Kadınlar İstanbul Sözleşmesi için sokaklarda olacak

Avrupa Konseyi’ne bildirimde bulunan Türkiye, 1 Temmuz'da İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk ülke olmaya hazırlanıyor. Kadınlar ise haziran ayı ve 1 Temmuz günü dahil olmak üzere sokaklarda olacak.

AKP ve MHP iktidarı kadınların ve toplumun geniş kesimlerinin itirazlarına rağmen 1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmaya hazırlanıyor. Avrupa Konseyi’ne yapılan bildirimden itibaren üç aylık süre 1 Temmuz’da dolunca, Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk ülke olacak. Bu çerçevede kadınlar 1 Temmuz da dahil haziran ayı boyunca çeşitli eylemlerle sokaklarda olacak.

BU CÜMLENİN BİR GERÇEKLİĞİ VAR

ANF’ye konuşan Kadınların Kurtuluşu Merkezi Koordinasyon Üyesi Nupelda Çelik,  1 Temmuz öncesi kadınların sokaklarda olacağının altını çiziyor: “İstanbul Sözleşmesi yaşatır sloganı fonetik olarak her ne kadar kulağa hoş gelmese, kafiyelerle bezeli olmasa da Türkiye kadın ve feminist hareketi tarafından İstanbul Sözleşmesi’ne İlişkin bütün eylemselliklerde; katledilen kadınları andığımız her alanda, 8 Mart’larda, 25 Kasım’larda, son süreçte çekilme tartışmalarıyla birlikte çokça söylenen, haykırılan bir slogan haline geldi. Çünkü bu cümlenin bir gerçekliği var. İstanbul Sözleşmesi gerçekten de kadını, çocuğu, LGBTİ+ları yaşatmak, korumak, koruma tedbirlerini sağlamak, bu kişilere karşı işlenmiş suçlarda caydırıcı cezaların uygulanmasını sağlamak için var olan bir sözleşme. Türkiye’deki milyonlardan oluşan kadınlar ve LGBTİ+lar çekilme sürecinin başlamasıyla birlikte sokakta, alanda meydanlarda eylemsellikler yarattı. Önümüzdeki süreçte de yeni eylemsellikler meydana getirilecek.”

19 HAZİRAN MİTİNGİ

12 Haziran Cumartesi günü İstanbul Kadıköy’deki Yoğurtçu Park’ında bisiklet eylemi yapacaklarını dile getiren Çelik: “Bir araya gelen kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için pedallarımızı çevireceğiz. Ardından 19 Haziran tarihinde Bakırköy’de EŞİK’in çağrısıyla Türkiye kadın hareketi, feminist hareketten hem bireyler hem de kurumlar olarak bir miting düzenleyeceğiz. 1 Temmuz’a giden süreçte neden kararın geri çekilmesi gerektiğini söyleyeceğiz. 1 Temmuz’a giden yolda bu kitlesel eylemlerin dışında elbette ki kadınların sokaklarda seslerini haykırmaya devam edecek. 1 Temmuz gününde kadınlar yine sokaklara dökülecek. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına tepki gösterecek. Kadınların eylem çizelgesi şu an bu şekilde” şeklinde konuşuyor.

TOLERE EDİLMEYECEK BİR ŞİDDET

Sözleşmenin tartışmaya açılmasının yanı sıra salgınla kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlerin de arttığına dikkat çeken Nupelda Çelik, var olan tabloyu ise şöyle özetliyor: “Her ne kadar bu ülkenin bakanları tarafından salgın sürecinde yaşanan kadına yönelik şiddetin ‘tolere edilebilir’ düzeyde olduğu söylense de, özellikle bu dönemle birlikte kadınlar ve LGBTİ+lar yoğun bir şiddet, taciz, tecavüz ve katledilmeyle karşı karşıyalar. Salgının başladığı 2019 yılında 421, 2020 yılında  409, henüz ilk yarısında olduğumuz 2021 senesinde ise 170’i aşkın kadın katledildi.

Bunlara karşı bir bakanın böyle bir cümle kurmasının sebebi elbette ki arkasında duran gücün istatistiklerden farklı olmayacaktır. Örneğin Türk polis teşkilatının geçtiğimiz ay skandal sayılabilecek bir gönderisi vardı sanal medyada. Bayağı hazırlanmış, istatistik çizelgesiyle birlikte 2 ay arasında karşılaştırma yapılmış ve ilk ayda 30 küsür, bir sonraki ayda da 20 küsür kadının katledilmesini, kadın katliamlarında azalış olarak nitelendirilen bir paylaşım yapıldı hatırlarsanız. Ancak hemen silseler de bizler, erkek devletin bu kadın katliamını yüzdelerden ibaret gördüğüne yine tanık olduk. 

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alınmadan önce de fiili olarak uygulanan bir sözleşme zaten değildi. Bizim İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından önce de talebimiz uygulanmasıydı.  Şu an geri çekilme kararı gündemde, biz İstanbul Sözleşmesi’nin geri gelip uygulanmasını talep ediyoruz.”