Önder Apo’nun "demokratik toplum" ve "toplumsal barış" çağrılarının ardından birçok alanda saha çalışmaları başlatıldı. Toplumsal barışı sağlamak ve asrın çağrısı ile beraber halka buluşmalarının başladığı Bakur Kürdistan'da kadınların yürüttüğü çalışmaların yoğunluğu ise dikkat çekiyor. "Kadın Rönesans'ı" hedefi ile çalışmalarına başlayan ve barış sürecinin öncüsü olan kadınlar, dört parçada mücadelelerini ortaklaştıran çalışmalara da imza atıyor. Ulusal birlik noktasında geçtiğimiz dönemde Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı düzenlendi. Konferansa Kürdistan'ın birçok kentinden katılan kadın parlamenterler; kadınların yaşadıkları sorunları, barış çağrılarını ve kadınların bu süreçte ki rolünü tartıştı. Önemli sonuçların çıktığı konferansta kadınlar, birliğin sağlanması ve ortak örgütlülük zemininde ortaklaştı.
Konferansa katılan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti ve HDP Milletvekili Gülser Yıldırım, Kürt kadınların birliği ve ortak mücadelesinin önemine dikkat çekti. Gülser Yıldırım, “Bu adım geç kalınmış ama çok değerli bir adımdır. Kürdistan’ın dört bir yanında yaşanan acılar artık ortak bir duyarlılık ve ortak bir duruşla ele alınmalıdır” dedi.
OLMASI GEREKEN BİR ADIM
Konferansın düzenlenmesine emek verenlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Gülser Yıldırım, bu girişimin bile başlı başına bir başarı olduğunu söyledi. Önder Apo'nun açıklamalarına atıfla Kürtler arasında birliğin artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gülser Yıldırım, “Bu düşünce geç kalınmış bir adımdır ama olması gerekendi. Her birimiz Kürt halkına yapılan zulmü, kadınlara reva görülen baskıyı ve bu zulme karşı nasıl ortak bir duruş sergilememiz gerektiğini konuştuk” dedi.
KADIN SORUNLARINA ORTAK TEPKİ OLUŞTURMAK GEREK
İran’da Kürt kadınlarının idam edilmesine dikkat çeken Gülser Yıldırım, sadece kadınların değil tüm Kürt halkının hedef alındığını belirtti. Ancak kadınların direniş ve birlik noktasında öncü olması gerektiğini vurguladı: “Bizler, Kürt parlamenter kadınlar olarak buna karşı nasıl bir sahiplenme geliştireceğimizi konuştuk. Bu sadece İran’ın değil, bütün Kürt halkının meselesidir. Gerçekten artık birbirimizden sorumlu, gelişmelere karşı tepkimizi ve hatta ortaklaşmamızı gerektiren konular üzerinden bir mutabakata vardık.”
KÜRDİSTANİ GELENEK ÜZERİNDEN ÇALIŞACAĞIZ
Konferansta Dersim’den Enfal’e, Rojava’dan Leyla Qasim ve Arîn Mîrkan’a kadar uzanan tarihsel hafızanın ortak bir şekilde anıldığını belirten Gülser Yıldırım, bu paylaşımların ortak bir mücadele zeminini güçlendirdiğini söyledi. Katılımcıların vardığı en somut önerilerden biri ise dört parça Kürdistan'dan kadın temsilcilerle oluşturulacak ortak bir komite ya da birlik fikri oldu.
Konferansta, Önder Apo'nun başlattığı barış sürecinin önemine de dikkat çekildi. Başûr Kürdistanı’ndan gelen bir parlamenterin bu sürece olan desteğini aktaran Gülser Yıldırım, demokratik çözüm ve diyalogla ilerlenmesi gerektiğini vurguladı. “İlk adım olarak çok verimli ve çok mesela umut verici bir şey olarak görmek gerekir. Bizim önümüze koyduğumuz şey; biraz şu an Kürdistani bir gelenek üzerinden çalışıyoruz. Yani bütün dinleri, halkları, kimlikleri, renkleri kapsayan kendi kültürlerini yaşayabileceği bir zemin, bir ortam, bir yaşam kurmak istiyoruz. Yani bunun için umutlu olmak gerekir. Bu adımı küçümsememeli, tersine büyüterek toplumsallaştırmalıyız. Eğer Rojava’da yaşanan bizi ilgilendiriyorsa, Rojhilat'ta idam edilen kadınlar için de aynı duyarlılığı göstermek zorundayız” dedi.
UMUT YETMEZ ÖRGÜTLENMEK GEREKİR
Kürtlerin ortak bir gelenek, ortak bir yaşam ve özgürlük zemini için mücadele etmesi gerektiğini belirten Gülser Yıldırım, “Umudumuz var ama umut yetmez. Örgütlenmek, çalışmak ve bu birliği büyütmek gerekir. Kadınların bu sürecin öncüsü ve öznesi.