'Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesini feshetme yetkisi yok'

ÖHD Eşbaşkanı Ayşe Acinikli Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi’ni tek taraflı feshetme yetkisinin olmadığını belirterek, "Tek imzayla, tek kararnameyle, tek kişinin fesih işlemi yapması hukuken geçerli değildir" dedi.

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendisine verdiği yetkiye dayanarak Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından 11 Mayıs 2011’de onaylanan sözleşmeyi 20 Mart gecesi tek taraflı olarak feshetti. İstanbul Sözleşmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti engelleyen ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyor. Her gün onlarca kadının öldürüldüğü Türkiye’de sözleşmenin uygulanması için yıllardır kadınlar sokaklarda ‘kadına yönelik şiddet politiktir’ dedi. Sözleşmenin feshedilmesi de üç gündür tüm Türkiye'de protesto ediliyor.

‘Sözleşmenin feshedilmesi mümkün müdür? Hükümet neden kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe arttığı bir ortam sözleşmeyi feshetti?’ Bu sorularımızı Özgürlükçü Hukukçular Platformu Eş Başkanı Ayşe Acinikli yanıtladı: "Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yok. Kendisine verdiği yetkilerin içinde bile bu mümkün değil. Uygulansın diye konuşulan sözleşmede ortadan kaldırıldı gerçekten iyi bir yere doğru gitmediğimiz gerçek."

BİZ UYGULANSIN DİYE DİRENİRKEN FESHEDİLDİ

Kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe arttığı Türkiye’de Acinikli sorunun hükümetin genel politikalarından kaynaklı olduğunu yorumladı. "Dünya genelinde kadına yönelik şiddet var ancak Türkiye'de AKP iktidarından sonra tam bir cinayet tablosu var, tam bir taciz, tecavüz tablosu var" diyen Acinikli, kadınlara doğrudan koruma sağlanmamasının sorumlusunu hükümet olarak tuttu.

Acinikli devamında, "Sözleşmenin olması zaman zaman alınan kararlar ve insanın kendisini güvende hissetmesi açısından önemliydi. Türkiye'de uygulamayla ilgili çok ciddi sorun yaşıyorduk. İstanbul Sözleşmesi uygulansın diye bir politika var çünkü uygulanmıyordu. Şu anda onu bile ortadan kaldırmaya dönük bir politika var. Bu doğrudan iktidarın yürüttüğü düşmanca politikanın ürünüdür" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANIN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK

"Hukuken sözleşmenin tek bir ağızdan feshedilmesi mümkün müdür?" sorusuna da Acinikli, "Feshedilmesi hukuka aykırıdır, geçersizdir. Anayasada cumhurbaşkanının uluslararası sözleşmeyi onaylama ve yayımlama yetkisi var ama feshetmesiyle ilgili bir yetkisi yok. İkincisi uluslararası sözleşmesinin usulde paralellik ile kabul şekliyle fesih şekli de paralel olmalıdır. O açıdan da cumhurbaşkanı yetkisiz" diye belirtti. Acinikli, meclis tarafından kabul gören sözleşmenin yine meclis tarafından uygun görüldüğü taktirde feshedilebileceğini sözlerine ekledi.

Hukuk devleti olmanın genel koşulu olarak da böyle okunması gerektiğine vurgu yapan Acinikli, şöyle devam etti: "Bir diğer nokta insan hakları ile alakalı bir konuda cumhurbaşkanının doğrudan bunu kaldırma yetkisi yok. Bir hukuk devleti olmanın gereğidir aslında bu. Hakların ne şekilde sınırlandırılacağı anayasa bellidir ve bu yasalar çerçevesinde yapılabilir ancak fesih işlemi. Burada cumhurbaşkanının iki yıl önce kendisine verdiği bir yetkiye dayanarak aslında bunu yaptı, trajik komik. Bu sözleşmeyi feshettiğinden bahsediyor ama orada kendisine verdiği yetkide bile çok kısıtlı olarak ticari ekonomi bazı sözleşmeler noktasında geçerliliği tartışılabilir ama insan haklarının kısıtlanması bağlamında asla böyle bir yetkisi yoktur."

NORMLAR HİYERARŞİSİNDE ULUSLARARASI SÖZLEŞME ANAYASADAN ÜSTÜNDÜR

Anayasanın 90'ıncı maddesini hatırlatan Acinikli, İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası sözleşme olmasından ötürü anayasanın da üstünde olduğunu söyledi. Norm hiyerarşi gözetildiğinde Anayasanın 90'ıncı maddesinde yer alan, ‘mevcut yasalar çeliştiğinde uluslararası sözleşme hükmü geçerlidir’ sözlerini hatırlatan Acinikli, "Böyle bir şeyden söz ediyoruz. Tek imzayla, tek kararnameyle, tek kişinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak fesih işlemi yapması hukuken geçerli değildir. Sorun şurada Türkiye artık bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştığı için önceden de İstanbul sözleşmesinin uygulanması konusunda sorun yaşıyorduk.

Şu anda artık ortada olmadığını iddia eden bir kesime karşı hayır bu hala yürürlükte dememiz gerçekte bunun karşılığı sıkıntılı. Çünkü biz var olan kanunları uygulatamıyoruz. Bu yapılan şeyle kadın katilleri, tacizcileri, tecavüzcüleri bir cesaretlendirme durumu oldu. Bu 6284 sayılı kanun kaldı bir tek elde. Bekçilere verilen yetkiler var, yazılan şeylerin hayata geçirilmesi sıkıntılı, zaten bir sürü sıkıntıyla boğuşan bir sistem var" diye konuştu.