Anneler, ablukaya rağmen meydanda: Vazgeçmeyeceğiz!

Cumartesi Anneleri, polis ablukasına rağmen 707'nci eylemlerinde buluştu. Eylemde Abdulkerim (Şemsettin) Yurtseven, Miktat Özeken, Münür Sarıtaş’ın hikâyesi paylaşıldı.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin cezalandırılması için 707’nci kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, yine polis  engelliyle  karşı karşıya kaldı. Kitlenin toplandığı Çukurluçeşme Sokağı’nı kuşatan polisler, diğer haftalardan farklı olarak bu hafta İHD binasının önünü eylemden tam 45 dakika önce ablukaya alarak, saldırı anonslarında bulundu. HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Garo Paylan’ın katıldığı eylemde bu hafta DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TMMOB, TTB, Limter-İş Genel Başkanı Kamber Saygılı, 78’liler Girişimi Türkiye Sözcüsü Celalettin Can ve mesleğini icra ederken yaşanan hukuksuzluğa itiraz ettiği için 1 gün tutuklanıp serbest bırakılan Avukat Ömer Kavili de destek verdi. 

'HUKUKSUZLUK FELAKETİ!'

Ablukaya rağmen bu haftaki açıklamayı okuyan gözaltında kaybedilen Fehim Tosun’un kızı Besna Tosun, 27 Ekim 1995 tarihinde Gever’de gözaltında kaybedilen Abdulkerim Yurtseven, Miktat Özeken, Münür Sarıtaş için adalet istedi. Tosun, tarafsız ve verimli adalet dağıtan bir yargı sistemi olmadığı için hak ihlaline uğrayanların adalet talebinin karşılıksız kaldığını vurgulayarak, “Haksızlığa uğrayanların hakkının teslim edilebilmesi ancak iktidarın hukuk kurallarıyla sınırlandığı durumlarda mümkündür. Türkiye bugün hukukun üstünlüğü ile bağlı olmayan iktidar ve yargı gücünün yarattığı bir hukuksuzluk felaketini yaşamaktadır. Bizim adalet talebimizin 8 haftadır polis baskısı ve şiddeti ile engellenmesi bu felaket ortamının sonucudur” dedi. 

'BENZİN DÖKÜLEREK KATLEDİLDİLER!'

Tosun, şöyle devam etti:

"27 Ekim 1995 günü Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı köyüne baskın yaptı. Baskın sırasında köylülere ağır şiddet uygulandı. Askerler köyden ayrılırken işkenceden ayakta duramayan 73 yaşındaki Abdulkerim (Şemsettin) Yurtseven, köye odun toplamak için gelen 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ı gözaltına alarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburu’na götürdü."

Tosun, olayın Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarında şu şekilde yer aldığını aktardı: "Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Yurtseven, Özeken ve Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır. Aynı çukura gömülen köylülerin cesedi köpekler tarafından çıkarılınca, köylülerin cesetleri bu kez taburun yakınlarından geçen çaya atılmıştır."

ANNE TEPE’DEN SOYLU’YA: BİRAZ UTAN!

Açıklamanın ardından söz alan kayıp yakınları, polis ablukasına tepki gösterdi. Gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi Muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, şöyle konuştu:

"Benim oğlum Ferhat Tepe Özgür Gündem muhabiriydi. Süleyman Soylu, 'Bunları PKK kaçırdı' diyor. Benim oğlumu PKK kaçırmadı; benim oğlumu Türk İntikam Tuğayı kaçırdı. Benim oğlumu Garnizon Komutanı  Korkmaz Tağma kaçırdı. Benim oğlumu Bitlis’ten Diyarbakır’a işkence ederek götürdüler, Pazar yerinde ölü  bulundu."

Gözaltında kaybedilen Ahmet Kaya'nın kızı Emine Erbek'in ardından söz alan Fatma Kırbayır Gülmez de, Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi: “Bize adalet yerini bulacak dedin ve adalet yerini bulana kadar da ben buradayım. Burada adalet isteyen insanların önünü kapatma. Götürdünüz, öldürdünüz bari kemiklerimizi verin!"

Polislere de tepki gösteren Gülmez, “Yeter artık, biz bu acıyı çekmek istemiyoruz. Gidin sorun kardeşinize, ananıza, babanıza, böyle bir şeyi onlar yaşamak ister miydi ? Biz yıllardır kayıplarımızın akıbetini soruyoruz, bir tane kemiğimizi arıyoruz" diye belirtti.

EMİNE ERDOĞAN'A TEPKİ

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da “Emine Erdoğan da bir anne. İnsan hakları toplantılarına katılarak, insan haklarından söz ediyor. Güçlü olan haklıdır, diyor. Benden güçlüsü var mı? Ben buradayım, ben haklıyım” şeklinde konuştu.