaylaştırıyor (...) Yazın güçlü bir nem ile karşı karşıya kalacağız ve bu da bulaşmayı daha zorlu kılacak.”

Belçikalı Le Vif dergisine konuşan Virolog Marc Van Ranst da benzer şekilde özellikle güneşin koronavirüsün hayatta kalmasını daha zorlu hale getireceğine dikkat çekiyor: “Yaydığımız damlacıklar havada daha çabuk kuruyor. Eğer güneş ışınlarının vurduğu yüzeyler üzerinde bulunuyorlarsa, sadece bir kaç dakikada zararsız hale geliyorlar. Bu yüzeye dokunduğumuzda ormanizmamımıza girmiyorlar.”

Bununla birlikte Ranst, “Isı virüsün yok olmasını garanti etmiyor” diyerek uyarıda bulunmayı da ihmal etmiyor. Zira küresel ısınmanın da virüsün bulaşması veya büyümesini engellemediği ortaya konuldu. Avustralya, Singapur ve Hong Kong’daki durum bunu gösteriyor. Uzmanlar belli bir yavaşlama umudunu ifade etseler de, virüsün hem daha sıcak hem de daha nemli iklimlerde bulaşma kapasitesi gösterdiğinden kuşku duyulmuyor.

AŞI TEK ÇÖZÜM!

Birbirine yüksek düzeyde bağlı olan ve ülkeler arası çok sayıda seyahatin olduğu mevcut dünya koşullarının bulaşma riskini arttırabileceğinin altını çizen Dellicour, “Aşı bulunmadan, virüsün geri dönüşüne her zaman açık halde olacağız” diye kaydediyor.