Ölüm orucundaki Doğan: Bıçak kemikte!

Ölüm orucundaki tutsaklardan Aslı Doğan, direnişin bu önemli aşamasında sadece dert yanmanın yetmediğini söyleyerek, “Bıçak kemikte. Herkes elinden ne geliyorsa yapmalı” dedi.

Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde ölüm orucunu sürdüren 13 yıllık tutsak Aslı Doğan, tecrit kırılmadıkça soykırımın devam edeceğine dikkat çekerek, “Yeter ki tecridi kıracağımıza inanalım, kendimize güvenelim ve elimizden ne geliyorsa yapalım. Birbirimizi tamamlarsak mutlaka başaracağımıza inanıyorum” diye seslendi.

Ölüm orucundaki tutsaklardan Aslı Doğan, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. 1979’da Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde dünyaya geldi. Doğan, 2002’de Kürt Özgürlük Hareketi’ne katıldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik zehirleme girişimi ve tecridin ağırlaştığı 2006’nın sonunda fedai eylem için Türkiye’ye geçti. Doğan, 2007’nin başında tutuklandı. 13 yıldır tutsak olan Doğan, 1 Mart’ta süresiz-dönüşümsüz açlık grevine dahil oldu, 30 Nisan’da ise ölüm orucuna dönüştürdü.

TECRİT KIRILMADIKÇA SOYKIRIM SÜRER

Direnişin yarattığı başarı ruhu ve manevi gücün heyecanıyla direnişin tam ortasında yer almanın onurun yaşadığını; kararlı, inançlı ve yüksek moralli olduğunu belirten Aslı Doğan, 5 Mayıs’ta gönderdiği mektupta, AKP/MHP faşizminin soykırımdaki ısrarına karşın tecridi kırmaya kesin kararlı oldukları için eylemlerini büyüttüklerini söyledi. Doğan, “Soykırımın en temel ve en aslı amacı; Kürt Halk Önderi’ni unutturmak; kimliksiz, önderliksiz, tarihsiz, zihniyetsiz, yönetimsiz ve ekonomisiz bırakmaktır. İmralı işkence sistemi, soykırımın merkezidir. Tüm özel/psikolojik savaş biçimleri önce orada, sonra da halklara uygulanmaktadır. Soykırım budur. İmralı tecridi kırılmadıkça Kürt halkı üzerindeki kırım daha da vahşileşecek” dedi.

DOĞRULARI SÖYLEMEK YETMİYOR

Doğan, direnişin bu önemli aşamasında sadece dert yanmanın, doğruları söylemenin ve eleştirmenin yetmediğini söyleyerek, şunları vurguladı: “Aksine tüm bunlar soykırımı, yani tecrit sistemini beslemekten öteye gitmiyor. Artık soykırımın ne kurbanı ne de suç ortağı olmalıyız. Bıçak kemikte. Kendi tarihimizin kaderini belirleyeceğimiz günlerdeyiz. Bunun için de herkes bulunduğu yerde örgütlenmeli ve elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Halk ve zindandakiler olarak birbirimizi tamamlamalıyız.

KENDİMİZE İNANALIM, GÜVENELİM

Direniş dolu bir tarihimiz; 40 yıllık mücadelemizin yarattığı devasa bilme, anlama düzeyimiz ve tecrübemiz var. Yeter ki tecridi kıracağımıza inanalım, kendimize güvenelim ve elimizden ne geliyorsa yapalım. Birbirimizi tamamlarsak mutlaka başaracağımıza inanıyorum.”