Zenobiya’nın hedefi tüm Suriye

Zenobiya Kadın Birliği, şimdilik Reqa, Tebqa, Minbic ve Dêrazor kadınlarının örgütlemesi için çalışıyor. Hedefi ise çalışmalarını tüm Suriye alanlarına yaymak.

Zenobiya Kadın Birliği Sözcüsü Xoda Îsa Elî, önümüzdeki ay Zenobiya Kadın Birliği’nin de temsil edileceği genel bir kadın meclisi kurulmak istendiğini söyledi.

Zenobiya Kadın Birliği Sözcüsü Xoda Îsa Elî, oluşum amacı ve çalışmalarına dair ANF’nin sorularını yanıtladı.

Devrim öncesi Suriye’de kadının toplum içindeki durumu ve örgütlenme biçimi nasıldı?

Kadının hiçbir misyonu ve rolü yoktu. Bu alanlarda yoğunlukta Arap ve Kürtler yaşıyordu. O dönem Reqa’da bazı kadın kurumları vardı. Bunlar da kendilerini kadın birliği olarak isimlendiriyordu, ancak sadece isim olarak kadını temsil ediyordu. Şam’daki yönetimin etkisi altında çalışmalarını yürütüyorlardı. BAAS üyesi kadınlar içinde yer alabiliyordu. Birkaç kişiden oluşan ve tanınan kadınlardı. Evet, kadınlar okula gidiyordu, üniversite de bitiriyordu ama toplumda kadına biçilen rol çok sıradan ve etkisiz olduğu için bu okuyanların da pek bir rolü yoktu. Sadece BAAS rejiminin çıkarlarına hizmet eden ve onun fikrini savunan kadınlar toplumda öne çıkıyordu. Zaten dışarıdan BAAS rejimine bağlı kişiler gelip toplumu yönetiyordu. Bu nedenle okuyan kişiler de evlerinde oturmak zorunda kalıyordu. Bu sistem tam 40 yıl devam etti.

Suriye’da ayaklanmalar ve devrim başladığında kadınlar nasıl etkilendi, bir rol aldılar mı?

Devrim başladığında kadınlar da yerini almak istedi, ancak devrim kendi çizgisinden uzaklaştı ve kadınlar bir kez daha bunun dışına atıldı. Kadınların Suriye devrimine yönelik çok büyük umutları vardı. Haklarına, özgürlüklerine kavuşacaklarını ve birçok alanda yer alabileceklerini umut ediyordu. Devrim amacından sapınca tüm bu umutları da kırıldı. Bazı silahlı güçlerin alanlarımızı işgal etmesiyle talan ve hırsızlık 2-3 yıl sürdü. Daha sonra DAİŞ işgali başladı. Kadınlar için çok daha ağır bir darbe oldu. Katledildiler, pazarlarda satıldılar, evlere kapatıldılar, siyah çarşaf giymek zorunda bırakıldılar, tecavüze uğradılar ve DAİŞ emirlerine köle oldular. Reqa, DAİŞ’in merkezi oldu. Burada çok büyük acılar yaşatıldı. Êzîdî kadınlar getirilip burada satıldı. Tebqa, Minbic ve Reqalı kadınlar da aynı muameleye maruz kaldı. DAİŞ zulmü altında bölge halkı çok büyük acılar yaşadı. Bu zulümden kurtulma umudumuzu kaybetmiştik fakat Kobanê direnişiyle yeniden umudumuz yeşerdi.

Özellikle YPJ savaşçılarının DAİŞ çetelerine karşı savaşmaları ve zafer kazanmaları, bölgedeki kadınlar üzerinde nasıl bir etki yarattı?

Kobanê ve Girê Spî özgürleştirildiğinde ve YPG, YPJ kendilerini örgütleyip geliştikçe, bizim de birçok genç kızımız kendilerini bu zulümden kurtarmak için YPJ’ye katılıyordu. Bu kızların birçoğu kendi bölgelerini özgürleştirmek için şehadete ulaştı. Her bir alan YPG ve YPJ tarafından özgürleştirildiğinde bizim de özgürlüğe olan umudumuz gelişiyordu. Her geçen gün bizde tarihi değişimler oluyordu. Kobanê zaferinden sonra Reqa, Tebqa ve Dêrazor kadınları da askeri güçlerde yerlerini almaya başladı. Kendi alanlarını özgürleştirmek için savaştılar. Bu alanlar özgürleştirildikten sonra, biz Reqa, Tebqa, Minbic ve Dêrazor kadınları olarak artık buradaki kadınların da kendilerini örgütlemeleri ve bu ruh üzerine yaşamaları gerektiğine inandık. Kadınların yönetim kurumlarında, savunma, asayiş, eğitim, siyasi partiler ve ideolojik alanlarda yer aldıklarında bu çok büyük bir başarı olarak değerlendirildi. Artık toplumda kadınların rengi belirmeye başladı. Kadınlar artık her alanda yer almaya başladı.

Zenobiya Kadın Birliği fikri nasıl gelişti? Neden özellikle Zenobiya, bunun özel bir anlamı var mı?

Elbette alanlarımızda kurulan bu kadın kurumları öyle kendiliğinden oluşmadı. Biz Cizîrê’deki kadınları kendimize örnek aldık. Onları kendimize öncü olarak kabul ettik. Kongra Star kurulduktan sonra biz bunu kendimize örnek aldık ve kendi bölgelerimizde, kendimize ait kadın kurumları kurduk. Bölgelerimizde kurulan bu kadın kurumları, kadınların sorunlarını çözme merkezi ve yeri haline geldi. Toplumda bir çözüm merkezi oldular. Daha önce kurulan her kurum, ayrı ayrı kendi çalışmalarını yapıyordu. Bunlar yönetim kurumları, Kongra Star komiteleri, kadın evleri gibi farklı farklı kadın kurumları şeklinde çalışmalarını yürütüyordu. Çalışmalarımız son dört yıl bu şekilde gelişti. Dört yıl sonra artık bu kurumların bir kadın birliği çatısı altında toplanması gerektiğine karar verdik. Bu şekilde Zenobiya Kadın Birliği’ni oluşturma kararına gidildi.

Haziran’da yapılan kongrelerde Zenobiya Badın Birliği oluşturulması kararı alındı. Siyasi, askeri, ekonomik, eğitim, sağlık ve her alanda kadını örgütlemeyi hedefliyor.

Zenobiya, tarihte bir Titmur kraliçesidir. Kadın için mücadele eden, zulme boyun eğmeyen bir kadındır. Biz de Suriye kadınları olarak bu ismi seçtik.

Zenobiya şimdilik Reqa, Tebqa, Minbic ve Dêrazor kadınlarının örgütlemesi için çalışıyor. İleride tüm Suriye alanlarında çalışmalarını genişletecek. Kurulduktan sonra Reqa, Tebqa, Minbic ve Dêrazor’da olmak üzere dört bürosu bulunuyor. Bu dört büro yönetim kurulu tarafından yönetiliyor. Kurul, 7 kişiden oluşuyor. Dört büroda 11 komite oluşturulmuş. Bu komiteler; ekonomi, eğitim, basın, ideolojik, savunma, şehit aileleri ve sulh komiteleri aktif olan komitelerdir. Yine, önümüzdeki süreçte kültür komitesi de kurulmayı hedefliyoruz.

Zenobiya’nın logosunda bulunan her renk bir halkı temsil ediyor. Yine Arapça, Kürtçe ve Süryanice olarak yazıldı.

Bölgedeki kadınlar nasıl karşıladı?

Birlik oluştuktan sonra tüm alanlarda kadınlarla toplantılar yapıldı. Tüm kadınlarla birlikte geniş tartışmalar yürütüldü. Kadınlar bu projeyi çok destekledi. Önümüzdeki ay genel bir kadın meclisi kurulmak isteniyor. Bu meclis içinde de tüm kadın kurumları olacak. Özerk Yönetim, Kongra Star, kadın evi, Zenobiya Kadın Birliği, Suriye Meclisi burada temsil edilecek.

Bölgemizde kadınlar siyasi açıdan kendilerini çok iyi geliştirdi. Zenobiya, tüm kadınların kendilerini bulduğu bir merkez haline geldi. Her kadın kendi hakkını bu kurum yoluyla savunmak istiyor. Toplumda DAİŞ zihniyetinin tortuları da var ve bu bizi zorluyor. Aşiret adı altında bazı örf ve adetler bizi zorluyor. Biz eğitim yoluyla toplumda bir değişim yaratmak istiyoruz. Her anlamda direnişimize devam edeceğiz.