PKK ve PAJK'lı tutsaklar adına açıklamada bulunan Deniz Kaya, anadilde savunmanın ücret karşılığında yapılıyor olmasına tepki göstererek, "Dünyanın neresinde bir insan anadiliyle konuştuğu ve kendini savunduğu için para vermektedir? Bu gerek halk gerek biz tutuklular için aşağılayıcı bir tutumdur. Biz hiçbir tercüman ücreti ödemeyeceğiz" dedi.                          

Deniz Kaya yaptığı yazılı açıklama ile, anadilde savunmanın ücret karşılığı yapılıyor olmasını kabul etmeyeceklerini bildirdi. 

Çözüm sürecinde devletin adım atmamasının ve ısrarla yok saydığı ve kabul etmediği sorunun başında anadilin geldiğine işaret edilen açıklamada, mahkemelerde anadil savunmasının tutsakların ve halkın mücadelesi sonunda yasal düzenleme ile kabul edildiği ancak bu kez de anadilde savunmanın 'ücret karşılığı' yapıldığı hatırlatıldı. Açıklamada, "Anadilimizle savunma yapmak için şimdi de ücretli tercümanlar belirlenmiş ve bunlar da daha çok polis, zabıt katipleri ve kimi avukatlardır. Kendileri bunları tayin ettikten sonra biz tutsaklardan ücret istiyorlar" denildi. 

Tutsaklar sözkonusu uygulamaya tepki göstererek anadilde savunma için hiçbir ücret ödemeyeceklerini açıkladı. Kamuoyunu da bu uygulamaya karşı duyarlı olmaya ve tavır almaya çağıran tutsakların açıklamasında şöyle denildi: 

"Açıkça belirtiyoruz. Biz hiçbir tercüman ücreti ödemeyeceğiz. Dünyanın neresinde bir insan anadiliyle konuştuğu ve kendini savunduğu için para vermektedir. Başka halklardan bir insan mahkemelerde konuştuğu zaman ücret alınmamaktadır, ama biz Kürtlere gelindiği zaman ise ücret istenmemektedir. Gerek halk olarak, gerekse biz tutuklular için aşağılayıcı bir tutumdur ve asla kabul etmeyeceğiz. Bizler anadilimizle savunma yapmak istiyoruz, ama bunun için hiçbir ücret ödemeyeceğiz ve ücretli tercüman kabul etmeyeceğiz. Savunmalarımızı alıp almama devletin sorunudur" denildi. 

Açık ki Kürt sorununu çözmeyi vaat eden devletin bu uygulaması, devletin ciddi yaklaşmadığının açık göstergesidir. Devlet gerçekten adım atmak istiyorsa öncelikle Önderliğimizi bırakmalı, hasta arkadaşlarımızı ve zindanları boşaltmalıdır.

Bu konuda tüm halkımızı, demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya ve tavır almaya çağırıyoruz."