Ben sevgisiz yaşayamam…

“Ben, sevgisiz yaşayamam. Sevmek ve sevilmek, en büyük tutkum. Bunu sende, sizde buldum. Ve bundan aldığım güçle diğer yoldaşlarımı cesaretle sevmeyi başardım. Delice arkadaş ve dost peşinde olan biriyim…”

Pınar Yıldırım, arkadaşlarının tanıdığı adıyla Jîndar Ezgi… 17 yılını Kürdistan dağlarında halkına adayan Jîndar! Dağların nadide esmer gülüşlü gerillası, komutanı… Kandil, Behdinan, Zagros ardından son 6 yılını ana toprağı Dersim’de fedaice geçiren bir ömür. Munzur suyunun kaynağı kadar duru, bahar yağmurlarının arındırıcı aynı zamanda coşkunluğunun ruhunda ve bedeninden taştığı özgürlüğe aşık bir kadın!

Yürüdüğü patikaların bilincini tarihle doldurduğu, karıncasını, taşını, yaprağını, ceylanlarını ayrı sevdiği; mevsimler ve yıllar eklendikçe ana toprağına durmaksızın yoğunlaşan sevgisinin hücrelerini doldurduğu bilge bir gerilla. Varlığıyla kurumuş otlara bile anlam katan, yokluğunun yaratacağı acının da hüznün de onu tamamlayacağını düşünen bir Dersim kadını…

Bir ayrılık zamanı Jîndar yaşadığı duygular ruhundan taşınca yolun yolcuları için bir mektup kaleme alır. Ayrılığı, özlemi, sevgiyi, güveni, yoldaşlığı, tutkuyu, korkuyu kısaca bir mektuba ne kadar çok şey sığabilirse hepsine hayat verir. Bu sebepten sözü esmer gülüşlü gerillaya bırakıyoruz:

****

Merhaba güzel dostum;

Yazmak, ne yazık ki böyle anların en çaresiz durumu… Birçok boyut değiştirdiğini, hissettiğin o tanımsız anlardan… Yazı yazmayalı da, böyle çok uzun zaman olunca, kelimelerle aradaki mesafe de haliyle uzadıkça uzuyor.

İçimde neler hissettiğimi tanımlamakta çok zorlanıyorum şu an… Bir an her şey çok sadeleşip, görünür oluyor, bir an sonra ise karmakarışık ve belirsiz… Yalnızca, şu andan çok eminim, içimde büyük bir boşluk ve derin bir yalnızlık, sınırlarını hissettirdi bana. O derin çukura yuvarlandığımı hissettim, dün sizlerden ayrıldığım an… Ve senden…

Dersîm’e gelirken, içimde kaygılar vardı. Çünkü delice arkadaş ve dost peşinde olan birisiyim. Bunu ne kadar bulabileceğimi bilmiyordum. Ya da bu konuda, kendimi ne kadar ifade edebileceğimi. Ve yine önyargılar ve oluşacak tepkilerle ne kadar başa çıkabileceğimi de velhasıl, kendim olarak, ne kadar ayakta kalabileceğimi kestiremiyordum. Biraz bu konularda zorlanıyordum.

Ama buraya ulaştıktan sonra, seninle ve diğer arkadaşlarla tanışmak, bir şeyler paylaşmak, bana büyük cesaret verdi. Kendime güvenimi sağladı. Ve sizlerle olan paylaşım, Dersim sevgimin önünü açtı. Ben, sevgisiz yaşayamam. Sevmek ve sevilmek, en büyük tutkum. Bunu sende, sizde buldum. Ve bundan aldığım güçle diğer yoldaşlarımı cesaretle sevmeyi başardım.

Gerçekten isterdim ki; daha çok zamanları paylaşabilelim. O uzun boğazları aşarken yorulmayı, o dik yokuşlarda söylenmeyi, mantarları tuzla yemeyi, her adımda resim çekmeyi… Seninle daha güzel olacaktı bunlar. Şimdi beraber yürüdüğümüz tüm o yollar, gözümün önünde… İçim yanıyor ve acıyor. Her defasında, bir sevilenin yokluğuyla sarsılmak zor.  Ve içimde o kadar çok insan var ki Dersîm’in özlem yüzü de seninle işlendi yüreğime, olsun bu da güzel. Özlemek de bence bir erdem. Ve seni şimdiden çok özledim. Biliyorum, ben hep seni özleyeceğim.

Tüm bu yaşam kargaşasında, en eğlenen kim acaba? Sanki zamanmış gibi geliyor. Hepimizin yaşadıklarına, anılarına şahitlik eden, yalnızca zaman. Anılar, yaşanılanlar zamana gömülüyor. O, çok zengin. Bazen, bunu bir şans olarak görüyorum. Geçicilik hissi, vazgeçemeyeceğimiz güzellikleri aramamızı sağlıyor. Arkadaşlıklar, paylaşımlar, dostluklar… Her zaman güç aldığım sevgiler, özlediğimiz simalar, hatırladığımız anılar. Bunlar içimizin temel taşları.

Kısa zamanları paylaşmış olsak da bence zamanın uzunluğu ya da kısalığı belirleyici değil, birbirini tanımak ve sevmek için. Dersîm’de bir açıdan kendimi şanssız hissediyorum. Her zaman yol üstünde, ayrılık arifesinde güzel insanları tanıyorum. Siz de onlardansınız. Yaşamın sürprizi mi diyelim. Ama ben sürprizlere inananlardanım. Bir gün yine karşılaşma olasılığımız var. Arkanızda güzellikler bıraktığınızı unutmayın. En azından, ben sizleri hatırlayınca sadece sevgi ve güzellik düşüneceğim.  Sizleri çok özleyeceğim.

Sevgili yoldaşlarım, yoğun sivrisinek saldırıları ve arkadaşların meraklı bakışları altında yazıyorum… Sizinle daha çok sohbet edeceğimi unutmayın. Belki siz duymazsınız, ama ben sohbetlerimi her daim yapacağım. Kendinize çok iyi bakın. Şimdiden iyi yolculuklar diliyorum birbirinizi koruyup kollayın. Sevgisiz, umutsuz, hayalsiz kalmayın. Burada sizi çok seven yoldaşların olduğunu unutmayın. Önünüzdeki yollarda, benimde ayak izlerim var. Patikalarda, sularda, ağaçlarda, taşta… Doğayla olan ilişkimi biliyorsunuz… Hepsi sizi korusun. Yanınızda beni hep hissedeceksiniz. Hepinizi çok seviyorum. İyi yolcuklar…

Jîndar Ezgi Dersim / 22 Haziran 2014

Jîndar Ezgi (Pınar Yıldırım)

15 Ağustos 2018’de Dersim’de yaşanan çatışmada iki arkadaşıyla birlikte şehit düştü.

Kaynak: Yeni Özgür Politika